TOKAT'TAN GİTMEK Mİ GEREK?

Sulusaray ilçemizde belediye başkanı kendi maaşı ve ekibinin maaşını tam verirken işçilerin maaşlarını kesmesi...

Reşadiye ilçemizde doğa ve turizme darbe indirilir gibi; Ak Parti İlçe Başkanına mahkeme kararları ile defalarca iptal edilen taş ocağı için, Özel İdareden yeniden işletme ruhsatı verilmesi...

Turhal ilçemizde, Tokat genelinden 60 bin üyesi olan Pancar ekicileri kooperatifine siyasi gerekçelerle kayyum atanması... Kayyumun görevi kooperatifi seçime götürmekken, seçime götürülmesini engelleyip; tesisleri ve fabrikalarını satmaya kalkması...

Erbaa'da Reşadiye'de, Niksar'da, Zile'de, Taşova'da siyanürlü altın ve bakır madenciliği için alınan ruhsatlarla, adeta bağrımıza mavzer dayanması...

Yazılarını yazdığımız, yazmaya da devam etmemiz gereken; mutlaka fikri takip gerektiren memleket sorunları uzanmış boylu boyunca yatıyor...
Bizler ise; yok Tokat Günleri, yok bilmem ne gibi gündemlerle adeta kendi sırtımıza saplanan hançerleri maskeliyoruz...

Artık yetişmekte güçlük çekiyorum...
Ülke adeta kundaklanmış ekonomik bir kaosun içinde kıvranırken; bunları yazsam da, çoğu zaman gözlerden kaçıyor...
İnanın nasıl bir yol izlemem gerektiği konusunda karar veremiyorum...

Tokat Günlerini memleket için hizmet olarak pazarlayan,  STK'lar dönüp Turhal'da neler oluyor, Sulusaray'da neler oluyor diye sormuyor...
Sorduklarında görüyoruz ki; laf olsun torba dolsun... Fikri takip yok...

Gerçek gündemlerimizi; bilmem ne günleri, bilmem nereye gitmek lazım, bilmem nere sevdamız gibi magazinsel işlerle halının altına süpüre süpüre memleketi yaşanacak değil, kaçıp kurtulması gereken yer haline çeviriyoruz...

Şurada birkaç gazeteci, birkaç doğasever, birkaç siyasetçi ve hemşerimizle mahallenin delisi durumuna düşmemek için direniyoruz...
Bir yanda dram anlatan, sorunlara projeksiyon yapan, tehlikelere dikkat çeken yazı ve haberler; diğer tarafta davul-zurnalı kutlama günleri hazırlayan; bunu da memleket sevdası, meselesi olarak sunan bir tayfa...

Bu memleketi kimden kurtaracağız yahu?
Memleket yansa bir kalbur samanı yanmayanlar alıyor tefi eline bilmem ne meydanına çadır kuruyor... Onun tef şıngırtısına, zilleri takıp koşan büyük bir kitle...
Arkadaş bu sorunlar davul zurna çalarak, zil çalıp oynayarak çözülecekse; beni de alın aranıza...
Vallahi düşüne düşüne; içim dışım karalar bağladı...

"Tokat'a gitmek gerek" sloganı da kurtarmadı memleketi...
Tokat bir kez daha en çok göç veren il oldu...
O slogan; "Tokat'tan gitmek gerek" şeklinde dönüştü...
Hala anlamayacak mıyız; bu işler sloganla, çadır kurup göbek atarak, günler, kutlamalar düzenlemekle olmuyor...
Bırakın magazini de, biraz da gerçeklerimizle yüzleşelim yahu...