Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "ekonominin kitabını yazdım" demiş; ama kimse inanmıyor...
Neden inanmıyorsunuz kardeşim?
Bir şeyin kitabını yazmak, o işi mutlaka iyi yapmak anlamında mı?
Pek ala bir işi kötü yapan da, o işin kitabını yazabilir...
Bir ara çok kötü sesi ve kötü şarkı söylemesinden dolayı sevdiğimiz, Ajdar isimli biri vardı. Kötü şarkı söylemesine rağmen; şarkıcılığın kitabını yazmış gibi, ünlü mekanlara davet ediliyor, sahne aldırılıyordu...
Bana göre, Ajdar'ın şarkıcılığın kitabını yazması neyse; Erdoğan'ın ekonominin kitabını yazması da odur...
Öyle ya; Erdoğan'ın yönettiği Türkiye de ekonomi, Ajdar'ın şarkılarına rahmet okutacak kadar kötü...
Yakın zamanda, "daha adil bir dünya mümkün" isimli, adaletin kitabını da yazdı değil mi?
Bu da gösteriyor ki; Erdoğan batırdığı, bitirdiği ne varsa kitabını yazabiliyor; neden hala şaşırıyorsunuz?
Tamam; adaletin kitabını, ekonominin kitabını Erdoğan yazıyor anladık da; peki hırsızlığın kitabını kim yazacak...?
Kısa yoldan köşe dönmenin, fakirken ülkenin en zenginlerinden biri olmanın.. ihale adı altında yetimin hakkını, godamanların kursağına tıkmanın.. yalan dolanın.. din ile insanları kandırmanın kitabını kim yazacak...?
Bence asıl satacak kitaplar bunlar...
Bir ara bir kadın konu olmuştu haberlere...
Görüntülerde; yüzü, gözü, dudakları şiş içindeydi...
Habere göre; Estetik yaptırmak istemiş, gittiği doktorun uyguladığı yöntemle kadın tanınmaz hale gelmişti...
İşte o kadının yüzüne estetik uygulayan doktorun becerisi ile; Erdoğan'ın ekonomideki becerisi aynıdır...
Türkiye'nin eli yüzü de; şişen enflasyon, şişen fiyatlar, şişen döviz rakamlarından dolayı; o kadının yüzü gözü gibi şiş şiş olmuş durumda...
Gerçi o kadının yüzünü, gözünü, dudaklarını patlama noktasına gelecek kadar şişiren doktorun diploması sahte çıkmıştı...
Sahte diploma ile doktorluk bu kadar oluyormuş demek ki?