Ürünü iyi para edince çiftçinin deposunu bas...
Para etmeyince, al ucuza elinden dağıt...
Buna da politika de...
İstanbul Valiliği kürsü kurmuş... Basını da karşısına almış, hükümetin muhteşem patates hamlesi önünde gururla poz verip, basın açıklaması yapıyor...
Dinimiz, diyanetimizden sonra, yoksulluğumuzu, çaresizliğimizi de boynumuza doladı birileri...
Çekiştirip duruyorlar...
Çaresizliğimiz dahi birilerinin siyasetine reklam malzemesi...
Bir yanda yüksek ve 3-5 maaş alanlar...
Bir yanda lüks saraylar, lüks makam araçları, lüks uçaklar... lüks yiyeceklerle gününü gün edenler..
Ve diğer tarafta; bir çuval patatesi evine götürebilmek için bir birini ezen yoksul insanlar...
Eskiden, "yiğit muhtaç olmuş kuru soğana" türküsünü bir ağıt gibi söylerdik...
Kötü günlerin, bir daha gelmemesi istenen... buna sebep olanların utanması istenen türkülerdi onlar...
Şimdi; yiğit de muhtaç, anası da, babası da...
Ama bundan birileri gurur çıkarıyor...
Reklam çıkarıyor...
Fayda devşirmeye, oy devşirmeye çalışıyor...
Bu muhtaçlıktan siyaset üretiyor...
Bizi bu duruma nasıl düşürdüklerini sorgulamamızı değil... önümüze attıkları kırıntılardan dolayı kendilerine minnettar olmamızı bekliyorlar...
Ondan dolayı; bununla gurur duyuyor... bunu başarı sayıyor...
Ondan dolayı; düşkün halimizi arkalarına fon yapıp poz veriyorlar...
Ezcümle..; yakın gelecek için hala umutlu değilim...
Çok kötü şeyler gördük...
Bugün daha farklısını gördük...
Yarın ise; daha kötülerine gebe..