Necdet Topçuoğlu
Altı siyasi parti, altı ayı aşkın süren çalışmaların sonunda, toplamı altı sayfayı bulmayan bir mutabakat metnini halkın önüne koyma aşamasına getirmişlerdir. Altı siyasi partinin liderleri, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nun ev sahipliğinde, Belediyenin Ahlatlıbel’de bulunan sosyal tesislerinde, bir yuvarlak masa etrafında eşit şartlarda toplanmışlardır. Yapılan ortak açıklama ve verilen fotoğraf umut verici bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Bu uzlaşmada önceliğin seçim değil, rejim olması zorunludur. Söz konusu rejim değişikliği ise, teferruatlı çalışmalara gerek yoktur. Hedef Cumhurbaşkanlığını ve Parlamento çoğunluğunu almak olmalıdır.
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri ayrı ayrı yapıldığı için, ikisini birden aynı ittifakın kazanma garantisi yoktur. Bu nedenle her kesimden oy alabilecek bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaşılması zorunludur. Milletvekili seçimlerinde ise, seçimlere tek partiymiş gibi girilerek, oyları ziyan etmeden Mecliste 360’ın üzerinde çoğunluk sağlanmalıdır. Mevcut gelişmeler uygun bir aday ile Cumhurbaşkanlığının alınabileceğini, Mecliste ise üçlü bir yapının oluşacağını göstermektedir. Burada HDP önderliğindeki Sol Blok anahtar rol oynayacak gibi görünmektedir. Söz konusu Blok, uygun aday gösterilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefet adayını destekleyeceklerini, Milletvekili seçimlerinde ise üçüncü bir yol izleyerek, Mecliste kendi gruplarını kurmak istediklerini açıklamışlardır. Bu durumda Sol Blokun Meclis Grubu yeni dönemde anahtar rol üstlenecektir.
Seçilecek Cumhurbaşkanının Mevcut Rejime göre bir kabine kurarak, altı partinin ortak protokolü çerçevesinde Devlet işlerini yürütmesi zorunludur. Diğer yandan Cumhurbaşkanlığında toplanan yetkileri, makul bir süre içinde Parlamentoya devretmesi gerekmektedir. Bu görevleri yerine getirecek adayın, uzlaşmayı sağlayan 6 lider arasından çıkması çok doğaldır. Bu durumda Cumhurbaşkanının partili olmasını önlemek bakımından, tespit edilen adayın partisinden istifa etmesi gerekir. Aksi halde daha başlangıçta eskisinden farkı olmaz. Partiler arasında biz bir partiyi iktidar yapmak için uzlaşmadık tartışmaları başlar. Hem Cumhurbaşkanı olacaksın, hem de kendi partinin Genel Başkanı olmaya devam edeceksin, o zaman Sayın Erdoğan’ı eleştirmenin anlamı nedir diye sormak gerekir.
Parlamentoya gelince daha şimdiden üç ayrı Meclis Grubunun olmasına kesin gözüyle bakılmaktadır. Seçim Kanunu değiştirilir, ittifak içindeki partilere de baraj konulursa, partiler birbirlerinin listelerinden seçime girmek zorunda kalabilirler. Bu durumda partilerin üzerinde uzlaşabilecekleri ortak adaylar gündeme gelebilir. Üçlü bir Meclis yapısında Cumhur İttifakı ile Millet İttifakının yeterli çoğunluğu alamayacakları gayet açıktır. Böyle bir Meclis dağılımında Sol Blokun oluşturacağı Meclis Grubu, alınacak kararlarda denge unsuru olacaktır. Meclis çalışmalarının sıkıntılı geçeceği daha şimdiden belli olmaktadır. Bunun önlenmesi için HDP’nin dışlanmaması ve sistemin içine çekilmesi zorunludur. İktidar Bloku İmralı ile işbirliği yapacak kadar gözünü karartmışken, Millet İttifakının Meclisteki bir parti ile aynı karede görünmekten kaçınması çok anlamlı değildir.
Altı siyasi partinin yapmış oldukları ortak açıklamada, ‘’üzerinde uzlaşmaya vardığımız mutabakat metninin, 28 Şubat 2022 tarihinde milletimizle paylaşılmasında mutabık kaldık.’’ İfadesi yer almaktadır. Söz konusu tarihin tespitinde son derece özensiz davranıldığı görülmektedir. Siyaset stratejisi bakımından 28 Şubat, 12 Mart gibi tarihlerin seçilmesi mahsurludur. Siz iyi niyetle söz konusu tarihlere bir anlam yüklememiş olabilirsiniz, önemli olan karşı tarafın bunu nasıl kullanacağıdır. Rakibinize koz verirseniz, aleyhinize kullanılmasından da gocunmamanız gerekir. Mesele altı partinin ortak resim vermesi ile bitmemiş, tam aksine yeni başlamıştır. Bundan sonra mutabakat metni çerçevesinde ortak tavırların gösterilmesi zorunludur. Halkımız bunu dikkatle takip edecek ve güven duyup, duymayacağına buna göre karar verecektir. Bu nedenle uygulamaların kontrol edilmesi için, ortak komisyon kurulmasında fayda görülmektedir.
Muhalefetin karşısında başta Anayasa olmak üzere Kanunları tanımayan bir iktidar bloku bulunmaktadır. Buna karşı koyabilmek için altı siyasi parti, serinkanlı ve akılcı bir şekilde halkın desteğini arkasına almalıdır. Algı operasyonlarına karşı, politik mühendislik çalışmalarıyla karşı koymalıdır. İktidar her çıkışını Sayın Bahçeli’yi öne sürerek yapmaktadır. Buna rağmen büyük ortağın hedef seçilmesi doğru bir strateji değildir. Zinciri koparmak için zayıf halka hedef alınmalıdır. Bunun yapılmamış olması Sayın Bahçeli’ye çok rahat bir siyaset alanı açmaktadır. Seçimler öncesinde OHAL ilan edilmesi veya Hilafet düşüncelerinin hayata geçirilmesi gibi uygulamalar karşısında nasıl tavır alınacağı şimdiden çalışılmalıdır. Sonra bu kadar ileri gideceklerini düşünmemiştik demenin bir faydası yoktur. Bu kadar hukuksuzluğu işleyen bir iktidarın yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Bizden söylemesi, benim kendi adıma canımdan başka kaybedecek hiçbir şeyim yoktur. O da bu saatten sonra olsa da olur, olmasa da. Beklentimiz muhalefetin işe sıkı sarılmasıdır. Yumuşak tükürüğün sakala zararı vardır.