SEDAT PEKER, ÖZLEM ZENGİN, SÜLEYMAN SOYLU, ÖMER FARUK...
Reklam
KEMAL VANLI

KEMAL VANLI

tokattan.com

SEDAT PEKER, ÖZLEM ZENGİN, SÜLEYMAN SOYLU, ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU, MEHMET AĞAR, GRUP YORUM VE KADINLAR...

21 Mayıs 2021 - 10:52

Düzmece operasyonlarla, insanların mallarına çöken... Uyuşturucu baronları ile iş tutup, ülkedeki uyuşturucu piyasasını kontrollerine alan... eşlerini tutukladıkları kocalarının önünde çırılçıplak soymayı bir işkence yöntemi olarak kullanan.. insanları eşleri çocukları ile tehdit eden bir güruhu anlattı Sedat Peker...
Yalan mı söylüyor, doğru mu söylüyor karar sizin...

Ardından; 10 yıllardır susan Mehmet Ağar dilini çıkarıp konuşmak zorunda kaldı...
Ama hakkında söylenenleri çürütecek, tek sağlam bir şey söyleyemedi...

Geçtiğimiz gün de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu çıktı devletin kanalına, düşmanı Sedat Peker'e "Karısının İç Çamaşırına Sığınan Edepsiz" diyerek saldırdı...
Peker'e eşi üzerinden hakaret etti...
Peker'e eşinin mahremi üzerinden hakaret etti...

Yuh artık yahu...
Değil İçişleri Bakanı feriştah da olsan; yuh...

Bir erkeğe eşinin mahremini diline dolayarak hakaret etmek en amiyane tabirle namertliktir...
Toplum arasındaki adamlık, erkelik ve mertlik gibi raconlara da... ahlak, vicdan ve edep gibi erdemlere de sığmayacak kadar rezil bir dildir bu...
Perde arkasındaki asıl karakteri de gözler önüne seren durumdur...

Peker'de bunu diyordu zaten...
İnsanları karıları, çocukları ile tehdit ediyorlar... Karılar ve çocukları ile işkence ediyor.. onlar üzerinden geliyorlar...
"Mehmet Ağar polisliği diye bir şey var... ve o polislikte akla vicdana sığmayacak kadar rezil..." demeye getiriyordu...

Biri eski, biri yeni içişleri bakanı... devletin tüm imkanları, tüm medya olanakları ellerinde ama bir tripod ve kamera ile yayın yapanın karşısında yerlere serildiler...
Kendileri ile birlikte devletin milletin itibarını da birlikte...

"Cezaevlerinde iç çamaşırımıza kadar soyularak çıplak aramaya mecbur bırakıldık" diyen kadınların meclisteki sesi olan HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu hapiste...
Bir kadının iç çamaşırları üzerinden siyaset yapan... bir kadının iç çamaşırı ile kendini savunan isimse ise İçişleri Bakanımız...

"İç çamaşırımıza kadar soyularak çıplak aramaya mecbur bırakıldık" diyerek şikayette bulunan kadına, "onurlu, ahlaklı bir kadın şikayet için bir yıl beklemez" sözleriyle karşı çıkan... o kadınlara meclis çatısı altından onursuz kadınlar, ahlaksız kadınlar" anlamında hakaretler eden Tokat Milletvekili Özlem Zengin'i arıyor gözlerim...

Arıyorum çünkü..; Utancından veya korkusundan şikayet etmek için bir yıl bekleyene "onursuzlar, ahlaksızlar" diye bağıran Zengin, bir kadının iç çamaşırını diline dolayarak kendini savunan İçişleri Bakanına ne diyecek, merak ediyorum...

Öyle ya...; en basitinden, "Onurlu ve ahlaklı bir adam, düşmanına saldırmak için, bir kadının iç çamaşırlarını kullanmaz" cümlesini de kurabilecek mi...?
Var mı Zengin'de buncacık bir vicdan, buncacık bir kadın hakları savunuculuğu, buncacık bir yürek merak ediyorum...

Yeni bir tanımlama getireyim...
Bir zamanlar başörtüsü mağdurları vardı...
Şimdi de başörtülü mağdurları...

Ömer Faruk Gergerlioğlu bir başörtülü mağdurudur mesela...

Başörtülü deyince hemen başını kapatan kadınlar gelmesin aklınıza...
Başörtüsü benim gözümde; siyasal bir zihniyetin de ismidir...
Başörtüsünü de, camiler gibi diyanet gibi, kısaca din gibi siyaset malzemesi yapanların kadın erkek tamamı başörtülü siyasetçidir..

Gergerlioğlu'nun HDP'den milletvekili olma şansı yakaladığına bakmayın...; aslında Türk'tür...
5 vakit namazını kılacak kadar inançlı bir Müslümandır...
MAZLUMDER gibi muhafazakar kesimin insan hakları örgütlerinde ön saflarda rol alan bir isimdir...
Zaten meclisten alabilmek için de sabah namazı için abdest alacağı hesaplanarak, o güzergahta beklenip alınmıştır...

Bir zamanların başörtüsüne özgürlük mücadelecisi Gergerlioğlu, başörtüsü özgür kaldıktan, iktidar olduktan sonra nasıl muş da hapse girmiştir...?
O bir başörtülü mağduru olabilir mi...?

Yine bir zamanalar başörtülülere destek vermek için konserler veren Grup Yorum mesela...
Onlarda "teröristlik" suçlaması ile cezaevine atıldılar...
Ölüm orucuna başladılar seslerini duyurmak için ama tek bir başörtülü duymak dahi istemedi...
Ölüm oruçlarında öldüler...
Evet gözlerimizin önünde eriyerek öldüler...

Neden...?
Çünkü hiç bir şey göründüğü gibi değil...
Bir çok kutsalımız, kurumumuz ve değerimiz ele geçirilmiş durumda....

Sahi Zindaşti nerelerde yahu...?
Bütün bu tartışmalara ismi nasıl dahil olmuyor acaba...?

Bu yazı 858 defa okunmuştur .