Dün kaleme aldığım makalede, Pazar ilçemizden bir çiftçimizin anlattıklarına yer vermiştim...
Mısır üreticisi olduğunu.. Devletin mısır alım fiyatını ton başı 5.700 lira açıkladığını.. Ama Pazar ilçesi, hatta Kazova bölgesinde devletin alım ofisi olmadığı için tüccara mecbur bırakıldıklarını.. Pazar'daki tüccarın da yaklaşık 4,500 lira gibi rakama aldığını anlatmıştı..
Araştırdığımızda Pazar ilçesindeki en büyük alıcının Ak Parti İlçe Başkanı Celal Akın olduğunu öğrenmiş; ve yazmıştım...
Altına gelen yorumlardan ise; Tokat'ın bir çok yerinde durumun aynı olduğu anlaşılıyordu...
Düşünün; devletin Pazar ilçesi ve çevresinde daha yüksek fiyattan, mısır alımı yapması, iktidar partisi ilçe başkanının zararına...
Bu durumda o başkan; o ilçe ve çevresinde devletin alım yaparak çiftçiye daha çok kazandırması için mi çaba sarf eder; yoksa alım yapmayarak, sahayı kendine bırakması için mi?
Durum sırf bundan ibaret değilmiş...
İlçedeki süt birliğinin başına gelenler de; bu mısır işine benziyormuş...
Bir zamanlar Pazar ilçesinde hayvancılık yapan köylülerin sütünü değerlendirmek için, "Süt Birliği" adı altında bir birlik kurulmuş...
Birliği "köylere hizmet götürme birliği" adı altında Pazar Kaymakamlığı kurmuş...
Sonra bu birliğe bir çok süt tankeri, deposu, aracı vs alınmış; personel istihdam edilmiş...
Köylünün sütleri toplanıyor; satılıyor.. Köylülerin parası zamanında ödeniyor; kalan kâr da yol yapımı, okul tamiri vs işlere kullanılıyormuş...
Tabii bu birlikten önce Pazar ilçesinden en büyük süt toplayıcısı yine Celal Akın bey...
Celal bey bir şekilde Pazar ilçesine Ak Parti'nin İlçe Başkanı olmayı başarınca bu süt birliğine de el atıyor...
Önce bir şekilde birlik başkanı oluyor...
Sonra da birliği pasif hale getiriyor...
Aradım biraz önce...
Kendimi tanıtıp; ilçedeki başkanı olduğu süt birliğini sordum...
Bana gelen bilgilerden bazıları, "Celal Akın başkan olunca kapatıldı" şeklindeydi; Kendisine, "birlik devam ediyor mu? diye sordum...
"Ediyor" dedi...
Sütü başkanı olduğunuz birlik adına değil de, kendi adınıza topladığınız bilgisi geldi; neden birlik adına değil de kendi adınıza topluyorsunuz?" deyince ses tonu değişen Celal bey, ismi gibi celallenerek, "oranın süt toplama merkezi var mıymış, süt toplama ruhsatı var mıymış; onu da söylediler mi sana onun bunun çocukları?" gibi bir cevap verdi...
Buradan sonra tansiyonu düşürmeye çalışarak, "birliğin süt toplama ruhsatı mı yok; onun için mi toplayamıyor sütü?" diye sorsam da; bu kez de, "yav sen kimsin, sen gastecisin, sen maliye müfettişi misin; kendi üzerine düşen bir şeyi sor" demeye başladı...
Israrla da, "vatan haini" diyordu...
Ona hangimizin FETÖ derneğinin etüd merkezini Ak Parti Pazar İlçe Binasına açtığını ve 15 temmuzdan sonra o tabelayı alelacele neden kaldırdıklarını sordum...
Cevap verilmesi gereken hiç bir şeye cevap vermediği; sürekli hakaret ettiği için; ben Pazar ilçemizde çiftçimiz aleyhine dönen şartların düzelmesine vesile olmak adına, kamu yararına görevimi yapıp, aldığım bilgiler üzerinden yazıyı tamamlayacağım...
Ak Parti İlçe Başkanı Celal Akın hala süt birliğinin başkanı; ama birliği pasif hale getirmiş...
Sütü başkanı olduğu birlik adına değil; kendi şirketi adına topluyor...
Birliğin transit aracı ve diğer malzemeleri çürümeye terk edilmiş...
Bir de 10 yıllık çalışanı var o birliğin... Hem sütü satan, hem de alanları tanıdığı için çok önemli, kilit bir isim...
O personeli de kendi şirketine almış...
Soranlara diyormuş ki; birlik zarar ettiği için çalıştırmıyorum...
Bana da diyor ki; süt toplama merkezi mi var; ruhsatı mı var?
Sen kendine toplayınca kar ediyorsun da; birlik adına toplanınca neden zarar ediyor bu süt?
Buranın süt toplama merkezi yoktu da; 10 yıldır nasıl süt topladı o birlik?
Ruhsatı olmayan o birlik nasıl kuruldu, nasıl süt topladı; kaymakam o birliğe nasıl başkanlık yaptı?
Sonra sorun süt toplama merkezi olmaması ise; başkanı olarak neden kurmadın?
Ruhsatı yoksa; neden almadın?
Sevgili arkadaşlar bu nedir Allah aşkına?
Bu nasıl bir sızma, bu nasıl bir ele geçirme, bu nasıl bir kaleyi içten çökertme yahu?
Adam başkan olduğu birliği, ele geçirip, pasif hale getirip; resmen çökertmiş...
Sonra da devletin milletin oradaki gelirini; şahsına çevirmiş...
Soruyorum; bu ihanet değilse nedir?
Süt birliği hala faal aslında...
Celal Akın'da hala o birliğin başkanı...
Maaş veya başka bir geliri var mı bilmiyorum o başkanlık görevinden; ama birliğin alması gereken hibeleri de kendi şirketinin adına almış devletten...
Evet; Kırsal Kalkınmadan süt toplama için birlik adına alması gereken 3 veya 4 transit aracı; hibe kendi şirketi adına almış...
Soruyorum bu nedir?
İhanet mi, yolsuzluk mu, arsızlık mı, yüzsüzlük mü, ahlaksızlık mı?
Bu nedir Allah aşkına yahu?
Bu şikayetler bana kadar geliyor da; Ak Parti'nin milletvekillerine, İl Başkanlarına falan gitmiyor mu?
Ha Özlem hanım; bu ilçe başkanı Turhal Pancar Ekicileri Kooperatifinin mısır kurutma tesisi gibi, kendine rakip gördüğü tesislerini, size, "atıl" diye, yani; "işe yaramaz, zarar ediyor" diye şikayet etti mi?
Siz onun bu raporu sebebiyle mi o tesisler için, "zarar ediyor" diyordunuz?
Yakında o tesislerin ne kazandığı; ne kazanması gerektiği; ama kayyumun ne gelir gösterdiği ile ilgili de bir yazı yazacağım...