Acı çekmekten, gözyaşı dökmekten usandım deme. Bunca ihaneti, bunca zulmü, bunca imtahanı sırtında bir küfe gibi taşıyanları, dikenli gül bahçesinde gül toplayan bahçıvanlar bil. Gül toplarken eline batan dikenlerden şikayet ediyor ve gözünden düşen damlaları bir acının emaresi olarak görüyorsan, sen gafiller gibi hâlâ uykudasın demektir. Sen günüm güzel, hayatım mutlu ve varlıklar içinde geçsin diye nazlanıyorsun ama; Gündüzün geceden, iyinin kötüden, gülün gübreden çıktığını görmüyor musun? Gördüklerine, çektikleri şaşırma; Çok derin uykuya dalanlar iğne batırılmadan uyanmazlar. Akıtılan bunca gözyaşı, çekilen bunca ızıdrap, durmadan yüreğine batırılan iğneler inan ki seni uyandırmak içinidr.
Gözyaşı Bir Şebnemdir
Gözyaşı bir acının, bir ızdırabın emaresi değildir. Gözyaşı, rahmetin damlası, bulutun ihyası, toprağın duasıdır. Gözyaşı; çatlayan bir toprağın, pas tutan bir yüreğin, ıslanmayan bir yanağın hayat membaıdır. Gözyaşı, günah kirleriyle buğulanan göz bebeklerinin can suyu, rahmet ve merhametin dile geldiği ve yanak çeperlerine bir şebnem misali konan, dua kelebeğidir. Gözyaşı, kalbin bam teline vurulan nazenin bir mızrap, ilahi dergâha bestelenen kulluk güftelerinin en güzelidir.
Gözyaşı ilahi bir ummandır, sonsuzluğa akan. Gözyaşı, bedenin hizmeti, aklın ve ruhun ışığı, sonsuzların ötesine bir sıçrama rampasıdır. Gözyaşı, binlerce kılıcın fethedemeyeceği, binlerce ordunun bileğini bükemeyeceği zalimleri devirir tıpkı, Davut’un devirdiği Câlut misali. İnsan gözyaşı sayesinde güç ve kuvvetin, merhamet ve sevgi balının peteğini büyütür bünyesinde. Her çiçeğin kokusu duyulur onun polenlerinde; dil ve damak ayrı bir lezzetle buluşur onun zerrelerinde.
Gözyaşı Bir Umuttur
Gözyaşı, hassas terazilerde ölçülen dermanların şahı olur, sevgiyle çağlayan gönüllerde. Bazen bir kalkan, bazen bir zırh, bazen de bir kılıç olur kin ve nefretin sahillerinde. Bazen bir münadi olur çağırır bulutları, duyurur çatlamış, kurumuş suya muhtaç toprağın sesini ötelere. Bazen bir güneş olur, ısıtır sert kışların dondurduğu gönülleri, buzlaşmış kaskatı kesilen yürekleri. Bazen bir fırtına olur, coşturur kurumuş nehirleri. Her damlası sel olur, yıkar bütün bentleri ve sürükler sonsuzluğa aslını kaybetmiş câmit bedenleri.
Gözyaşı Bir Lütuftur
Gözyaşı, bir şebnem gibi tutunurken yanaklara, sevgi tebessümlerini nakşeder gülmeye hasret dudaklara. Yırtar zulmün, zalimin gökyüzünü kaplayan simsiyah perdesini. Tutup kaldırır eğilmiş başları, okşar zülüfleri dağılmış gülmeye hasret yüzleri. Güneşle buluşturur, ayla aydınlatır, sabah yeliyle okşatır zulmün şamarıyla kızarmış çehreleri. Uzanır semaya koparır yörüngesinden ayı, bir taç misali tutturur zalim karşısında eğilmeyen başlara. Güneşi çekip alır yedi kat semanın derinliklerinden, yol gösterir Yusuflara. Yıldızları tek tek toplar karanlık gecenin koynundan, bir gerdanlık gibi dizer zalimin eliyle sıkılan boğazlara. Gözyaşı, zindanların nemli duvarlarında yaş olur damlar ihanet oklarının açmış olduğu yaralara. Bir tiryak olur, bir merhem olur, umutla baktırır yarınlara.
Gözyaşı Bir iksirdir
Gözyaşları sadece bir damla sıvıdan ibaret değildir. Gözyaşı insanı arındıran, duygu ve düşüncelerini yıkayıp, gönül aynasını parlatan bir iksirdir. Duygu ve düşünceler ne kadar saf ve temiz olursa, o denli açılır gök kapıları, koşar rahmet itfaiyeci bulutlar gibi söndürür alev almış bütün gönülleri. Gönüller bu damlalarla sürekli sulanmalı ve diri tutmalı, duygular asla kin ve nefretin kurutucu rüzgârına terk etmemelidir. Dirilişin, zafere ulaşmanın, gönül ovasını diri tutmanın kaynağıdır gözyaşları. Onların asla yere düşmesine izin vermeyin. Yanaklarınızdan toplayın onları bir bir, alnınıza, yüzünüze sürün. Çünkü onlar, ateşin düşmanı, cennetin tercümanıdır.
Gözyaşı Diri Kalmaktır
Gözyaşı Diri Kalmaktır
Bir insanın ölmesi demek, nefesinin bitmesi, kalbinin durması demek değildir. Bir insanın ölmesi ve yürüyen ölülere dönmesi göz pınarlarının kuruması demektir. Gözyaşlarının bittiği bir bünye nifak, vifâk bataklığına dönerken, duygu ve düşünce burçlarına kin ve nefretin bayrağı dalgalanmaya başlar. Gözyaşları, kaybolan benliğimizi, yitirdiğimiz umudumuzu, sıyırdığımız duygularımızı bize geri getirir. Onun varlığı cehennem ateşlerini söndürür, cennet kapılarından geçirir. Gözyaşı, pişmanlıkta oturmanın, ümitle kalkmanın ve tövbe ile paklanmanın kurnası gibidir. Her şeyini kaybedenin, acısını yitirenin, sevgisini kaybedenin sığınağıdır gözyaşları.
SEN
Ey insan! Sen bir ışık, bir ümit, bir binek arama kendine. Boşuna koşma sağa-sola şaşırtma ruhunun rotasını. Bu zamana kadar koştuğun, yorulduğun yetmedi mi? Sen rahmani bir insibağla boyanmış bir dairede kalmana bak. Bırak, etrafındakiler kendilerini esir ettikleri dar dünya kafesinde koşuştururken birbirlerine çarpsınlar. Sakın bana da çarpacaklar diye korkma, bırak sana da çarpsınlar unutma ki, sana çarpanlar sonunda devrilecekler. Sen bunların güçlü olduğunu düşünerek, kendini kimsesiz, sahipsiz zannetme. Çünkü onlar, gözyaşlarını unutmuş, göz pınarlarını kurutmuş, duygu ve düşüncede hazanı yaşayan yürüyen ölülerdir.
Sen, gönül peteğini sevgi ve merhamet balıyla doldurmaya, o peteğin kapısından içeri kin ve nefreti sokmamaya bak. Seni ağlatanlar sana yaptıkları zulümle senin gözyaşı döktüğünü zannetsinler. Sana taş atanlar attıkları taşlarla seni ağlattıklarına sevinsinler. Sen gözyaşlarının muradına ermeye bak. Varsın zalimler mazlum ahlarıyla, günahsızların feryatlarıyla, mağdurların gözyaşlarıyla yeryüzünü yıkama sevdasına tutulsunlar.
Sen bu yaşananlardan, yeni bir dünya sevdasıyla yaşayan mazlumlar için gözyaşı iksirini çıkarmaya bak. Sen, sakın akıtılan bunca gözyaşı için şikayet etme. Doğrudur, ‘’ gözyaşları şikayettir; ama zayıflar için, hastalar ve korkaklar için; acıya alışamayanlar için.’’ Sen rahmet yüklü damlalarını esirgeme yanaklarından. Sen, sakın soldurma o yanaklardaki gamzelerini, dudaklarındaki tebessümlerini. Gözyaşlarınla ilcelttikçe incelt kalbindeki kin ve nefret tellerini. Sevgi mızrabını durmadan vur gönül tellerine. Çal dertli dertli, yeni bir dünya şarkısını. Saksağanların sesi bozmasın asla ritmini, kondurmasın notalarına kasvetini. Olgunlardan olgun bir insan ol duygularında. Çünkü olgun gönüllerin şikayeti sabır, duası merhamet, sığına af ve mağfirettir.
Sana da Bu Yakışır
Ey nefsim! Gözyaşı deyip geçme, zorda olsa ağlamaya kendini zorla. İmam Sadık (ra): ‘’ Hüzünlendiğin ve ağlamaya başladığın zaman, bunun kıymetini bil ve onu korumaya çalış’’ diyor. Gözyaşı tıpkı toprak gibi, insan gönlünün Rabb’in ilgisine muhtaç olmasının bir duadır. Gözyaşı, gözle görünmeyen tellerle, şifrelerle, kodlarla yüce dergâha bağlanmanın reçetesidir. Gözyaşı çile tarlasına atılan ve yeni dünyaları sümbül verecek ilahi bir tohumdur. Gözyaşı ümit ağacı kuruyanların köklerini yeşertecek can suyudur. Gözyaşı, zulmüyle abideleşen Calutları yere seren, seslerini ebedlere kadar kesen bir Davutların sapanıdır. Gözyaşı, her gün ölen korkakların değil, sadece bir gün ölen kahramanların şehadet duasıdır.
Ve...
Bütün esbabın sukut ettiği ve bütün ümitlerin kesildiği bir zamanda Hakk’ın kapısından ayrılmayıp o eşiğe başını koyup gözyaşı dökenler ne bahtiyardır. Şair ne de güzel söylemiş. ‘’ Aşk içindir o an hallerin en lezzetlisi, gözyaşları içinde sevgiliyle dertleşmesi.’’ Gelin, paletler altında ezilirken bile ‘ah, of’ larımızı; ‘oooh’ lara çevirecek gözyaşlarımıza sığınalım. Yakıtı gözyaşı olan seccadelerimize binip, her gece yarısı miracımızı gerçekleştirelim. Gönül sabanımızla tekrar sürelim bahçemizi, dualarımızı tohum, gözyaşlarımızı su olarak kullanalım. Ve yeni bir dünyaya yelken açarak HAKK’ın kapısından ayrılmayalım. Her geceyi bir kadir bilip bir ömre eş tutarak, ömre bedel bir dirilişe uyanalım.
Bütün esbabın sukut ettiği ve bütün ümitlerin kesildiği bir zamanda Hakk’ın kapısından ayrılmayıp o eşiğe başını koyup gözyaşı dökenler ne bahtiyardır. Şair ne de güzel söylemiş. ‘’ Aşk içindir o an hallerin en lezzetlisi, gözyaşları içinde sevgiliyle dertleşmesi.’’ Gelin, paletler altında ezilirken bile ‘ah, of’ larımızı; ‘oooh’ lara çevirecek gözyaşlarımıza sığınalım. Yakıtı gözyaşı olan seccadelerimize binip, her gece yarısı miracımızı gerçekleştirelim. Gönül sabanımızla tekrar sürelim bahçemizi, dualarımızı tohum, gözyaşlarımızı su olarak kullanalım. Ve yeni bir dünyaya yelken açarak HAKK’ın kapısından ayrılmayalım. Her geceyi bir kadir bilip bir ömre eş tutarak, ömre bedel bir dirilişe uyanalım.