Erdoğan'ın kur korumalı mevduat hesabı adı altında, faiz gelirini korumaya alması... Faizcileri kura ezdirmeyeceğine garanti vermesinin ardından dövizdeki sert düşüş hepimizin hatırasında...
O geceden başlayarak bu adımın ne anlama geldiği ve asla çözüm olmayacağına yönelik; net ifadelerle yazılar yazdım..
O yazılardan birinin ardından, Ankara'dan bir arkadaş aradı... genelde yazılarıma katılan bu arkadaş kur korumalı mevduat hesabı adımıyla ilgili yazılarıma katılmıyordu... Artık kimin etkisinde kaldıysa, "abi dolar 6 liraya kadar düşecek... hatta 1 doların 1 TL olma ihtimali var" diyordu...
10,2'lere kadar gerileyen dolar kuru, yeniden 14 liralara dayandı...
Bizimkilerin tüyü bitmemiş yetimin de hakkı olan devlet hazinesinden verdiği garanti de; sırtımıza yeni bir kambur olarak kaldı..
İhracatçı şirketlere döviz bozdurun baskısı ile; dövizi olanlara, "bozdurun dövizinizi ben size hem yüksek faiz vereyim, hem de kur zararınızı karşılayayım" sözleriyle ne paramızdaki erime dizginlenir, ne enflasyon, ne zamlar...
Ne de ekonomideki çöküş durdurulabilir...
Bunların hepsi boş ve beyhude; günü kurtarmaya yönelik adımlar...
Hepsinin devlete ve millete ekstradan getirdiği yükler var...
Hepsi zamanı da, ülkenin kaynaklarını da ateşe atıp yakmak gibi adımlar...
Erdoğan ekonomistim deyip duruyor...
Ekonomist ise; faizciye rüşvet teklif ederek.. şirketlere döviz bozdurun baskısı yaparak günü kurtarmaya yönelik adımlar atacağına; ülkede yargı bağımsızlığını tesis eder... TBMM'ni etkin hale getirir.. ülkede demokrasinin, adaletin, basın özgürlüğünün önünü açar...
Bunlar olmadan, Türkiye gibi dış kaynağa bağımlı bir ülkede ekonominin düzelmesi mümkün değil...
Ekonomist olsa önce bunu doğru tahlil eder, ardından da uygular...
Erdoğan'ın uyguladığı bir ekonomistin politikalarıysa; diktatörün uyguladığı politikalar nasıl olurdu acaba?
2018 yılında, "Dolar 10 lira olacak" diye paylaşımlar yapan 38 kişi yargılanıyor...
Geçtiğimiz kasım ayında duruşmaları vardı ve duruşma günü öncesi Dolar 11 lirayı geçmişti...
Duruşma olmadı...
Çünkü; hakim izin almış... nöbetçi hakim de mazeret bildirmiş...
Nasıl izin almasın hakim...
"Dolar 10 lira olacak" demek suç değilken sen iddianameyi kabul etmişsin...
Sonra mahkeme günü gelmiş dolar 11 lirayı geçmiş...
Ne diyecek; "hani 10 olacak diyordunuz, bakın 11'i geçti" mi diyecek?
"Dolar 3 lirayı geçerse yüzüme tükürün" diyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, dolar 18 lirayı gördüğü halde ne yargılanıyor, ne de yüzüne tükürülmüyorken; "dolar 10 lira olacak" diyen ve haklı çıkanların yargılandığı ülkede adalete kim güvenir, siyasete kim güvenir, ekonomi politikalarına kim güvenir...?
Öngörüsünden dolayı ödüllendirilmesi gerekenler yargılanırken; tutarsız öngörüsünden dolayı yüzüne tükürülmesi gerekenlere de ekonomiden sorumlu başdanışmanlık verilerek ödüllendiriliyor...
Ekonomi bunlara danışıldığı sürece; ne olacağını anlamak çok mu zor yani?
Yargılananların dediği gibi Dolar 10'u gördü...
Hatta; 10'u da.. 11'i de 15'i de geçti... 18'i gördü...
Daha da gidiyordu; faizcilere rüşvet teklif ettik de geçici frenlendi...
Ama yine olağanüstü bir sıçrama için, yine olağanüstü güç topladı...
Güç topladı çünkü, piyasa artık emin oldu ki; Erdoğan'ın ekonomiyi düzeltme imkanı yok...
Attığı her adım; sadece günü kurtarmaya yönelik...
Ve artık atacak adım da; gidecek yer de pek kalmadı...
Faizcinin kazancını güvence altına almışsın da; ya çiftçi...
Attın mı tarım ve hayvancılıkla ilgili üretimler için yapısal adımlar?
Bu insanlar üretemezse; önümüzdeki aylarda enflasyon da, döviz de, faiz de nerelere gider...?
Getirdin mi fırsat eşitliği...?
Yargı bağımsızlığı...
Adalet...
Bak en son Tokat'ta bir firmanın 10 milyon daha ucuza yaptığı iş, siyasi gerekçelerle elinden alındı, başka bir yandaşa verildi...
Size kim güvenecekte yönettiğiniz ülkede şirket kuracak yatırım yapacak...?
Yine Tokat'ta KPSS birincisi olan kadını atamadınız, onun hakkını alıp başkasına verdiniz?
Bu ülkede gençler geleceğinden nasıl emin olacak.. nasıl umutsuzluğa kapılmayacak?
Hakkını aramak için sokağa çıkma ihtimalleri olan insanları tehdit ediyorsunuz?
İnsanları hakkını da arayamayacak kadar büyük bir karamsarlığın, çıkmazın içine hapsediyorsunuz...
İntihar haberlerini sansürlettiğiniz halde gittikçe daha da çoğalıyor...
Artık gençlere sıçradı intiharlar...
Toplum mutsuz, huzursuz...
Tablo buyken Nebati gözlerinden ışıklar fışkırtarak konuşuyor; "2023'te enflasyon tek haneye düşecek" diyor...
Ne için düşecek?
Ne yaptınız da?
Ne olacak da düşecek?
Bu ülkede iyimserliği fiyatlatacak tek şey bir erken seçim haberiydi... Ama onu da tüketiyor, bırakın iyiliği, iyimserliğe dahi fırsat tanımıyorsunuz?