Dün Tokat'tan bazı hemşerilerimiz irtibata geçti ve İŞKUR aracılığı ile yapılan işçi alımında torpil yapıldığını iddia ettiler...
Konuyu kısaca özetleyeyim...;
Gençlik spor İl müdürlüklerine temizlik ve güvenlik görevlisi alımı için İŞKUR aracılığı ile müracaatlar toplanmış...
Tokat'a, 2 erkek, 7 kadın temizlikçi... 30 erkek, 48 kadın güvenlik görevlisi olmak üzere, toplam; 88 kişi kadro verilmiş...
Bu kadrolardan 2 erkek temizlik elemanı alımı için 900, 7 bayan temizlik elemanı için ise 1.500 kişi müracaatta bulunmuş...
Diğer güvenlik görevlisi pozisyonu için müracaatları bilmiyorum ama...; Bu rakamlara dayanarak Tokat'ta bu işlere girebilmek için toplamda 10 bin kişi veya üstü başvuru olduğunu tahmin ediyorum...
Bu 88 kişilik pozisyonun kura çekimi Ankara'da yapılmış...
Kurada 88 kişin değil 4 katı kişinin kurası çekilmiş... Yani; 352 kişi belirlenmiş...
İşte bu kura ile belirlenen 352 kişiden 2 ismin personel alınacak Tokat Gençlik Spor İl Müdürlüğü'nün müdürü Cemil Çağlar'ın iki akrabası olduğu iddia edildi...
Akrabalıkları ile ilgili bazı belge niteliğinde görüntüler de istedim; onlar da geldi...
Sabahta Cemil beyi arayıp, eşi hanımefendi tarafından akrabası olduğu iddia edilen isimleri sordum... Kurada isminin çıktığını bilmediğini belirterek, adı geçen 2 isimden birinin akrabaları olduğunu kabul etti...
Bir veya iki; Tokat Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ndeki 88 personel alımı için 10 binlerce kişilik müracaat arasından çekilen kurada, Tokat Gençlik Spor İl Müdürünün akrabası olan isimlerin çıkması kafaları karıştırmasın da ne yapsın...?
O işlere müracaat edipte, işe girip, devlet kadrosunda çalışacağım... İşe girebilirsem artık; "yarın eve ekmek götürüp götüremeyeceğim diye bir sorunum olmayacak" hayalleri kuran, umut ile uykusuz kalan o binlerce insan kurada ismini göremeyip, ilgili kurum müdürünün akrabalarının ismini görünce yıkılmasın da ne yapsın...?
Düşünün; sırf 2 kişilik erkek temizlik personeli pozisyonu için 900... 7 kadın temizlik görevlisi için 1.500 kişi başvuru yapmış...
Bu rakamlar bile yokluğun, ihtiyacın, umutların boyutunu göstermeye yetmez mi...?
-Kura çekilmiş midir...?
-Çekilmiştir...
-Hile var mıdır...?
-Bana hile olması değil, olmaması garip gelir...
-O kurada çıkan isimlerin arasında torpilsiz var mıdır...?
-Evet vardır diye tahmin ediyorum... Ayrıca; 88 kişi alacakken kura ile 352 isim belirlenmesi.. Bu isimlerin 264 kişisinin de evrak ve mülakat ile elenmesi aşamasında o torpilsizlerin başına ne geleceği ile ilgili de bir tahminim var...
88 kişi alacağın işe kura ile 352 kişi belirle... sonra bu isimleri de kademeli şekilde ele...
Peki; 88 kişilik işe müracaatlarda 352 kişi seçtin... 352 kişinin de şartları işe uygunsa... Mülakatta da başarılı olurlarsa 352 kişinin 264'ü neye göre elenecek...?
Değil mi..? Geçen haftalarda benzer bir olayı yazdım mesela... Orman müdürlüğüne orman yangınlarıyla ilgili personel alımında kurada çıkan, sınavı geçenlerden Erbaalı bir hemşerimiz irtibata geçmiş ve; mülakat ile fiziksel yeterlilik sınavı için parkurdaki performansları ölçüldüğünü... Kendisi parkuru 25 saniye gibi kısa sürede bitirirken, 31 saniye gibi çok daha kötü derece yapanların işe alındığını, kendisinin elendiğini söylemişti...
Bu Erbaalı hemşerimiz ayrıca işe alım bilgisini öğrenince hemen torpil için parti binasına girip, ismini listeye yazdırmak istediğini de belirtmiş.. Ama parti üyeliğinden ayrıldığı için, kendisine torpil yapılmadığını iddia etmiş, ben de yine bunu yazmıştım...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" diye kitap yazmış ama, daha o dahi kitabı kendisinin yazdığını ispat edemiyor...
Koskoca Cumhurbaşkanı, "kitap yazdım" diye ortaya çıkmasına rağmen, yönettiği ülkenin vatandaşlarını kitap yazdığına inandıramıyor ki; kurduğu sistem ve düzenin adil olduğuna... o düzen sayesinde adil şartlarda işe girebileceklerine inandırabilsin...
Ben bu düzende, devletle ilgili işlere torpilsiz girilebileceğine inanmıyorum..
Ki; sayın Cumhurbaşkanımızın yazdığı iddia edilen kitabı da onun yazdığına inancım sıfır...
Birilerinin duygularımızla oynadığını düşünüyorum...
Özellikle de en fakir ve en cahillerimizin duyguları ile hunharca oynanıyor...
Umut denen duygu birilerinin elinde top olmuş, hoop diğerine atıyor, yoksulumuz da o umut topunun peşinde koşup tam yakalayacak, hop diğer tarafa fırlatılıyor... Bu kez oraya doğru koşmaya devam...
Tam artık her şey bitti, zaten hakkımdı kazandım derken, mülakat denen bir sistemle, fukaranın umudu elinden alınıp, torpilli başka birine veriliyor...
Umutları yıkıldığı, inancını kaybettiği için kahreden, isyan eden fukaraya da, abrakadabra ile cepten yeni bir top çıkarılıyor... Falanca kuruma şu kadar personel alınacak topu...
Yepyeni.... Pırıl pırıl bir umut topu daha...
Öyle ya; belki de size çıkacak...
Haydi koş babam koş...