ÜZERİNE PEK DÜŞÜNMEDİKLERİMİZ...

Kıymetini bilmeden, bilinçsizce davrandığımız için, kaybetmenin eşiğine geldiklerimizden, önemli bulduğum bazılarını sıralayayım..

Din...
Demokrasi...
Cumhuriyet...
Adalet...

İnsan hakları...
Vicdan...
Hürriyet...
Onur...

Bilmediğimiz veya yanlış bildiğimiz... veyahut da, üzerine düşünmediğimiz bazı detayları sıralayayım...

Din ile ahlak ayrı şeylerdir... Ahlak dini övmez, dinler ahlakı över ve tavsiye der... Çünkü ahlak dinler üstüdür...
İnsan olmak, dinden öncedir...
Adalet dine tabii değil, dinler adalete tabidir... Adalet dinler gibi değil, yekpare, evrensel tek bir değerdir...

Önce insan olmakla başlar...
İnsan olamadan, insanlık adına güzel ne olduğunu düşünüyorsan; o mutlaka sahtedir...
Önce insan olabilmek gerekiyor...
Ki; bu da iki ayak üzerine durmak değil...

Adalet; bir zemin, güçlü bir temeldir...
Bir şeyin zemininde, harcında adalet varsa değerlidir, yaşanabilirdir...
Yoksa; kaos...
Buna dinler de, devletler de dahil...

Ahlak insan olunabildikten sonra; yaşanılan çoğu acı tecrübeden damıtılan, tadı buruk ama  insanı yücelten bir erdemdir...
Ahlakı dinler getirmez insanlar oluşturur... Yine insanlarca korunur...

Tanrı bunların hepsinin üzerindedir...
İnsanların ilk çağlardan beri aradığı, anlamaya çalıştığıdır...
Tanrı'nın varlığını bize dinler bildirmedi... İnsan ilk günlerinden beri bir yaratıcı olduğuna inanıyordu...
Dinler bunu sadece kurumsallaştırmaya çalıştı...

Tanrının varlığına doğada ve evrende bir çok delil var...
Öte yandan; bugüne kadar hiç bir din tanrıdan geldiğini.. Hiç bir peygamber de tanrı tarafından gönderildiğini ispat edemedi...

Dinlere inanç denmesinin bir sebebi de bunun için olmalı... İnandığın sürece din... Veya hangisine inanırsan o gerçek din...
Tanrı hep var da, din ancak inanırsan gerçek.. Peygamber ancak inanırsan peygamber...
Onun için genelde tanrı tasviri aşağı yukarı birdir; ama dinler çok ve çeşitli...

Bitirirken inanç konusuna yakın tarihimizden bir örnek vereyim..
Bir dönem Refah Partisinden milletvekilliği de yapan Hasan Mezarcı Mesih olduğunu açıklamıştı...
Yani; kurtarıcı...
O da tanrı tarafından görevlendirildiğini söylüyordu...
Ona da, inandığımız dinlerdeki inanç prensibi ile inansak.. veya Mezarcı'nın bizi inandırmak için kullanacağı silahlı bir gücü ya da ekonomisi olsa; muhtemelen bugün onu Mesih olarak kabul eden insan sayısı çoğunlukta olacak.. Dolayısıyla da yeni bir inanç doğacak veya evrilecekti...
Az kişi inandığı için, Mezarcı öldüğü an, onun Mesih olduğuna olan inanç da son buldu...