NE KADAR DA KOLAY SÖYLEDİ
Reklam
KEMAL VANLI

KEMAL VANLI

tokattan.com

NE KADAR DA KOLAY SÖYLEDİ

27 Nisan 2021 - 11:09

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "29 Nisan 17 Mayıs' kadar  sürecek 17 gün tam kapanma" dedi...
Ne de kolay söyledi...

Saraydakiler için....
3-5 yerden maaş alanlar için...
İhalelerden köşeyi dönen...
Komisyonlardan kokaine dadananlar için...
Ve dahi yönettiği bakanlığa, mal satıp, para stoklayanlar için ne kadar da kolay bir 17 gün...
Adeta tatil gibi...

Ya; çöplerden, pazar artıklarından geçimini sağlayan, karnını doyuranlar...?
Ya; günlük çalışmazsa, evine ekmek götüremeyenler...?
Dükkanını açmadığında sadece evine ekmek götürememek değil, kirasını, vergisi, personelinin maaşını ödeyemeyecek olanlar ne olacak...?

"17 gün tam kapanma" dedi...
Ne de kolay söyledi...

"Merkez bankasının 128 Milyar doları nerede?" diye soranlara, pişkince, "yer değiştirdi" diye cevap verenlerden ne beklersin...?
Ben, "telefonum çalındı" dediğimde, Hasan'da dalga geçerek, "çalınmadı, yer değiştirdi" demişti...

Bir anlamda doğruydu aslında... benden başkasına geçerek yer değiştirmişti...
Artık benim değildi ama, yok da olmamıştı...
Artık ben faydalanamıyordum ama birileri faydalanıyordu...
Artık benim işime yaramıyordu ama birilerinin işine yarıyordu...
Artık benim cebimde değildi ama, başkalarının cebindeydi...

Ben zarar etmiştim ama birileri de kazançlıydı...

Ne kadar iğrenç bir yüzleri varmış yahu...?
Bir zamanlar halk ekmekle övünenler... Fakir halka ucuz ekmek vererek oy toplayanlar... Artık ucuz ekmeği başkaları dağıtınca.. ve halka ucuz ekmek artık kendilerine oy getirmeyince, onu da engellemeye çalışıyorlar...
Bunu ne kadar da kolay, ne kadar da arsız... ne kadar da pişkince yapıyorlar...

Yıllarca halkın fakirliğini gidermek yerine... o fakirliği stabil tutarak makarna ve kömürle oya çevirmeye çalışanlar... gün gelip fakire başkaları koli dağıtmaya çalışınca cıngar çıkardılar...
Yardım paralarının toplandığı hesaplara el koydular...
Bunu ne kadar da kolay yaptılar...

Atatürk'ün yabancıların elinden kurtarıp, yerli ve millileştirdiği TEKEL'i tekrar tabancılara vermeleri...
Ülkede Türk çiftçisinin ne kadar tütün üreteceğine yabancılar karar veriyor artık...
O tütünün kaça alınacağına yabancılar karar veriyor artık...
Türk çiftçisinin ürettiği tütünü kendisinin değerlendirmesini yasaklayan yabancılar...
Başkasına satmasını yasaklayan yabancılar...
Koskoca bir sektörü, yabancılara teslim edenler, sonra da pişkince  "yerli ve milliyiz" diyorlar...
Ne kadar da, kolay söylüyorlar...

Atatürk'ün 1923'te cumhuriyeti ilan edip, 1924'te köy kanunu çıkarması ve o kanun ile; köy arazilerinde yabancıların maden aramasını yasaklaması, yabancıyı kovması mesela...
Bunların 2002'de iktidara gelip, 6 ay sonra bu kanunu değiştirmeleri ve Türk topraklarını yabancılara tekrar açmaları...

Bankalarımızı, fabrikalarımızı, kurumlarımızı satmaları...
Bunu da yerlilik millilik kisvesiyle yapmaları...

Milli mücadeleye karşı olan, İngiliz mandasına girmemizi savunan... Bu uğurda Atatürk başta milli mücadelecilere ölüm fetvası veren Mustafa Sabri Efendi'nin ismini okullara vermeye kalkışmaları..
Tekrar o mandacı zihniyeti baş tacı etmeleri...
Ve daha neler neler...

Son 20 yılda neler oldu yahu...?
Biz neler yaşadık...?
Neler yaşıyoruz...?
Bütün bunlar bir kabus için dahi çok korkunç değil mi...?
Sonra bizimkisi nasıl bir uyku arkadaş...?

Yaklaşık 100 yıllık cumhuriyetin bütün kazanımlarını 20 yılda talan etmişiz...
Yerle yeksan etmişiz...
Çanakkale'den geçirmediğimiz işgalcilere...
Kurutuluş savaşı ile kovduğumuz işgalcilere, bugün şirketleri vasıtasıyla ülkenin en kritik yerlerini peşkeş çekmişiz...
Erbaa, Niksar, Reşadiye, Taşova'ya kadar gelmişler...

Bu işgal gerçekleşirken, birileri zengin olmuş.... ülke ve bizler de gırtlağa kadar borçlanmışız...
Üstüne üstlük bir de; kasa tamtakır, kuru bakır...
"128 milyar dolar nerede?" diye sorana, "yer değiştirdi" diyenler, şimdi de, "Tam kapanma" diyorlar...
Ne kadar da kolay söylüyorlar...

Ama neyle kapanacak evine... Taş mı yiyecek millet...?
Bu soru korkunç ama en korkutucusu değil...
İyi günler yakın değil...
Tünelin ucunda ışık da yok...
Ve ben; "Bunlar daha iyi günlerimiz" demekten bıktım...




Bu yazı 454 defa okunmuştur .