Henüz 6 yaşındayken evlendirilen kız çocuğunun, ailesini konuşturmuşlar...
Babası, erkek kardeşi ve iki kız kardeşi; haberlerin doğru olmadığını iddia ediyor...
Bu rezil tecavüz haberine ses etmeyen milyonlar da; olayı inkar eden ailenin iddialarını, mal bulmuş mağribi gibi paylaşıyorlar...
Bir kez daha konuyu, "imdat dinimize, tarikatlerimize saldırıyorlar" noktasına getirme gayretindeler...
Ama kusura bakmayın; iddianameye yansıyan bilgiler ve dava dosyasında yer alan belgeler, yaşanan rezaleti doğruluyor...
Dava dosyasında o şahsın bu çocukla altı yaşında evlendirildiği ve ilişkiye girdiklerine dair ses kaydı dahi var...
Mağdure, savcılığa gitmeden, sadece çocukken bu şahısla evlendirildiğinin görsel belgelerini almakla yetinmemiş; 6 yaşında evlendikleri ve ilişkiye girdiklerini, o şahsa ikrar ettirerek, bunun ses kaydını da almış; savcılığa da teslim etmiş...
Muhtemelen savcılığa gittiğinde başına neler geleceği; kendinin nasıl günah keçisi ilan edileceğini tahmin ediyordu...
Doğru da tahmin etmiş ki; şu ortamda dahi, tecavüz mağduru çocuğu şeytanlaştırıp; tecavüzcüleri mağdur göstermeye çalışan, güçlü bir karşı hareket başladı zaten...
Aile kızın kanunen evlenme çağına girdiğinde kıyılan resmi nikâhtan fotoğrafları delil göstererek bu yaşta evlendiler demeye getiriyorlar...
Kimse 18 yaş civarında kıyılmış olan, resmi nikâha itiraz etmiyor ki zaten...
Resmi nikah tarihinde kızın reşit olmaması mümkün de değil...
Toplumun tiksinerek itiraz ettiği; 6 yaşında kıyılan dini nikâh ve o yaşlardaki çocukla ilişkiye girilmesi.. İstismar edilmesi...
Konuyla ilgili yazdığım yazılarda, tarikatlerin 6 yaşında dini nikâh ve 9 yaşında gerdek ruhsatını, peygamber Hz. Muhammed'in eşi Hz. Ayşe'den nakledilen hadislerden aldığını belirtmiştim...
Buhari ve Müslim başta; bir çok sağlam hadis kaynağında yer alan o hadiste Hz. Ayşe özetle diyor ki; Allah Resulü ile nikahımız 6 yaşımdayken kıyıldı. 9 yaşımda da gerdek gerçekleşti...
Bazılarının 6 yaş sünnetini uygulama isteği, muhtemelen bu hadise dayanıyor...
İkinci halife Hz. Ömer'in de, peygamberin torunu ve Hz. Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm ile çocuk yaşta evlendiği İslam kaynaklarında yerini almış acı bir gerçektir...
Ömer'in peygamberin torunu o çocuk ile evliliğini; aile ve kız çocuğu istemediği halde, halife olmanın verdiği gücün baskısı ile yapması da, yine İslam kaynaklarında yerini almıştır...
Çoğu zaten bu referanslardan dolayı olayın çirkinliğine ses etmezken; inkar edilmesini, inanılmaz bir istekle sahipleniyor..
O dönem peygambere atfedilen, halifelere atfedilen ve normal karşılanan durum; bugün toplumda net ahlaksızlık olarak, sapıklık olarak kabul ediliyor...
Sıkıntı da burada zaten... Küçük yaşta çocukla evlenilmesine sapıklık demek; İslam dininin cennetle müjdelenenlerinden, peygamberin en yakın arkadaş ve sahabelerinden, Asrı Sadet denen dönemin ikinci halifesi Hz. Ömer'e de, sapık demek anlamına geliyor...
Hz. Ayşe'nin, Hz. Muhammed ile 6 yaşında evlendim, 9 yaşımda gerdek gerçekleşti hadisine hiç girmiyorum dahi...
Yıllardır, "insanlar ahlâklarını dinlerden almaz.. Ahlâk; insanların yaşadığı acı, tatlı tecrübelerle kendiliğinden oluşur." diye.. "Ahlâkı insanlar dinlerden öğrenmez; aksine dinler insanlardan öğrenir" diye yazıyorum...
İşte ortaya çıkan bu rezalet de; benim bu tezimin, ete kemiğe bürünmüş delillerinden biri oldu...
Bir dönemin dinde normal karşılananı ve bizzat dinin halifelerinin yaptığı; bugün ahlâksızlık, hatta sapıklık...
Ve dinler de; bir kez daha geçmişini inkar edercesine, halkın geliştirdiği ahlak anlayışına doğru evriliyor...
Dinler bu olayda da olduğu gibi; ahlâkı bir kez daha insanlardan öğreniyor..