BAL ÇIKTI AMA ....
Reklam
Konuk Yazar

Konuk Yazar

Gündemin İçinden

BAL ÇIKTI AMA ....

21 Ağustos 2023 - 11:23

Üretici olarak biz balları sağdık. Ülke genelinde de sağımlar yapıldı,yapılıyor.. Şimdi bunu satışa sunacağız, insanlar da alıp tüketecekler,şifa bulacaklar. Her ürünü alırken mutlaka incelersiniz,karşılaştırırsınız,araştırırsınız vs…Hangi balı alacaksınız? Piyasada çeşitli ballar var. Fiyatına göre mi alacaksınız? Kalitesine göre mi alacaksınız? Markasına göre mi alacaksınız? Floraya göre mi? Üreticisine göre mi? Birine mi soracaksınız? Tadına mı bakacaksınız? Yoksa tahlil raporu mu isteyeceksiniz? Arının kursağına giren şeker,oradaki enzimlerle birleşince laboratuar tahlilleri o şekeri bal diye sonuçlandırıyor.
Tamamen şekerle çalışan bir arıcının bal tahlil sonuçları Türk Gıda Kodeksine uygun sonuçlanıyor. Yani şeker oranı yüzde 5 in altında çıkıyor. Bu tahlil sonucunu gören herkes gönül rahatlığıyla o balı alabiliyor. Türkiye de sadece birkaç üniversite laboratuarı yüksek paralar karşılığında gerçek sonucu verebiliyor. Yönetmeliklerde ayrıntılı tahlil mecburiyeti de yok. O üniversite tahlilleri sadece organik belgeli üreticiler için zorunlu.

Diğerleri için normal laboratuar sonuçları yeterli. Tüketici sadece şeker oranını arar ama resmiyette bir ürüne bal denebilmesi için iki sonuç daha aranır; prolin,ve HMF. Prolin balın kalitesini, HMF baldaki istenmeyen oluşumu ölçer. Bunların derecelerini kimse bilmez,bir yerde de yazmaz. Balmı? Bal. Tamam. Halbu ki HMF ,45 derecenin üzerindeki ısıl işlemlerde oluşan zararlı oluşumdur. Isıl işlem uygulayarak balın donmasını öteleme düşüncesinde olan bizler; termostatlı ,çift cidarlı dereceli, galvanize kazanlarımızda balı 45 derecede bir gece ısıtırız. Ama bir zaman sonra bal yine de donar (kristalleşir kendini korumaya alır). Ama bazı arkadaşların balları hiç donmaz .
Çünkü yüksek ısıda ısıtırlar .İşte burada HMF yükselir ve zararlı madde oluşur. Prolin değeri ise şekerli ballarda 300 ün hemen üzerindedir. Şekersiz ballarda 350 den 1400 (anzer) e kadar üretildiği yerin florasına göre değişen prolin değerleri balın kalitesini gösterir. Bu şartlarda; bal alırken mutlaka tanıdığınız, güvendiğiniz birinden almalısınız. Öyle birisi yoksa; bir arıcıya danışın veya arıcılar birliğinden tavsiye alın. Tıpkı zeytinyağında olduğu gibi, başka gıda ürünlerinde de olduğu gibi; balda da hilenin sınırları oldukça geniş…

Şeker vermeden arıcılık yapılmaz. Ancak ; çoğumuz şekeri arının yiyecek bulamadığı dönemlerde veririz. Yani ekim ayından, mayıs onbeşe kadar kontrollu olarak verilen şekeri arı yavrularına yedirir,stok yapmaz. Kontrolü elden kaçırıp stok yaptırırsanız arı gelişmez.
Eğer bal gelme döneminde hala şeker veriliyorsa o bal şekerlidir ki; bazı arkadaşlarımız böyle üretim yapmaktadırlar ve en çok onlar kazanmaktadırlar. Bu arkadaşlarımız çok bal üretirler,vatandaşla fazla uğraşmadan , o sizin çok güvendiğiniz meşhur markalar var ya, işte onların tamamına toptan verir ve çok güzel para kazanırlar. Çünkü o meşhur firmaların tamamı üretim değil, pazarlama firmasıdır. Tahlil raporları da uygun çıkar.

Tabii tüketici; ünlü marketlerdeki meşhur markaların süslü ambalajlarıyla sunulmuş balları almaya daha meyillidir. Çoğu kez anlatsanız da ikna olunmaz. Biz de vatandaşla uğraşır dururuz; şekerli mi, şekersiz mi? Bu yüzden de arıcılığı 3 defa bıraktım. Merdiven altı, hiç arı görmemiş ve bal boyası,bal esansı ile GDO lu glikozdan üretilmiş kanserojen balları almayın da ne alırsanız alın. Pancar şekerinden olmak kaydıyla üretilen şekerli ballar da arının kursağından geçmiştir, rahatlıkla tüketilebilir. Ama nihayetinde şekerli baldır.Sağlıklı günler dilerim.

( Halis Yılmaz, emekli eğitimci)

Bu yazı 429 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar