BÜYÜK TAARRUZ CUMHURİYETİN TEMELİDİR
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

BÜYÜK TAARRUZ CUMHURİYETİN TEMELİDİR

26 Ağustos 2020 - 00:04

Türk tarihinde Ağustos ayı zaferler ayı olarak bilinmektedir. Tarihe yön veren zaferlerin başlangıcı, 26 Ağustos 1071’de Alparslan’ın Malazgirt Meydan Savaşını kazanmasıyla başlamıştır. Ne zaman Ani Harabeleri ve Malazgirt’e gitsem, Türklerin Anadolu’ya girişlerini ruhumda yaşarım. Türk Milleti Anadolu’da kurduğu devletler ile tarihin akışına yön vermekle kalmamış, uzun yıllar dünyaya hükmetmiştir.
 
Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, devletin gücü zayıflamış ve sınırları oldukça daralmıştır. Bunu fırsat bilen emperyalist güçler, Türk Milletini Anadolu’dan tamamen atmak için Haçlı harekâtı başlatmışlardır. Bu defa Anadolu’nun kapıları Türklere ebediyen kapatılmak istenmiştir. Türk Milleti Atatürk’ün önderliğinde, 26 Ağustos 1922 de Büyük Taarruzu başlatarak emperyalistlerin hayallerini kursaklarında bırakmıştır. Milletimiz, 30 Ağustos 1922 tarihinde kazanılan zafer ile Türklerin Anadolu’da var olmaya devam edeceğini ve kurulacak yeni Cumhuriyetin sonsuza kadar payidar olacağını bütün dünyaya haykırmıştır.

          İstiklal Harbi’nin dönüm noktası olan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, yok edilmek ve vatanından kovulmak istenen bir Milletin emperyalizme karşı var olma mücadelesidir. Millî ordunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak, işgalci güçleri Anadolu’dan atmak için planlanan harekâtın hazırlıkları büyük bir özen ve gizlilik içinde yürütülmüştür. Büyük taarruz, işgalciler tarafından beklenilmeyen ve kamuoyu dikkatinin başka konularla meşgul edildiği bir zamanda gerçekleştirilmiş olması, bütün dünyada şaşkınlık yaratmıştır.

          İnönü savaşlarında büyük bir itibar ve moral kaybeden Yunan kuvvetleri, İngilizlerden aldığı cephane desteği ile savaşı sürdürmek istiyorlardı. Durum çok tehlikeliydi. Düşmanın ilerleyişi durdurulamazsa Meclisin Ankara’dan Kayseri’ye taşınması bile konuşuluyordu. Yapılan çalışmalar sonucunda Başkomutanlık Yasası adı altında Meclisin yetkileri üç ay süreyle Mustafa Kemal Paşaya devredilmişti. Başkomutan Mustafa Kemal’in önderliğinde girişilen Sakarya Meydan Muharebesi zaferle sonuçlanmıştır.
 
          Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 20 Temmuz 1922 tarihindeki oturumunda Mustafa Kemal Paşa’ya dördüncü defa Başkomutanlık yetkisi verilmesi müzakere edilirken, Mustafa Kemal Paşa söz almıştır.“…Bugün ordumuzun manevi kuvveti en yüksek derecededir. Ordumuzun maddi kuvveti de fevkalade bir önleme gerek hissetmeksizin millî emelleri tam bir güvenle elde edecek düzeye ulaşmıştır. Bu nedenle artık böyle bir yetkiyi devam ettirmeye gerek kalmadığı görüşündeyim…” diyerek, kendisine geniş yetkiler verilmesine gerek olmadığı ifade etmiştir.

          Taarruz planlarını son defa gözden geçirmek üzere Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, 27 Temmuz, 1922 gecesi Akşehir de toplanmışlardı. Daha sonra Ordu komutanları ve Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa da Akşehir’e çağrılarak, harekata son şekli verilmiştir.
Büyük taarruz riski yüksek bir savaş planının uygulamaya konulduğu, Türk savaş tarihinin efsane savaşlarından birisidir. Ordu bir gecede ters döndürülerek düşman kuvvetlerinin arkasında pozisyon almıştır. Taarruz sabaha karşı meydana gelen sisin dağılmasının ardından fırtına gibi başlamıştır. İsmet Paşanın topları, düşman mevzilerini darmadağın etmiştir. Düşman dağılmış, ordumuz hiç fırsat vermeden amansız bir takibe başlamıştır.
 
          Türk birlikleri ilk olarak Tınaztepe ve Belentepe’yi, hemen ardından Türkmentepe, Sivritepe ve Kırcaarslan’ın ele geçirmişlerdi. Ordumuzun çökertmeye çalıştığı Yunan cephesinin uzunluğu 20 kilometrelik bir mesafeydi. Türk Kuvvetlerinin ilerleyişi karşısında Yunan Komutan Trikopis Afyon’daki Yunan hastanelerinin boşaltılmasını ve Uşak’a nakledilmesini emretmişti. Batı Cephesi’nin Kuzey kanadındaki Seyitgazi’de de Türk ordusu Yunan birliklerini oyalamak amacıyla taarruza başlamıştı.

          Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, 27 Ağustos akşamı Meclise gönderdiği telgrafta, “İki gündür aralıksız süregelen savaşlar sonunda düşmanın Afyon mevzilerinin düştüğünü ve Afyon’un geri alındığını, çok sayıda esir ve düşman malının ele geçirildiğini’’ bildirmiştir. Afyon’un ele geçirildiği haberi Ankara’da ve ülkenin diğer taraflarında büyük bir sevinç ile karşılanmıştır.
 
          29 Ağustos günü Türk ordusunun başarılı ilerleyişi devam ederken, Yunan ordusunda umutsuzluk had safhaya yükselmiştir. Bir yıl önce işgal edilmiş olan birçok yerleşim yerini birliklerimiz geri almıştır. Ordumuzun 30 Ağustos tarihinde gerçekleştirdiği taarruzlar ile Yunan ordusunun büyük bir kısmı kuzey, doğu, güney ve güneybatı yönlerinden kuşatılmıştır. Aslıhanlar civarında kuşatılmış düşman birlikleri Dumlupınar Muharebesi’nde imha edilmiş ve çok sayıda Yunan askeri esir alınmıştır.
 
          Yunan ordusu dağılmış, Komutanı General Trikopis esir alınmıştır. Düşmanın toparlanmasına fırsat vermemek amacıyla Başkomutan Mustafa Kemal Paşa 1 Eylül 1922 tarihinde o meşhur emrini vermiştir. “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” Bu emir düşmanın Anadolu’dan atılacağının açık bir ifadesidir. Büyük Taarruz 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’in kurtuluşu ile sonuçlanmıştır. Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonucunda Türk ordusunun 2.543’ü şehit, 9.977’si yaralı ve 101’i esir olmak üzere 12.621 kişi zayiatı olmuştur. Hepsini rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Cumhuriyetimiz, Atatürk ve o muhteşem insanların eseridir.

          Başkomutan Mustafa Kemal Paşa 30 Ağustos 1924 tarihinde Dumlupınar’da yaptığı konuşmada, “30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı.” Diyerek büyük zaferin önemine işaret etmiştir.
 
          Büyük taarruz ve 30 Ağustos Zaferinin üzerinden 98 yıl geçmiştir. Türk Milletini Anadolu’dan atmayı planlayanların ve onların yerli işbirlikçilerinin niyetleri hüsranla sonuçlanmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca bayram olarak kutlanan ‘’30 Ağustos Zaferi’’ Türk Milleti’nin gönlünde yerini almıştır. Son yıllarda çeşitli bahanelerle bayram olarak kutlanmasına engel olunması üzücüdür. Cumhuriyetimizin temelinin atılmasına vesile olan bu zaferin, Milletimizin gönlünde bayram olarak kutlanmasına kimse engel olamayacaktır.
 

Bu yazı 829 defa okunmuştur .