DİYANET AKADEMİSİ MEDRESE DEVRİNE DÖNMEKTİR
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

DİYANET AKADEMİSİ MEDRESE DEVRİNE DÖNMEKTİR

28 Mart 2022 - 00:03


Necdet Topçuoğlu

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geçtiğimiz hafta ‘’Diyanet Akademisi’’ kurulmasına ilişkin Yasa görüşülerek kabul edilmiştir. Söz konusu Yasanın Meclis’ten geçişi sırasında hiç bir “Red” oyu çıkmamış olması, büyük şaşkınlık ve üzüntü yaratmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına dair bu Yasa ile, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce yapılan bazı faaliyetlerin, kurulacak ‘’Diyanet Akademisi’’ bünyesinde yürütüleceği söylenmektedir.

Yasa da, ‘’Diyanet Akademisi’’nin Başkana bağlı olarak çalışacağı belirtilmekte olup, yüksek ihtisas, dini ihtisas ve eğitim merkezlerinden oluşacağı, başkanlığın görev alanıyla ilgili araştırma, yayın, konferans, panel, seminer, sempozyum ve benzeri dini, ilmi, sosyal, kültürel etkinlikler, kurs ve sertifika programları düzenleyeceği, Başkan tarafından verilen diğer görevleri yerine getireceği hususları yer almaktadır. Söz konusu Akademi, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, lisans düzeyinde dini eğitim veren yükseköğretim kurumları ve müftülükler ile görevinin gerektirdiği diğer ulusal ve uluslararası kurum, kuruluş ve kurullarla iş birliği ve ortak çalışma yapabilecek, mesleki ve bilimsel ilişkiler kurabilecek, araştırmalarda bulunabilecek, eğitim programları uygulayabilecek, danışma kurulları ve komisyonlar oluşturabilecektir.

Kurulacak ‘’Diyanet Akademisi’’ ne, Milli Eğitim Sistemi dışında geniş yetkiler verilerek, ayrı bir eğitim-öğretim kurumu oluşturulmaktadır. Bu durum, eğitim birliğinin bozulması sebebiyle Anayasanın 174, erkek öğrencilerin askerlikten muaf sayılmaları yönünden ise 10. Maddesine aykırılık taşımaktadır. Hiç lafı dolandırmaya gerek yoktur. Bu uygulama çok açık bir biçimde ‘’Medrese’’ devrine dönülmesi anlamına gelmektedir. Konunun ilginç yanı ise, Meclis de CHP ve İYİ partinin bu Yasaya evet oyu kullanmalarıdır. Hatta HDP bile çekimser oy kullanmıştır. Laikliğin ortadan kaldırılması için Cumhur İttifakının çaba göstermesine gerek yoktur. Sözde Atatürkçüler laikliği bitirmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu durumu Yüce Milletimizin takdirlerine sunuyorum.

Kurtuluş savaşında Türk Milleti varını yoğunu ortaya koymuştur. Sakarya Savaşına çok sayıda devlet memuru katıldığı için, bu savaşa ‘’Yedek Subaylar Savaşı’’ denilmiştir. Hatta Tıp Fakültesi son sınıf öğrencileri savaşa katılıp şehit oldukları için, o yıl Tıp Fakültesi mezun verememiştir. Ülkenin geleceği olan gençler savaş meydanlarında şehit olurken, medreselerdeki genç mollalar savaştan muaf tutulmuşlardır. Üst düzey komutanlar bu durumdan rahatsız olduklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca medreselerin bulundukları yerlerin köylülerin elinden zor kullanarak alındığı bilinmektedir. Mustafa Kemal Atatürk bu durumdan haberdar olunca çok sinirlenmiş ve gerçeği anlamak için bazı medreseleri yerinde görmeye gitmiştir.

Mustafa Kemal Paşa kendisine refakat eden heyetle birlikte iki medreseye uğramıştır. Ziyareti önceden haber alan mollalar medrese avlusunda toplanarak Paşayı beklemeye başlamışlardır. Bakıldığında hepsi sağlıklı, kanlı, canlı delikanlılar olduğu görülmektedir. Genç mollaların başında geniş cübbeli, beyaz sarıklı hocalar, yerlere kadar eğilerek Mustafa Kemal Paşa'yı selamlamışlardır. Hocaların en nüfuzlu olanı söz alarak, Mustafa Kemal Paşa'dan medrese sayısının artırılmasını istemiştir. Bu zat, ayrıca medrese öğrencilerinin askere alınmamaları gerektiğini ifade etmiştir. Bu istekleri sabırlı bir şekilde dinleyen Paşa, medrese öğrencilerinin askere alınmaması talep edilince çok sinirlenmiş ve yüksek sesle şöyle hitap etmiştir.

‘’Ne o, yoksa sizin için medrese, Yunanlıları mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı değerlidir? Millet kan içinde yüzerken, halkın en değerli evlatları cephelerde dövüşür, yurt için canlarını feda ederken, siz burada genç, sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz. Bu asalakların askere alınmaları için hemen yarın emir vereceğim’’ demiştir. Hocalar heyette bulunan yabancıların önünde azarlandıkları için öfkelenmişler ama belli etmemeye çalışmışlardır. Dini kullanarak halkın sırtından geçinen bu insanlar alışık olmadıkları bir durumla karşı karşıya kalmışlar, ancak seslerini çıkaramamışlardır. Mustafa Kemal Paşa yanındakilere dönerek, durum anlaşılmıştır. Burada yapılacak bir işimiz kalmamıştır. Haydin dönüyoruz diyerek, medrese mensuplarını isteksizce selamlamış ve ayrılmışlardır.

Mustafa Kemal Paşa’nın sinirleri uzun süre yatışmamıştır. ‘’Savaş sona erince onlarla daha ciddi konuşacağım. Her şeyden önce onları malî dayanaklarından, vakıflardan, yoksun bırakacağım. Yurt topraklarının büyük bir parçası, nerede ise üçte ikisi, belki de daha çoğu vakıftır. Bu topraklar mollaların yaşama kaynaklarıdır. Bunların çoğu köylülerin elinden alınmış topraklardır. Buna son vereceğiz. Bir de utanmadan hükümetten yardım istiyorlar.’’ Demiştir. O yıllarda Anadolu topraklarında, sağlam delikanlıları askerden kaçıran 17 bin medrese bulunduğu söylenmektedir. Bu sayı neredeyse bir kolordunun sayısına eşit bulunmaktadır. Mustafa Kemal Paşa’nın sağlıklı medrese gençlerinin askere alınması konusunda vermiş olduğu emir, takdirle karşılanmıştır.

Unutulmamalıdır ki Laiklik, demokrasimizin ve Üniter Devlet yapımızın kilit taşıdır. Dini eğitim alanların askerlikten muaf olma talepleri, şehitlik mertebesini inkar etmek anlamına gelmektedir. Vatan uğruna ölmek ve şehit olmak sadece sıradan halk çocuklarının kaderi değildir. Nerede kazanılmış bir savaş varsa, bu sarıklı ve cüppeli görünmez evliya ordularının zaferi kazandığı iddia edilmektedir. Kaybedilen savaşlarda bu görünmez ordulardan hiç söz edilmemektedir. Muhalefet partilerini Anayasamızın 174. Maddesinde tanımlanan ‘’Eğitim Birliği’’ ne ve 10. Maddesinde tanımlanan eşitlik ilkesine sahip çıkmaya davet ediyorum. Ana Muhalefet partisi CHP’nin, Anayasamızın 150. Maddesine göre, ‘’Diyanet Akademisi’’ Kuruluş Kanununu Anayasa Mahkemesine taşımasını umut ediyorum.

Bu yazı 582 defa okunmuştur .