Paralel devlet...
Bu tanımlama ile karşılaşınca, "Olur mu öyle saçma şey?" demedik...
İnandık...
İnandık çünkü; bu kavramı ete kemiğe büründüren hem somut deliller vardı... hem de bunu otorite söylüyordu...
Öyle bir otorite ki; İnanmayanı döverken... İnanmasa da inanıyor görüneni de ödüllendiren...
Devletin paraleli olur da dinin olmaz mı...?
Olur...
Ayibistan diye bir ülke vardı...
Ayibistan'da din zaten yüzyıllardır yozlaşmış, gerçek dinin yanında uydurulmuş bir din de yaşanmaya başlanmıştı...
Bu paralel din bir gün bir darbe ile indirilen dini bastırıp bağımsızlaşmıştı...
Dinin asıl tanrısı bizim eski cumhurbaşkanlığı sistemindeki cumhurbaşkanının pozisyonuna getirildi..
Evet; teoride devletin en üstünde ama yetkisi olmayan cumhurbaşkanı gibi... yetkisi olmayan sembolik bir tanrıya dönüştürüldü...
Asıl tanrı icraatın başındaki oldu...
Dine aykırı da olsa, yeni tanrı ne yapsa, din ona uygun hale getirildi... cevaz verildi...
Sembolik secde sembolik tanrıya yapılsa da, ruhen tam bir teslimiyet ile yapılan secde, icraatın başındaki tanrıya yapılmaya başlandı...
Kurallar da değişti...
Eski dinde yasak olan... ve Sembolik tanrının asla kabul etmediği yetim hakkı yemek günah olmaktan çıktı...
Hatta dinin uygulayıcı tanrısı ve yanındaki imtiyazlıların özellikle yedikleri haline geldi...
Yeni tanrı ve yetkisini paylaştığı imtiyazlıların yeni dindeki gücü; yedikleri kul hakkı ile ölçülür hale geldi...
Ne kadar çok kul hakkı yiyebiliyorsa, o kadar tanrı... o kadar tanrısal görüldüler...
Sembolik tanrının indirdiği kitapta adalet baş tacıyken... adaletsizlik zulüm sayılırken... zulüm lanetlenirken...; yeni din ve tanrısı adaletsizliği ve zulmü yeni dinin meşruiyet kaynaklarından, varlığını idame ettirme uygulamalarından yaptı...
Sembolik tanrının dininde, "haksızlığa susan dilsiz şeytandır" mottosu hakimken, yeni tanrının haksızlıklarına susmak, zulmüne sessiz kalmak emir oldu...
Zina, faiz, içki, kitabına uydurulmuş hırsızlık, eşcinsellik, yolsuzluk hepsi serbestken... yeni tanrının otoritesini sarsmadığı sürece hepsine alabildiğine özgürlük sağlanırken, sadece, tanrı ve çevresinin yaptığı haksızlığa karşı konuşmak suç oldu...
Sembolik tanrı kullarının amellerine bakardı, ibadetlerine bakardı, niyetine bakardı... Mükafatı ve cezayı bunun üzerinden verirdi...
Yeni tanrı için namaz kılmanın, niyetin, amelin önemi hiç olmadı... o ödülleri ve cezayı kendisine biat yani iman edip etmediğine, göre belirledi...
Sembolik tanrının indirdiği dinde yalan bırak tanrıyı; kullarına dahi yasaktı...
Yeni tanrı için yalan bizzat kendisinin en önemli meziyetiydi... Dün başka, bugün başka yüzlerce büyük yalanı, kulları tarafından adeta onun mucizelerinden sayılıyordu...
Sembolik tanrının indirdiği dinde kullara, Allah ile, din ile, namaz ile aldatmaları bile yasaklanırken..; yeni tanrı kandırmak ve aldatmak üzerine oturtmuştu tanrılığını... Gücünü kandırmaktan alıyordu... Kandırabildiği kadar... kandırdığı sürece tanrıydı...
Sembolik tanrı kullarına sık sık, "düşünmez misiniz, akletmez misiniz?" diye sorarak düşünmeye, akletmeye, sorgulamaya yöneltiyordu... Yeni tanrı ise; düşüneni, akledeni sevmiyor, sorgulayanı hapse atıyordu...
Daha neler neler...
O dinin mensuplarının büyük bölümü, yalanı yasaklayan değil... yalan söyleyebilen, söylenmesine karşı olmayan tanrıyı seçti...
Kul hakkı yemeyi yasaklayan değil, serbest bırakan kendisi de özellikle yiyen tanrıya tam bir teslimiyetle iman ettiler...
Adaleti emredip, zulmü yasaklayana sırt dönüp... adaletsiz olan, zulmü bizzat yapan tanrının kulu oldular...
Zina, faiz, içki de dahil her şeyin serbest, sadece yeni tanrı ve dinini sorgulamanın yasak olduğu bu dine çabucak uyum sağladılar...
Ödüllerini de aldılar...
Kimi; 5-10 yerden maaş...
Kimi; peşkeş gibi banka kredileri...
Kimi; Adrese teslim milyon dolarlık ihaleler...
Kimi; makarna...
Kimi de; cennetten köşk...
Şimdi birileri gelip, "vay efendim sen dimimizle dalga geçtin, Allah ile dalga geçtin" ve benzeri cümlelerle saldırırsa bilin ki onlar Ayibistanlı...
Gerçek dini maske yapıp menfaat dinlerini... Gerçek Tanrıyı maske yapıp, yeni menfaat tanrılarını savunmaya çalışabilirler...
Bunu yapmak için de sizi galeyana getirmek isteyebilirler..; siz bu tuzağa düşmeyin...
Oysa; Allah'ı da dini de bütün bu rezilliklere alet eden... Dinlerini, yalanı meşru kılan, adaletsizlik ve zulmü bizzat uygulayan, hak yemeyi dinin sistematiği gibi gösterenler... yani dinleri ve tanrılarına iftira atan, küçük düşürenler bizzat kendileri...
Ayibistanlı işte...
En önemli özelliklerinden biri pişkin olmaları...
Hırsızlık yaparken ev sahibini bastırmaları...
Onun için dikkatli olun...