VAY ALÇAK, VAY KALLEŞ VAY...
Allah bizim belamızı vermesin mi yani...?
Tokat'ın Erbaa ilçesi Koçak köyü ile... Amasya'nın Taşova ilçesi Esençay köyü bir yayla davası varmış...
Mahkemelik olmuşlar...
Gelen bilgi şöyle..;
Koçak'ın Boğalı, Esençay'ın da Şahinler yaylası varmış...
Esençaylılar, "Boğalı bizim" diye dava açmış...
Mahkeme sonuçlanmış ve yalanın Koçak köyüne ait olduğuna hükmetmiş...
Şimdi burada kim haklı, kim haksıza girmeyeceğim...
Kanımı beynime sıçratan şu..; Koçak köylüleri Boğalı Yaylasından köylerine su getirmişler...
Ama suyun başına işler gelmeye başlamış...
Önce birileri gelmiş içme suyuna motor yağı döküp yün ile tıkamış...
O zaman olay araştırılmış, belli ipuçları da bulunmuş ama olayın üzeri kapatılmış...
Geçtiğimiz günlerde olay tekrarlanmış....
Suya tekrar kimyasal atmışlar...
Ağaçlara da, "ders olsun" olsun diye yazmışlar...
Bunu yapan nasıl bir karaktersizse artık... Bir köydeki insanların hayatıyla oynarken, diğer bir köyün insanlarını da töhmet altında bırakıyor...
Ulan be şerefsiz herif...; çolun, çocuğun içtiği içme su kimyasalla zehirlenir mi ulan...?
Senin nasıl bir karakterin, nasıl bir kahpe bir ruhun var be alçak...?
Bunu savaşta yapsan... Savaşta savaştığın milletin çolunu çocuğunu zehirlesen savaş suçundan yargılanırsın ulan be şerefsiz...
Kendi milletin de dahil dünya yüzüne tükürür be alçak...
Nasıl bir kahpelik... Nasıl bir sinsilik, nasıl bir kalleşlik akıl almıyor...
Yaaa..; bu yazıda da adı geçen Boğalı yaylamız gibi yaylalarımıza yabancı maden şirketleri gelip... bırakın bir köyü... tüm şehrin sularını zehir tehlikesi ile yüz yüze bırakırken... ormanlarımızdan, aldığımız nefese... çocuklarımızın sütünden yediğimiz ete, peynire kadar daha bir çok geçim ve gıda zincirimizi yok etmeye kalkarken... büyük çoğunluk gık demedi.... Ama kendi aramızda bir dava olunca, yine aramızdan bir karaktersiz çıktı, diğer bir köyümüzün çolunu çocuğunu zehirlemeye kalktı...
Kendi aramızda bilek kalınlığında su için, "senin tarlana gidecek, benim tarlama gidecek" kavgası yapan biz...
"Yok yayla sizin, hayır bizim" kavgası yapan biz...
O su ve yayla nizalarında, davalarında birbirimizi kafa göz kırıp.. işi cinayete kadar götürüp öldüren yine biz...
Ama gel gelelim, bir şerefsiz şirket... Bu dağlarda izi olmayan bir sömürücü güç.. bizi sömürmek için gelen... sularımızdan, yaylalarımıza elimizden alıp çökmek isteyen güçten hiç rahatsız olmuyoruz...
Hatta aramızdan bazı parti yöneticileri, muhtarlar ve diğer bazı menfaatçiler hemen o şirketle bize karşı iş tutmaya kalkıyor...
Hemi yahu...
Allah bizim belamızı vermesin de ne yapsın...?
Esençay da bizim, Koçak da bizim...
Bu dağlar, bu ovalar, bu yaylalar... Bu mümbit toprak ve suların bir tamamı bu topraklarda yaşayan hepimizin...
Birileri ile mücadele edeceksek sırt sırta verip, bir anlamda namusumuz olan o topraklara arsız ve hayasız ellerini uzatmaya çalışanlar ve onların işbirlikçileri ile mücadele edelim...
Yeter yahu...
Artık kendimize gelelim...
Özümüze dönelim...
Yeter...