Ormanın birinde sürekli diğer hayvanlara musallat olan bir fare yaşamaktaymış. Fareden çok çeken hayvanlar günün birinde toplanmışlar ve ondan kurtulma görevini "ezeli düşmanı" kediye vermişler. Farenin peşine düşen kedi onu bir ağacın altında olacaklardan habersiz beklerken görür, usta bir avcı gibi arkasından sessizce yaklaşır.
Pençesini kaldırır, ama kedinin gölgesini gören fare şimşek hızıyla kaçmaya başlar. Hızlı bir kovalamaca sonunda düz bir ovaya gelmişler. Sağına soluna bakan fare kaçacak yer olmadığını görür.
Tek çare, düz ovanın ortasında yalnız başına otlamakta olan ineğe ulaşmaktır. Nefes nefese ineğin yanına doğru koşar ve başlar ineğe yalvarmaya. Daha önce fareden çok çeken inek önce yardım etmek istememiş ama yalvarmalarına fazla dayanmamıştır. Sonunda fareyi saklamaya razı olmuştur. "Peki, peki. Uzatma da geç şöyle arkama" demiş inek.
Fare arkasına geçince inek pisliğini üzerine bırakır. Fare pisliğin içinde kaybolur, ancak dik kuyruğu dışarıda kalmıştır. Kuyruğu gören kedi hemen ineğin yanına gelmiştir. Kuyruğundan tuttuğu gibi fareyi pislikten çıkarır ve oracıkta yer.
Kıssadan hisse:
1. Üzerinize her pislik atan düşmanınız değildir.
2. Sizi pislikten çıkaran herkes dostunuz değildir.
3. Boğazınıza kadar pisliğe gömülmüşseniz, kuyruğunuzu fazla dik tutmayın.
Bilgeliğe ulaşanlar, yaşadıkları olaylardan ders çıkaranlardır.
YORUMLAR