Bizim buralarda düğün, borç ödeme, okul eksikleri hatta ameliyat bile fındık sonuna bırakılır. Fındık "umut"dur buralarda, yaralara merhemdir. Milat gibidir örneğin ; fındıktan önce ve fındıktan sonra ikiye ayrılır her sene bu zamanlar.
Zahmetli iş demiştim hem de ne zahmet!Bakması, toplaması, harman, patoz derken ömürden ömür götürür.
Sırtında bebeğinle, yemek indirirsin bahçelere. Evde hastanı bırakırsın, bayram bilmezsin. Cenazen bile kimsesiz gibi kalkar bu fındık aylarında.
Güneşin doğuşuyla başlayıp, batışına kadar uzayan bir serüvendir " fındık bahçesi günlüğü ". Her bahçe evlerimizin çevresinde değildir. Eve ulaşmak gün batımını da aşar gider. Kimi bahçeye yol yoktur bile (bunu yazmasam iyiydi )
Senin için romantik sayılan yağmurun sesi ve yağışı; fındık toplayana ızdırabın sessiz çığlığı gibidir. Dalı çektiğinde gözünün içine kadar çise olursun (göze çarpan fındık ışkınının verdiği acıyı bilen, aşk acısına güler geçer )
Sonra daldaki fındıklar yağan yağmurla birlikte fındık ocaklarının dibine düşer. Sanma ki her fındık bahçesi halı saha gibidir.Bazen belinden dala bağlamak istersin yamaç bahçelerde kendini. Dikenler, ısırganlar, böcekler..Bir de sıcağı vardır bu işin, kan ter içinde fındık topla; çuvalları vur sırtına..
Harmana serersin fındığı, komşunun tavuğundan bile korumak zorunda kalırsın. Gözün gibi korur kollarsın. Çünkü kutsaldır, ekmek parasıdır "fındık". Evirmesi, çevirmesi çuvallaması patoza vermesi. Kabuklarından ayrılır ama senden ayrılmaz ve yine harmana boylu boyunca uzatırsın ve yine korku dolu sancılı günler bekler seni..
Herkes için bu süreç böyle midir tabiki değildir. Herşeyi normal karşılayan fındık fiyatlarını önemsemeyen fındık sahipleri de var elbette. Onlar emeğin zay olmasını bilmeyenlerdir. Yani sesi çıkanlar, sesini duyuramayanlardır!
Bu yörede doğup büyüdüğüm için değil, sadece çekilen zahmete şahit olduğum için yazıyorum, ben fındığı söyleyeyim, sen pamuğu, zeytini, tütünü anla...
YORUMLAR