Yıl; 2002
Yer; Tokat-Reşadiye...
Dönemin kaymakamı Ferhat Kurtoğlu, Reşadiye'ye hiç bir Reşadiyelinin yapamayacağı yatırımı hayata geçirmek için yola düşüyor...
Amacı süt ve gıda ürünleri üzerine modern ve dev bir fabrika kurmak...
Reşadiye'nin içindeki ve dışından varlıklı insanları dolaşıyor, bu fabrikanın hem ilçeye hem yatırımcısına kazandıracağını anlatarak ikna etmeye çalışıyor....
Yıl 2004 olduğunda ise; Reşadiye'ye yaptığı o iyiliğin bir gün hayatını kabusa çevireceğinden habersiz fabrikayı kuruyor... Kendisi de yönetim kurulu başkanı oluyor....
Aynı yıl İstanbul'un Tuzla ilçesinde de garip şeyler olmaya başlıyor...
Tuzlanın Akfırat isimli belde belediye başkanlığını da yine bir Reşadiyeli kazanıyor...
İsmi; Hilmi Yıldız...
Sadece 1 dönem belediye başkanlığı yaptığı beldede ismi akla hayale gelmeyecek yolsuzluklarla anılan... şok eden skandallar ve ilişkilerle haberlere yansıyan...
Bunlardan dolayı da Çete kurmak, yolsuzluk, zimmet, irtikap ve ihaleye fesat karıştırmaktan yargılanan...
Ve finalinde de işlediği suçlardan yaklaşık 5 yıl hapis yatacak olan Hilmi Yıldız...
Bir dönemlik belediye başkanlığında sırf haberlere konu olan öyle yolsuzluklarla gündeme geliyor ki; okuyan, duyan "yok artık, hiç mi Allah korkusu yok" deme noktasına geliyor...
Hepsini detayları ile yazamaya inanın 5-10 yazı yetmez... o sebeple ben yine sadece medyaya yansıyan şok edici yolsuzluklardan bir kaçına değineceğim...
Ki..; Hem Akfırat'tan sonra, şimdi de Reşadiye'de ikinci kez hünerlerini sergileyen Hilmi Yıldız'ı... hem de RESÜT ve Belediye Başkanlığında Hilmi Yıldız ile ilişkisini kesmeyen başkan Mustafa Yılmaz'ın akılı veya ilhamı kimden aldığı, kimi rol model edindiği, ilçede nasıl bir rant modelini hayata geçirmeye çalıştığı hakkında fikir sahibi olalım...
24 Aralık 2009 tarihli bir haberden aktarıyorum...
"Çete kurmak, yolsuzluk, zimmet, irtikap ve ihaleye fesat karıştırmaktan tutuklu bulunan Akfırat Belediye Başkanı Hilmi Yıldız hakkında ikinci iddianame de tamamlandı." diye başlıyor...
İddianameye göre Hilmi yıldız; sahte faturalarla yönettiği belediyeye doğrudan temin ya da pazarlıkla alım ihaleleri yapılmış gibi gösteriyor... bu yolla da, vatandaşlardan bağış ve yardım olarak tahsil edilen nakit para ve çekleri, belediye veznelerine su faturası ve emlak vergileri başta yatırılan paraları belediyenin hesabı yerine bir havuza oradan da zimmetine geçiriyor...
Bütün bunlar belediyenin Mali Hizmetler Müdürü Şahin Yiğit'in itirafları ile de kayıtlara geçiyor....
Mahkemenin hazırladığı iddianameyi kaynak alan haber; Hilmi Yıldız'ın belediyede gerçekleştirdiği talana oğulları ve akrabalarını da ortak ettiğine yer veriliyor...
Yıldız rutin ödeme adı altında her ay bazen 30 bazen 66 bin lirayı 21 ayda ise toplam 714 bin lira olarak zimmetine geçirmiş...
Kendisine maaş ve bayram ödemeleri olarak ise; 193 bin lirayı....
Kısaca; Bu ve benzer yöntemlerle Hilmi Yıldız'ın zimmetine geçirdiği para 1,5 milyon olarak yer almış iddianame ve haberde...
Ki..; bu yol ve yöntemlerin sadece biri...
Yine savcının iddianamesinden ve haberden aktarıyorum...
Yıldız, oğlu Mehmet Akif Yıldız'a, burs parası adı altında, her ay düzenli olarak 33 bin 800 lira ödeme yaptırmış...
Belediye başkanı olarak maaşı 5 bin lira... ama oğluna belediyeden aylık; yaklaşık 34 bin lira burs...
Hilmi Yıldız'ın hırsının sınırlarını, neler yapabileceğini anlamak açısından önemli bir detay değil mi sizce de...?
Diğer oğlu Enes Yıldız'ı ise makam şoförü göstererek maaş, kurban parası, bayram parası adı altında ödemeye bağlamış...
Ki oğlu Enes Yıldız'a kayıtlı ve kayıt dışı nasıl ödemeler yapılıyorsa artık sevgilisine doğum gününde sıfır otomobil hediye ediyor ve bununla haber olabiliyordu...
Evet; Ağustos 2009 tarihli haberin başlığı; ROMANTİK VURGUNCU
Haberin, "Romantik vurguncu" dediği ise; Belediye Başkanı Hilmi Yıldız'ın oğlu Enes Yıldız...
Oğul Yıldız sevgilisine doğum günü hediyesi olarak Opel marka bir otomobil alıyor...
Onu fiyonklarla hediye paketi haline sokup çekici ile sevgilisinin evinin önüne getiriyor...
Sevgilisi dördüncü katta oturduğu için de ayrıca vinç kiralayıp, hediyeyi sevgilinin katına kadar çıkartıp öyle veriyor...
Sırf şu detay dahi; saltanatın, zimmete para geçirmenin boyutu konusunda fikir veriyor olmalı...
Neyse; gelelim savcının iddianamesine dayanan aynı haberde yer alan 8 Milyon detayına...
Belediyede sahte fatura işi artık organize olmuş...
2004 ile 2008 yılları arasında 57 firmaya ait 238 adet sahte fatura ile Hilmi Yıldız'ın yönettiği belediyenin kasası adeta hortumlanmış...
Haber bu konuyla ilgili şöyle diyor; İddianameye göre Hilmi Yıldız'ın, herhangi bir mal ya da hizmet karşılığı olmadan, temin edilen sahte faturalar karşılığında değişik şirketlerden mal ve hizmet alınmış gibi göstererek, belediye bütçesinden 8 milyon lirayı zimmetine geçirdiği anlaşılıyor....
Bir başka haberde Hilmi Yıldız'n belediyenin arsasını nasıl yuttuklarına ilişkin...
Can Akbaşoğlu isimli bir vatandaş Akfırat Belediyesi’ne 8 bin metrekarelik sanayi imarlı taşınmaz hibe ediyor...
Bu tabii başkan Hilmi Yıldız'ın iştahını kabartıyor...
14 aralıkta bu arsayı satmak için bir ihale düzenleniyor...
Bu kıymetli arsayı alabilmek için ihaleye 8 kişi katılıyor...
Başkan bakıyor ki; bunca talip arasında bu ihaleyi ucuza kapatma şansları yok... çağırıyor katılımcıları odasına, diyor ki; arsanın imarında bir sorun çıktı... ihale bugün yapılamayacak..
İkna ediyor veriyor teminatlarını gönderiyor...
Onlar gittikten 40 dakika sonra çağırıyor muhasebe müdürünü...
İhale komisyonu tekrar toplanıyor...
5 dakika sonra da başkanın adamı Ali Kılıç isimli şahıs geliyor ihale salonuna... ve ihale yeniden açıyor...
O arsanın metrekaresi 118 liradan Ali Kılıç'a veriliyor...
944 bin liraya...
Oysa o günün parası ile ederi en az 3 ila 4 milyon arası...
Haydi vatandaş bilemez bunları da, ya belediye çalışanlarından en azından hesaplarla ilgili olanlar...
İşte o detaya da şöyle yer veriliyor yer haberde..; İddianameye göre Yıldız, yaptığı vurgunun sürebilmesi için bazı belediye meclis üyeleri ile belediye görevlilerine de sus payları dağıtmış. Akfırat davasının aranan sanıklarından; Belediye Meclisi Üyesi Sertaç Göray, Belediye Koordinatörü İbrahim Halil Gözgü, Belediye Meclisi Üyesi Ünal Günüşen ve Yıldız'ın damadı Muammer Aksoy, bu isimlerden bazıları.
Yıldız'ın, bazı kamu görevlilerine burs parası adı altında ödemeler yaptırttığı, yasadışı para havuzundan Büyükşehir Belediyesi yol bakım müdürünün de maaşa bağlandığı iddianamede yer alıyor...
Zaten asıl detaylar da belediye muhasebe müdürünün anlatması ile ortaya çıkıyor...
Tabi bir de din boyutu var işin içinde...
Dinin, imanın, inancın istismar edilmesi olayı...
Hilmi Yıldız Akfırat'a yüzde 96 oy ile belediye başkanı seçilmişti...
Ki; bunun da arkasında en önemli pay sahibi sapıklık iddiası ile haberlere konu olan ve bir kaç kez tutuklanan bir tarikatin şeyhi vardı...
Onca yolsuzluklarda, imar oyunlarında, çalınanların paylaşımında bu sahte şeyhin de adı geçiyordu...
Şeyhin Akfırat'ta 15 kadın ile kurduğu harem de haberlere yansıyanlar arasındaydı...
Haberlere sahte şeyh olarak yansıyan şahsın adı ise; Yaşar Yılmaz'dı...
Belediye muhasebe müdürü Şahin Yiğit'in verdiği bilgilere göre; başkan Hilmi Yıldız yardım paralarını dahi zimmetine geçiriyordu...
Geçtiğimiz gün görüştüğüm bir iş adamından aldığım bilgiler de bütün bunları doğruluyor...
RESÜT ortaklarından olan bir iş adamı ile irtibata geçen Hilmi Yıldız, ondan RESÜT hisseleri ile birlikte başka bir şeyler daha alıyor... Bu alışverişte de bazı çekler kullanıyor..
Yolsuzluklar ortaya çıktıktan sonra MASAK bu çeklerin peşine düşüyor ve bir kısmının o iş adamında olduğunu öğreniyor...
İş adamı da gidip, çeklerin kendisine nasıl geçtiğini anlatıyor...
Ve orada öğreniyor ki; Hilmi Yıldız kurdukları bir yardım derneğine yapılan yardım ve çeklerini vermiş kendisine...
Evet Tuzla Akfırat'ta yapılan yardımları, Hilmi Yıldız Reşadiye'de kendine mal mülk satın alırken kullandığı da böylece tespit edilmiş oluyor...
Ki; bu yazdıklarım okyanusta damla...
En sonunda işin içine Veli Küçük ve Sedat Peker'in de dahil olduğu... "dinsizin hakkında imansız gelir" sözü misali, bu çalınan paralara da.. en azından önemli bir bölümüne bazı mafya gruplarının çöktüğü iddialar arasında...
Özellikle RESÜT'ü yazmadan önce; kurulduktan 1-2 yıl sonra yavaş-yavaş RESÜT'e de göz diken.. adeta çöken Hilmi Yıldız'ı tanıtmak ve anlatmak istedim...
Bu şahsın bir yolu, yöntemi, tarzı var çünkü...
Bu ismi araştırırken görüştüklerimden biri, "Hilmi'nin doğru işi olmaz... Yanlış yapacak bir şey bulamazsa... ve ancak mecbur kalırsa doğru bir şey yapar" dediğini de hatırlatmak isterim...
Bütün bu bilgiler ışığında Hilmi Yıldız'ı tanıyınca; Başkan Mustafa Yılmaz'ın da ortağı ve yöneticisi olduğu RESÜT'ten Hilmi Yıldız'a ücretsiz kiralanan fabrika binası ve aynı başkan Yılmaz tarafından daha sonra o binadaki bir bölümün Hilmi Yıldız'dan 12,500 liraya belediyeye kiralanması sizi şaşırtmaması gerekir...
Bu akıl ya da düzeneğin kime ait olacağına ilişkin fikir sahibi olmaya başlamışsınızdır diye düşünüyorum...
Hilmi Yıldız ile Belediye Başkanı Mustafa Yılmaz arasındaki ilişki sadece bunlar değil...
RESÜT'te olanları da yazdıktan sonra, o ilişkinin kilit noktalarını da yazarak büyük fotoğrafı oluşturmaya çalışacağım...