Tuhaf bir ülke burası. İç içe geçmiş yirmi küsur Türkiye var burada. Bir şeyi imha etmeden o şeyi var edemiyor, yaşatamıyor bu topraklarda yaşayan insanlar. İstiklal Marşını yazan şairini sefaletle gönderdiler bu dünyadan, en iyi hikâye yazarını sopayla öldürttüler. Şair ve mütefekkir Sezai Karakoç da aynı durumda maalesef. Yani burası Ortadoğu, sabahleyin Yahudi mahallesinde konuştururlar seni, kuşluk vakti mahkemeye çıkartırlar, öğlen vakti idamına karar verirler, ikindi vakti çarmıha gererler, akşama Aziz ilan ederler, yatsıya da mevlidini okurlar burada. Hele Anadolu'da insan bir davranışıyla Hititli, bir sözüyle Romalı, bir iyiliğiyle Rum, bir gayretkeşliğiyle Osmanlı, bir başkasıyla Ermeni, bir türküyle Kürt, bir kavgasıyla Türk, bir tatlısıyla Asuri. Çok katmanlı bir dünya burası. İnsanların bu davranışlarını atomize eden şey İslam mı, Hıristiyanlık mı, putperestlik mi, adına modernlik dediğimiz şey mi, tahlili biraz zor konu. Bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan diyorlar ısrarla ama burada insan bir günde hem cenneti hem de cehennem dâhil her şeyi yaşayabiliyor. İşi sürekli tanrıya havale edip, her defasında şeytana beşlik atmakla Müslümanlar bu medeniyet krizini biraz zor çözerler gibi geliyor bana. Ben düşünme fillinin salt bir ülkeye ait bir şey olduğu kanaatinde değilim. Su gibi asli ve basit bir şeydir. Düşünme büyüğü küçüğü olan bir şey değildir. Bakmayın siz bu memlekete musallat olmuş mendeburların ağzına!
* Metin Kondel
YORUMLAR