GALİBA BİR BAKAN AZİZ NESİN OKUYOR
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

GALİBA BİR BAKAN AZİZ NESİN OKUYOR

19 Ocak 2022 - 00:01


 
 
Necdet Topçuoğlu
 
 
Sayın Ali Babacan’ı Bakanlık yaptığı dönemlerden tanırım. Hazine de yapılan birçok toplantısına katılmıştım. Kendisi çok iyi eğitim görmüş muhafazakar kökenden gelen bir politikacıdır. Kemal Derviş tarafından hazırlanan ekonomik programı başarı ile uygulamıştır. AKP’nin ilk 7 yıllık başarılı döneminde Sayın Babacan’ın büyük katkısı vardır. Zaten tarafsız gözlemcilerin o döneme ilişkin bir itirazları bulunmamaktadır. Ben bu satırları yazdığım zaman, ne o şimdi de Deva Partili mi oldun diyenler olacaktır. Bunları hiç önemsemiyorum, hakaret etmemek şartı ile isteyen dilediği yorumu yapmakta hürdür. El alem ne der diye hesap yapmadan doğruları yazmak benim görevimdir. Yalnız Millet İttifakını şartsız desteklediğim doğrudur. Yani tarafsız değilim, tam aksine tarafım.
 
 
Sayın Ahmet Davutoğlu ve Sayın Babacan’ın rejimin değişmesi konusundaki katkıları ve sorumlulukları asla inkar edilemez. Şimdi karşı çıkacaklarına vaktiyle engel olmuş olsalardı Türkiye bu duruma gelmemiş olurdu. Ancak bunu şimdi tartışmanın anlamı yoktur. Rejimin değiştirilmesi yönünde gösterecekleri katkı bizim için önemlidir. Her iki lider de sorumluluk paylaştıkları dönem ile ilgili dişe dokunur bir eleştiri getirmemektedirler. Sadece Sayın Ali Babacan Hükumetin yanlış ekonomi politikaları konusunda net eleştiriler yapmaktadır. Bazılarının nasırına bastığı belli ki, Kabinenin Sanayi Ve Teknoloji Sekreterinin ağır sözlü saldırısına uğramıştır. Söz konusu Sekreter nezaket sınırlarını aşarak, ‘’Kelp, kağnı gölgesinde yürür, kağnının gölgesini kendi gölgesi sanırmış.’’ Demiştir. Burada geçen kelp kelimesi, it anlamını taşımaktadır.
 
 
Bu sözleri duyunca Rahmetli Aziz Nesin’in ‘’Zübük’’ adlı romanı aklıma gelmişti. Romanın ikinci adı ‘’Kağnı Gölgesindeki İt’’ olarak bilinmektedir. Yazar romanına bir atasözü ile başlamıştır. ‘’İt kağnı gölgesinde yürür, kağnının gölgesini kendi gölgesi sanırmış.’’ Romanın kahramanı Zübükzâde İbraam Bey, çevresinin saflığı sayesinde sâyeban olan, dolandırıcılıklarının yanı sıra, belediye başkanlığına, milletvekilliğine kadar yükselen, kırk yaşlarında bir açıkgözdür. Aziz Nesin’in bu romanı sinema filmi olarak çekilmiş, rahmetli Kemal Sunal Zübük Ağa rolünü başarıyla oynamıştır. Romanı okumamış olanlar ve filmi seyretmeyenler için geç değildir. Halen bu fırsatı değerlendirme imkanları bulunmaktadır.
 
 
Sanayi ve Teknoloji Sekreterinin ağır hakaret içeren bu sözü, ‘’Zübük’’ adlı romandan aldığı çok açıktır. Ancak kendisinin terörist başı sümüklü Fetö ile çekilmiş resmine bakıldığında kim, kimin gölgesinde olduğu açıkça belli olmaktadır. Aziz Nesin romanlarını okuyanların o kültürden nasiplenmemiş olduklarını görmek oldukça şaşırtıcıdır. Bürokraside her cemaatten mürit ile karşılaştım. İstisnasız tamamının bu Cumhuriyete düşman olduklarını biliyorum. Hangi cemaate mensup olduklarını kullandıkları jargon ve vücut dillerinden anlıyordum. Süleymancılar, Hakyolcular ve Fetullahçılarla aynı yerlerde çok çalıştım. Fetullahçılar iddialı, alaycı ve beleşçiydiler. TRT de denetim yaptığım 2007 yılında, aynı ekipte çalıştığım bir denetçi, üstat bizim abiler seni nasıl fark etmemişler, aslında sen bize çok lazımsın demişti. Bu yazdıklarımı onlar da okuyorlar. Bana özelden yazdıklarından biliyorum.
 
 
Belli makamlara cemaat torpili ile gelenlerin devlete hiçbir eyvallahları olmuyordu. Çünkü onlar devleti değil, o makama gelmesinde desteği olan cemaati tanıyorlardı. Devlet hiyerarşisinden değil, ait oldukları cemaat şeyhinden talimat alıyorlardı. Şimdi bakıyorum o tanıdıklarımın hepsi asansör ile yükselir gibi terfi ettiler. Artık bundan sonra cemaatlerin devlete sızmasını konuşmak çok anlamsızdır. Cemaat karşıtlarının devlete sızmasından bahsetmek daha gerçekçidir. Hiç birisinin din ile ilgisi yoktur. Hepsi de devleti tek başına ele geçirmeye çalışmaktadırlar. Devlet bu işgalden kurtarılmaz ise gün gelir bunların hepsi birbirine düşer ve ülke Afganistan’a döner. Atatürk bu durumu yıllar öncesinden işaret etmiş, ve uyarmıştır.
 
 
Irak da ‘’Kesnizani Tarikatı’’ ABD ile işbirliği yaparak, Irak ordusunun bir mermi bile atmadan ABD önderliğindeki Koalisyon güçlerine teslim olmasına neden olmuştu. Yaşanmış tarihi olaylardan ders almak gerekir. Devlet her türlü paralel güç odaklarından arındırılmalıdır. Menfur 15 Temmuz olayı ders olmamışsa, başka hangi olayın ders olması gerekir? Devlet, Milletin kendisine hizmet etmesi için kurduğu, kurumlardan oluşan bir organizasyondur. Devletin sahibi Millettir. Milletin devletini ele geçirmeye çalışan her paralel güç, Milletin tokadını yemeyi göze almalıdır. Millet baki oldukça, devlet bakidir. Devlet baş, devletin yönetilme şekli olan rejim şapkadır. Baş ile şapkayı birbirine karıştırmamak gerekir. Yani, baş baki, şapka fanidir. Baş yerinde durdukça, şapkanın birisi gider, bir başkası gelir. Devletin başına hangi şapkanın konulacağına, Millet sandıkta karar verir.
 
 

 
 
 

Bu yazı 574 defa okunmuştur .