Dün de Tokat'tan emekli öğretmenlerimiz aradı...
Öğretmenevinde çay 5 liraya satılmaya başlanmış...
"Size de mi 5 lira hocam?" diye sordum...
"Evet bize de; zorumuza giden de bu" diyorlar...
Öğretmenevinin içinden aşağıya inince oyun falan oynanan kahvehane gibi bir alan var; orada 1,5 liraymış öğretmenlere çay... Ama "öğretmenevinin caddeye nazır kafeteryasında oturup çay içerseniz 5 lira vereceksiniz" deniyormuş...
Yahu kusura bakmayın da; Tokat öğretmenevinde darbe falan oldu da, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Öğretmenevi yönetimine el mi koydu?
Burası hangi kafa yapısı, hangi zihniyete göre yönetilmeye başlandı?
Kimin haddine; öğretmenlere öğretmenevinin bodrumunu layık görmek; eşiyle çocuklarıyla, misafirleri ile birer çay içip sohbet edeceği daha cazip ortamlardan mahrum etmeye çalışmak...
Bu hepimizin üzerinde emeği olan insanlara parasına göre yer göstermek...
İtip kakmaya, horlamaya çalışmak...
O mekanın adı üstünde; öğretmenevi....
Öğretmenler de bu mekanın gerçek sahipleri...
O mekanlar çalışan veya emekli öğretmenleri vahşi piyasa şartlarına yem etmemek için kurulmuş sosyal tesisler...
Öğretmenlere kaliteli ve temiz hizmeti; kar amacı gütmeden en uygun fiyata sunması gereken alanlar...
Kim akıl etti burayı bir sosyal tesis gibi değil de; kâr hane gibi yönetmeyi...?
Kimin başının altından çıkıyor öğretmenleri müşteri görmek; onları yolunacak kaz gibi görmek...
"Sizin layık olduğunuz yer burası" der gibi; bodrumlara mahkum etmek hangi vicdansızın aklı?
Son bir veya bir kaç ayda 3 müdür değişmiş Tokat Öğretmenevinde...
Ve sonuç bu!
Bu da gösteriyor ki; orada bir kafa karışıklığı var...
Anlaşılıyor ki; oraya son gelen yöneticiler nasıl bir yeri yönettiğinin de; konunun hassasiyet ve nezaketinin de farkında değil...
Öncelikle Tokat Öğretmenevinde müdür enflasyonu durdurulmalı...
Arkasından da bu tesisi kuruluş amaç ve ilkelerine uygun şekilde yönetecek.. Bu mesleğin de işletmenin de anlamını içselleştirmiş biri yönetici olarak atanmalı...
"Umarım bu yazdıklarım vali bey ve milli eğitim müdürümüzün kulağına gider de; dönüp, "orada neler oluyor?" diye bakarlar...