HEDEF KÜÇÜLTMEYE KARŞI CEPHE GENİŞLETMEK

Necdet Topçuoğlu

Türkiye de siyaset maalesef liderler eliyle yürütülmektedir. Biz buna karşı olsak da bu böyledir. Bu gerçeği kabul etmeden çözüm üretilmesi söz konusu değildir. Liderler mücadelenin içinde olmadıkları takdirde, teşkilatların katkıları yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle altı liderden birisi başkan, beşi de başkan yardımcısı adayı olmadıkça, partileri aktif olarak seçimin içine dahil etmek mümkün değildir.

Altılı masanın dışından ortak aday çıkartılması model olarak daha önce denenmiştir. Sonuç alınamadığı görülmüştür. Dışarıdan gösterilecek bir aday, altılı masanın dağılmasına neden olabilir. Aday belli olduktan sonra ister istemez, kamuoyunun ilgisi doğrudan adaya yönelecektir. Bu durumda altılı masa gölgede kalır ve etkinliğini kaybeder. Hiçbir parti etkinliği olmayan bir masanın etrafında olmak istemez.

Sayın Erdoğan her ne kadar taktiksel olarak Bay Kemal diye feryat etse bile, kendisi için isim önemli değildir. Onun amacı aday kim olursa olsun erkenden karşısına alıp, elindeki bütün imkanları kullanarak onu ezmek istemektedir. Adı açıklanan aday Sayın Erdoğan için küçültülmüş bir hedeftir. Elindeki medya desteği ile adayı yoğun saldırı altına almak istemektedir. Yalnızlaştırmak ve itibarsızlaştırmak bunların temel politikasıdır. Arkasında organize parti veya ittifak desteği olmayan bir adayın bu saldırılara karşı dayanması imkansızdır.

Hedef küçülterek adayı baskı altına alma planının karşıtı, cepheyi genişletmektir. Bunun başka bir alternatifi yoktur. Sayın Erdoğan’ın kurguladığı bu taktik doğru okunmadığı takdirde seçimin kazanılması hayal olur. Cephenin genişletilmesi, yetki ve sorumluluk paylaşımı çerçevesinde, altılı masadaki bütün liderlerin seçim sürecinin içinde yer almalarıyla mümkündür. Böyle bir organizasyon karşısında Sayın Erdoğan ve paydaşlarının saldırı güçleri parçalanarak etkisiz hale getirilmiş olacaktır.

Diğer yandan muhalefet blokunun toplu ve organize saldırıları karşısında bu defa, Sayın Erdoğan, küçülmüş hedef haline gelecektir. Böyle bir karşı taktiksel yaklaşım, Cumhur İttifakının kendi planladığı oyun ile yenilmesine katkı sağlayacaktır. Buna kendi oyununa yenilmek denir. Bu karşı planın detayları üzerinde mutlaka çalışılmalıdır. Altını çizerek ifade etmek istiyorum. Bire bir de Sayın Erdoğan, bire altı da ise muhalefet şanslıdır. Hatırlatmak bizden, takdir altılı masanın liderlerinden.

Sadece Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmak doğru değildir. Cumhurbaşkanı ile birlikte Parlamento da nitelikli çoğunluğun sağlanması da zorunludur. Seçim Kanununda yapılan son düzenlemelerle Siyasi Partilerin tek başlarına seçime girmeleri imkansızlaşmıştır. Bu nedenle aralarında anlaşarak baraj sorunu olmayan partilerin listelerinden seçime girmeleri gerekmektedir. Bu durumda Milletvekili aday listelerinin hazırlanması tam bir can pazarına dönüşecektir.

Her şey bu gün olduğu gibi kolay olmayacaktır. Siyasi menfaatler ayrıştıkça ayrılmaların, saf değiştirmelerin görülmesi mümkündür. Partiler arasında uzlaşma sağlanmış olsa bile, tabanda oluşacak tepkiler uzlaşmaları etkileyecektir. Ayrıca iktidar kanadı bölünmeyi sağlayacak, her türlü girişimi yapmaktan geri durmayacaktır. Esas tehlike budur. Liderler bunu önüne geçemezler ise Türkiye’nin önündeki son fırsat da siyasi menfaat ve entrikalara kurban edilmiş olacaktır.

Bu sorunun aşılması için, bütün Siyasi Partilerin bu seçimin bir iktidar, mevki, makam seçimi olmadığı, rejim seçimi olduğu konusunda kararlı olmaları zorunludur. Her partinin bir ortak paydada uzlaşması gerekir. Ancak bu söylendiği kadar kolay değildir. Liderlerin çevreleri, partilerin radikalleşmiş yöneticileri ile kuşatılmıştır. Liderlerin bu kuşatmayı yarmadan çözüme katkı sunmaları mümkün değildir. Zamanı gelince siyasi menfaatlerin, ülke menfaatlerinin önünde tutulduğunu ibretle izleyeceğiz.

Önümüzdeki dönem, herkesin bireysel menfaatlerini bir kenara bırakarak, rejimin kurtarılmasına katkı vermesi zorunludur. Ortak listelerden gösterilecek adayların, seçmenin ortak paydasına uygun adaylar olması gerekmektedir. Mevcut Siyasi Partilerimizde bu olgunluk olmadığı için esas çatışmaların ve ayrışmaların bu konuda olacağını düşünüyorum. Umarım yanılırım ve her şey yolunda gider, ülkemiz bu karanlık günleri atlatır. 

(25, Ekim, 2022-Ordu)