O cesaretli savcı Zile'den çıktı...
Zile'deki o savcı, bana yazdığı iddianamedekilerin suç olduğuna inanıyorsa; yakında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu başta bir çok Ak Partili siyasetçi ve gazeteciye, hakaretten ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten soruşturma başlatıp; iddianame yazar...
Zile'de avukatın biri hakkımda bir suç duyurusunda bulunmuş... Kendisi için gayet olumlu olan, içinde şahsına saygı ifadeleri yer alan yazıyı, ya yanlış anladığı; ya da çarpıttığından dolayı, "Kemal Vanlı bana hakaret etti" diyerek savcıya koşmuş...
Bir yazıya, bir de avukatın yazıdan anladığına bakınca; diyorsun ki, "bu mu hukukçu?"
Savcı da almış şikayeti...
Muhtemelen o da yazdığım yazıyı okumadan bir iddianame yazmış...
Bir yazıya bakıyorsun, bir de iddianameye ve diyorsun ki; bu mu savcılık?
Şikayeti yapan; 2018 seçimlerinde HDP listesinden Tokat Milletvekili adayı olarak seçime giren, Avukat Bahar Özer...
Yazıya eklediğim belgeler arasında da göreceğiniz gibi, asıl şikayetinde yok; ama savcının iddianamesindeki şikayete göre;
Kendisine hakaret içerikli yazı yazdığım iddiası ile şikayetçi olmuş..; Yalan...
Yalan çünkü; yazıya eklediğim belgelerde de göreceğiniz gibi, hakaret etmek şurada dursun, kendisine avukat unvanı ve "hanım" gibi saygı ifadeleri ile hitap ediyorum...
Kendisini HDP'li dolayısıyla terörist ilan ettiğimden şikayet ediyor...
Ki; bu da yalan...
Aksine yazıda, "Hani HDP'liler haindi... hani PKK'nın siyasi uzantısıydı" gibi sorulara yer vererek, onlara hain ve terörist diyen siyasi yapıyı kendi söylemleri ile vuruyorum... Finalinde ise; gayet açık ve net ifadelerle, "Görüldüğü gibi, ne ziyaret edilen bir teröriste... ne de ziyaret eden bir terörist seviciye benzemiyor" diyorum...
Gelelim; "Doğum yeri ve doğum tarihi ile ilgili bilgileri izni olmadan yayınladığım" yönündeki şikayetine...
Bu bilgiler kendisi HDP'den Tokat Milletvekili olduğu andan itibaren, yüzlerce defa tüm medyada çarşaf çarşaf yer aldı...
Sadece kendisinin ki değil; diğer tüm parti adaylarınınki...
Bahar hanım siz o yazının muhatabı dahi değilsiniz yahu...
Siz yazının sadece, "hanım" diye saygı ifadesi ile bahsedilen konususunuz...
Ve orada ne yazılmışsa doğru...
Orada eleştirilen ise; ziyaretinize gelen Ak Parti Zile İlçe Başkanı Mustafa Taştan...
Çünkü; partisi HDP'lileri, PKK'nın siyasi uzantısı diye anlatıyor halka...
Hatta; "terörist" diyor, "hain" diyor...
Hatta ve hatta; sadece HDP'lileri, onların milletvekilleri veya milletvekili adaylarını değil; onlarla siyaseten dayanışmaya girenleri... Girmeseler dahi, zoraki ilişkilendirerek; diğer tüm partileri de terörle ilişkilendiriyorlar...
İşte bu sebepten Ak Parti yöneticilerinden birinin PKK ile ilişkilendirdiği bir partinin milletvekili adayı olarak seçime girmiş birini dostça ziyaret etmesinin haber değeri var...
Çünkü kendi iddiaları ile vuruluyorlar...
Yazık senin avukatlığına da, hukukçuluğuna da...
Bu mu insan hak ve özgürlüklerinden, bu mu emekçilikten anladığın?
Sahi sen bu halinle nasıl hukukçu oldun yahu?
Gelelim, şikayetçinin şikayetine ve kendi iddianamesine geniş yer verip; benim savunmamı sadece tek cümle ile veren savcıya...
İddianamesinde; HDP'nin hain olduğunu söylediğimi iddia etmiş...
Yalan...
Yok benim öyle bir söylemim... Aksine, "HDP hain" diyenlerin, HDP adayını ziyaretlerini ortaya koyduktan sonra, "hani HDP haindi?" sorusuna yer vererek; siz kendi söylemlerinize inansanız, HDP hain olsa; HDP adayını ziyaret etmezdiniz mantığına yaslıyorum konuyu...
HDP ile aynı şeye itiraz edenleri de hain ilan ettiğimi iddia etmiş...
Bu da kuru iftira ve yalan...
Yok çünkü yazımda bana ait öyle bir söylem...
HDP adayı Bahar Özer'i PKK'lı ilan ettiğimi iddia etmiş...
Bu da yalan...
Hatta hain ilan etmediğim gibi, edenleri de "hani HDP haindi?" sorularına yer vererek, eleştirilmelerini sağlıyorum...
Kişisel veri niteliğindeki doğum yeri ve doğum tarihini fotoğraf şeklinde yayınladığımı iddia etmiş...
Tek doğru bu; o da zaten benim yayınım değil... Yüzlerce haber sitesi ve gazete yayınlamış...
Ben de kendim yayınlamak yerine; o yayınlardan birinin ekran görüntüsünü, bu kişinin HDP adayı olduğunun belgesi olarak koymuşum...
Bahar hanımın bu bilgileri internetteki yüzlerce haber kaynağında, 4 yıldır çarşaf çarşaf duruyor... Neresi gizli, neresi kişisel veri bunların...?
Ve o savcıya seslenmek istiyorum; bu ülkede HDP'lilere PKK'nın siyasi uzantısı demek suçsa, bana neden demediğim halde demiş gibi iddianame yazıyorsunuz?
Madem demediğim halde bana, "HDP'ye hain dedi... HDP'lilere PKK'nın uzantısı dedi" diyerek zorlama iddianame yazıyorsunuz...
Öyleyse; HDP'li siyasetçilere gerçekten, "PKK'nın siyasi uzantısı" diye.. "hainler" diye, "teröristler" diye bağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu hakkında da yazsanıza iddianame...
"Suç duyurusu yok" demeyin... Siz savcısınız, her gün haberlerde, tartışma programlarında, gazete manşetlerinde bu söylemler...
Dilerseniz resen harekete geçebilirsiniz...
Yok illa, "şikayet alacağım" diyorsanız; İlk duruşmadaki savunmamda, gelebilirsem yüzünüze; gelemezsem yazılı olarak bundan bahsedeceğim; ve bunlar suçsa, Cumhurbaşkanı ile İçişleri bakanına da, "HDP'ye hain ve PKK uzantısı" demekten iddianame yazmanızı isteyeceğim...
Bunu da ertesi günü yazımda yazacağım..
Harekete geçebilecek misiniz bakalım diye de adım adım takip edip; yazarak size soracağım...
Öyle ya; benim yazımda öyle bir ifade yokken zorlama bir iddianame yazan bir savcı, belgeleriyle ortaya koyduğumda, bunu açıkça söyleyenlere ne yapmaz...?