Orhan Kılıç
Kimse yazı başlığına bakıp da, sakın ola başarıyı, şampiyonluk, kupa sayısı ve Avrupa’da geçilen tur sayısı ile değerlendirdiğimi sanmasın. Ben sahada oynanan oyuna bakarım. Abdullah Avcı, adeta bir istikrar abidesidir.
Takım küme düşme potasına giriyor ve Abdullah Avcı’ya emanet ediliyor. Kendisinin kurmadığı takımı alıyor, başka bir hocanın getirdiği futbolculara çok kısa zamanda, sağa pas, sola pas, geriye pas, boş yere pas, gereksiz pas, temposuz oyun, kendi sahasına hapsolmuş oyun, atağa kalkmayan oyun, golü düşünmeyen oyun, rakibinin oyun üstünlüğünü kabul eden futbol anlayışını yerleştiriyor. Nasıl beceriyorsa ittire kaktıra, zevksiz, keyfsiz bir çok maçı da kazanıyor ve ekranlarda da sık sık “Trabzonspor gelişiyor, her geçen gün üzerine koyuyor, daha da iyi olacak” diyor.
Tabi taraftar da daha iyi olacağız diye umutlanıyor. Sonraki sezon geliyor, bir önceki sezon alınan futbolcuların çoğunu göndertiyor. Kimi zararına satılıyor, kiminin sözleşmesi tek taraflı feshediliyor, kimine para verilip anlaşarak gönderiliyor, kimi kadro dışı kalıyor tıkır tıkır parasını alıyor ama hiç oynamıyor. Abdullah Avcı, Dünyanın dört kıtasından büyük iddialarla yeni futbolcular aldırıyor ve sahaya çıkardığı bu yepyeni takıma, çok kısa sürede aynı futbolu ezberletiyor ve oynatıyor. Bunu nasıl becerebiliyor, hakikaten kafam almıyor.
Yeni kurulan bir takıma, aynı futbolu aynen oynatabilmek bir Teknik Direktör başarısıdır. Bu arada oynattığı futbolu Trabzonspor taraftarının hiç beğenmediğini bildiği için, maçlardan sonra, “Trabzonsporun oyunu her geçen gün gelişiyor, daha da iyi olacak” sözlerini sarfetmeye devam ediyor. Sonraki sezon geliyor, bazı futbolcular yine gönderiliyor, bazıları forma yüzü göremiyor, paralarını alıp yan gelip yatıyorlar, takımı bir çok yeni transfer yapılıyor.
Kurulan bu yeni takım da çok kısa sürede Abdullah Avcı’nın futbolunu oynamayı beceriyor. Takıma gol kralı geliyor, Trabzonspor’da pozisyona giremiyor. Kule tabir edilen, istikrar abidesi stoper geliyor, fasulye sırığı gibi olduğu yerde dikili kalıyor. Pres ustası geliyor, rakipler sağından atıyor, solundan geçiyor. Asist kralı geliyor, iki isabetli pas veremiyor.
Abdullah Avcı ise, ne alt yapıdan çıkan gençlere bakıyor, ne de takımdaki mevcutlara bakıyor. Sürekli yeni topçular istiyor. Yönetim de ona sürekli yeni topçular alıyor ama, adamda milim değişiklik yok. Hep aynı futbolu oynatıyor.
Abdullah Avcı kadar standart futbol oynatan bir Teknik Direktörü Dünya Futbolunda başka bir yerde göremezsiniz. İç sahada aynı futbol, deplasmanda aynı futbol, zayıf takıma karşı aynı futbol, güçlü takıma karşı aynı futbol, öne geçene kadar aynı futbol, öne geçtikten sonra aynı futbol, mağlup duruma düşünce aynı futbol. Oyuna baştan dahil olanlar da aynı futbolu oynuyor, sonradan girenler de.
Eleme usulü oynanan iki maçlık turnuvalarda da birinci maçı kazansa da, kaybetse de, ikinci maçı yine aynı şekilde oynuyor. Mağlup duruma düştükten sonra, beş oyuncu değiştirse de, yeni girenlerin hiç birinin derdi skoru değiştirmek olmuyor. Tek dertleri Abdullah Avcı’nın istediği oyunu sahaya yansıtmak ve onun söylediklerinden asla şaşmamaktır.
Abdullah Avcı, beyefendi bir adamdır. Son derece centilmendir. Rakiplerini her zaman tebrik eder. Hiç bir takımı ve taraftarını tahrik etmez. Kimse aleyhine kem söz etmez. Rakip takımlara terbiyesizce küfür etmez. Rakiplerinin başarısına çamur atmaz. Hakemlere pek fatura çıkarmaz. Galip gelen tarafı tebrik eder. O yüzden kendisini sayar severiz.
Takdir de ederiz. Oynattığı sabit futbolu, her takıma nasıl bellettiğine de hiç aklım ermez. Hakikaten bunu becerebilmek çok ciddi bir Teknik Direktör başarısıdır. Ancak bu hocalık zihniyeti ile Trabzonspor taraftarının genetiği uyuşmuyor. Bu futbolla takımı şampiyon yapsa da biz böyle futbol istemiyoruz. Biz dik oyun istiyoruz.
Atak futbol istiyoruz. Tempolu futbol istiyoruz. Urbain Breams’ın oynattığı futbol gibi. O yüzden Abdullah Avcı, tez elden bavullarını toplayıp, Başakşehir gibi taraftarı olmayan, maçlarını özel güvenlik görevlileri ile polislerin izlediği bir takıma gitmelidir. Abdullah Avcı, taraftarı olan takımlara göre bir hoca değildir.
YORUMLAR