Birçok yurttaşımız Dengir Mir Mehmet Fırat’ı hatırlayacaktır. Kendisi bir süre önce vefat etti. Allah taksiratını affetsin. Sayın Erkan Mumcu'nun Turizm Bakanı olduğu dönemdi. Ben de o tarihlerde Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu adına TİGEM'i denetliyordum. Rahmetlinin girişimleri ile Erkan Mumcu TİGEM'in Dalaman İşletmesini turizm alanı ilan etmek istiyordu. Konu sık sık basında yer alıyordu.
Dalaman işletmesini görmeyenler bilemezler. Dünyanın en büyük tek parça narenciye bahçeleri bu işletmededir. Akıl dışı bir talan hırsıyla buraları turizm alanı olarak ilan etmek istiyorlardı. İnanın ben ve meslektaşlarım bu durma çok üzülüyorduk. Milletin malının talan edilmesine göz yumamazdık. Bir şeyler yapmak gerekiyordu. Bütün bu tesislerin videosunu vatansever meslektaşlarımdan temin ettim. Onların yardımları ile CD ye kaydettik. O zamanlar Özelleştirme İdaresi Başkanlığından sorumlu Bakan, Başbakan Yardımcısı Sayın Abdüllatif Şener idi. Randevu istedim, hiç geciktirmeden verdiler. Hazırladığımız CD’leri kendisine götürdüm.
Sayın Başbakan Yardımcısı beni çok iyi karşıladı. Meşgul makam olduğu için zamanını çok fazla almak istemediğimi söyledim ve hemen konuya girdim. Anlattıklarımı sabır ve ciddiyetle dinledi. CD’leri bilgisayarına koydu ve birlikte izledik. Sorular sordu, cevaplar aldı. Notlar tuttu. Sonunda, aziz kardeşim ben Yüksek Planlama Kurulu üyesi Bakan olduğum sürece bu portakal bahçeleri asla turizm alanı ilan edilemez, siz rahat olun dedi. Müsaadelerini istedim, nezaket gösterip özel kalemine kadar beni uğurladılar.
Vedalaşırken, sizi yürekli, cesur davranışınızdan dolayı kutlarım dedi. Daha sonra benim bu girişimlerim duyuldu. Rahmetli Dengir Mir Mehmet Fırat ile Erkan Mumcu ben ve meslektaşlarımla çok uğraştılar. Ancak o tarihlerde bürokrat olmanın halen bir önemi vardı. Yaptıkları işin dürüstlük ile ilgisi olmadığını bildikleri için biraz da tedirgin davranıyorlardı. Bu da açıkça davranışlarına yansıyordu. Engel oluyoruz diye rahmetli, inanılmaz baskılar uyguluyordu. Ben de ve arkadaşlarımda huzur, asap, sinir kalmamıştı. Asla pes etmedik. Allah razı olsun Sayın Abdüllatif Şener bu konuya imanı gibi sahip çıktı.
Yüksek Planlama Kurulunda menfaatlere engel olduğu için o da istenmeyen Bakanlar listesine dahil olmuştu. Nihayet Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kendisinden alınıp, Maliye Bakanı rahmetli Kemal Unakıtan'a verilmişti. Yaptığımız bütün çalışmalar bir anda sıfır oldu. Rahmetli Unakıtan babalar gibi satarım diyordu. Biz konuyu YDK raporuna aldık ve TBMM KİT Komisyonuna taşıdık. Orada tartışılırken konu basına da yansıdı. O zaman hala özgür basın vardı ve şiddetle tepkiler yükseldi. Yükselen tepkiler karşısında Dalaman İşletmesinin turizm alanı olarak ilan edilmesinden vaz geçildi. Bu mücadele sonunda TİGEM'in Dalaman İşletmesindeki dünyanın en güzel narenciye bahçeleri kurtulmuş oldu.
Ben ve cesaretle bana destek olan meslektaşlarım çok sevindik. O zor günlerde bana teknik bilgi ve doküman desteği sağlayan Dalaman TİM'in vatansever Müdür ve Müdür Yardımcısına minnet ve şükranlarımı sunarım. (K.V - S.K) izin almadan isimlerini yazmak istemedim. İsterlerse okuyunca kendileri katkıda bulunabilirler diye düşünüyorum.
Siyasetçilerin isimlerini özellikle yazdım. Onların halka karşı sorumlulukları var. Şimdi şöyle bir düşünelim Sayın Erkan Mumcu nerelerde? Nerede olduğunu çok az kişi biliyordur. Rahmetli Dengir Mir Mehmet Fırat giderken ne götürdü? Sadece günahlar ve sevaplar. Aslında ben ve meslektaşlarıma yaptıkları ile, kul hakkı ile gitmiş olduklarına inanıyorum. Yine söylüyorum Allah amelleri ile muamele eylesin. Yaptığı talanlardan sonra çok yıprandı ve HDP’ ye geçti. Milletin malına el uzatanlar, mutlaka Allah'ın yüce divanında hesabını verecektir.
Türkiye adım adım öyle bir döneme geldi ki, bizim o dönem yaptığımız ve sonuç aldığımız mücadeleyi bugün hiç kimse yapamaz. Aktif görevde olsaydık bize de yaptırmazlardı. Hükümetler gelir geçerler, devlet memuru ile ayakta kalır. Ancak öyle bir anlayış kalmadı. Bu dünyadan göçüp gidenlerin durumları, kalanlara ders olmalıdır. Kimse günahları ile sevaplarından başka bir şey götüremiyor.
Bu vesile ile, Sayın Abdüllatif Şener'e gösterdiği sorumlu devlet adamı kişiliğinden dolayı tebrik ve teşekkürlerimi sunarım. Bir teşekkürü de DPT uzmanı M.Ç'ye yapmayı borç olarak biliyorum. O da okuyunca katkı sunabilir. Yaşadığımız Korona musibetinden sonra tarımın önemi anlaşılmaya başlandı. Ancak olumlu bir adımın atıldığını söylemek mümkün değildir. Yakın gelecekte TİGEM’in Türk tarımına katkılarını ve önemini birkaç makalede okuyucularımla paylaşmak istiyorum.