Bu nedir, bu nasıl bir pişkinliktir yahu?
Tam; 3-5 yerden maaş alanlara, torpille mevki makam sahibi olanlara; halktan lanetler okunarak tepkiler yükselirken, bu kez de; Ak parti Grup Başkanı ve Ankara Milletvekili Naci Bostancı'nın kardeşini Amasya şeker Fabrikası'nın başına Genel Müdür atattığını öğrendim...
Amasya Şeker bir hikayesi olan özel bir fabrika... Çünkü; bu fabrikayı Amasya ve Tokatlı çiftçiler yaklaşık 70 yıl önce bin-bir zorluk içinde, dişinden tırnağından artırarak, kurdular...
Birileri allem-kullem ile çökmediği sürece; bu fabrikanın, çiftçilerin oluşturduğu kooperatifler vasıtasıyla yönetilmesi gerekiyor...
Kooperatif derken; Amasya'dan yaklaşık 90 bin, Tokat'tan yaklaşık 70 bin toplamda yaklaşık 160 bin çiftçi üyesi olan devasa iki kooperatiften bahsediyoruz...
Bu ülkede böyle kaç kooperatif örneği vardır acaba...?
Evet; Amasya Şeker devletin değil, çiftçinin.. Devletin olmadığı için koyamadılar zaten son satılan şeker fabrikalarımızın listesine...
Öte yandan; dün fabrika kuran o çiftçi, bugün borç altında; tarlası-tumpu, evi ocağı, traktörü ipotek altında icralık duruma gelmiş.. Yine geçen hafta haberlerden öğrendik ki; Amasya'da böyle bir çiftçinin icra yoluyla traktörü elinden alınmış...
İşte; Naci Bostancı, kardeşini bu çiftçilerin fabrikasına genel müdür atatmış...
Bilgiyi alınca Amasya Pancar Ekicileri Kooperatif Başkanı Mustafa Saatçi'yi aradım.. Pek bir rahatsız oldu.. "Hangi akla hizmet milletvekilinin kardeşi fabrikaya müdür atandı?" diye sorunca, "Ali beyin CV'sini görmediniz herhalde?" diye cevap verdi... "Ne CV'si kardeşim.. CV sadece vekilin kardeşinde mi var? Bu atama etik mi, ahlaki mi, vicdani mi?" diye sorunca tansiyonu yükselen görüşme, "hayırdır çiftçinin fabrikası Naci Bostancı'nın bostanlığına mı döndü?" diye sorunca da koptu...
CV'ymiş; Oysa Ali beyin o ve benzer bir fabrikada 1 dakikalık dahi mesai tecrübesi yok...
Uzun zamandır birileri bu fabrikanın üzerine resmen çökmüş, nefes aldırmıyorlardı... Bu yapıyı ne zaman araştırmaya kalksam karşıma Naci Bostancı ismi çıkıyordu... Bir kez de, kardeşinin aynı fabrikaya Genel Müdür yapılması ile çıktı karşıma...
2017 yılından beridir kayyumla yönetiyorlardı fabrikayı.. En son tüm çareler tükenince gidilen seçimde, bir anlamda fabrikanın başındaki kayyumu, seçime sokup, bu kez de seçtirerek fabrikanın başında tutmayı başardılar.. Bunda, bölgedeki 2 CHP milletvekilin de önemli bir payı olduğuna inanıyorum...
Seçtirdikleri listenin denetim kurulunda, bir avukat veya 4 yıllık üniversite mezunu mali müşavir gibi, hesapları denetleyebilecek nitelikte bir üye olması gerekirken, buna riayet etmediler...
İtiraz edildi; takmadılar..
Yani; oluşturulan yönetimde, çiftçinin fabrikasını yönetenleri denetleyecek donanımda kimse yok...
Tabiri caizse; burası bir fabrika mı, yoksa birilerinin bostanlığı mı belli değil...
Bu noktada, fabrikanın son 4 yıllık yönetimi ile resmi rakamlar üzerinden Milletvekili Naci Bostancı ve Kooperatif Başkanı Mustafa Saatçi'ye çapraz sorular yöneltmek istiyorum...
1 - Atanan kayyumun beyanına göre; 2017 yılında 70 milyon lira olan borç, yine fabrikanın 2021 yılı raporlarına göre 241 milyonu aşmış.. Stoklardaki ürünleri sattıktan sonra kalan karşılıksız borç; yaklaşık 150 milyon civarı.. Faaliyete geçtiği 1954 yılından bu yana geçen 67 yılda toplam borcu 70 milyona ulaşan fabrikayı sadece 4 yılda 150 milyon borca nasıl ulaştırdınız..?
2 - Ayrıca bu 4 yılda 50 milyon zararı neye göre yazdınız?
3 - 2017'de Amasya ve Tokatlı çiftçiler fabrikalarına yaklaşık 700 bin ton pancar teslim ederken, 4 yıllık kayyum yönetiminizde bu üretimi 300 bin tona kadar nasıl düşürdünüz?
4 - Sırf 2020 yılında, fabrikanın Vezirköprü ve Ladik ilçelerindeki çok kıymetli arsa ve gayrimenkulleri haraç-mezat nerelere devredildi? Daha önceki tarihlerde buna benzer şaibeli kaç satış ve devir yapıldı?
5 - Zaman-zaman Ankara'dan Amasya Şeker fabrikasına gelen ve hem kooperatif, hem de fabrika yönetimine talimatlar ilettiği, fabrikanın da onun getirdiği talimatlara göre yönetildiği iddia edilen Anıl isimli şahıs kim?
6 - Fabrikada üretilen şeker, alkol ve melasın kimlere hangi fiyattan satılacağı önceden belirlendiği, bu şahıs ve şirketlerin dışında fabrikadan kimseye satış yapılmadığı, bu isimleri de Naci Bostancı'nın belirlediği doğru mu? Doğruysa ne hakla...?
7 - Buna paralel; alkol fiyatlarının tavan yaptığı, alkolün adeta karaborsaya düştüğü pandemi dönemine denk gelen zamanda, etil alkol fiyatı piyasada 40 liraya kadar yükselirken, Bu dönemde Amasya Şeker'de üretilen 8 milyon litrelik alkolün, litresi neden 10 liraya peşkeş çekilir gibi satıldı? Litresi 30 liradan satılsa; o 20 liralık fark ile, 8 milyon litrede fabrikanın kasasına ekstradan 160 milyon lira girecekti. Fabrikanın tüm borçlarını bir anda silecek bu 160 milyon lira kimlerin cebine girdi?
8 - Naci Bostancı'nın ne gibi menfaatleri var ki; bu çiftçi kooperatifi ve fabrikası üzerinden elini bir türlü çekmiyor? Üstelik de Naci Bostancı ne Amasya ne Tokat milletvekili de değilken, bütün bunlar nasıl oluyor?
9- Fabrikanın sahibi çiftçiler zaman-zaman afetler veya kuraklıklardan dolayı borçlarını ödemekte zorlanıyor. Kooperatif bu çiftçileri sistematik olarak icraya vererek, avukatlık masrafı, icra masrafı ve faiz gibi kalemlerle borçlarını ikiye üçe katlayarak tahsil ediyor. Kooperatifin avukatı da, kooperatif başkanı Mustafa Saatçi'nin damadı Ak Parti Amasya Merkez ilçe Başkanı Galip Uzun. Çiftçi borcunu ödemek istediğinde bu avukata yönlendiriliyor. Avukatta faizler, dosya ve avukat masrafı diye çiftçiye ağır bir fatura çıkartıyor. Çiftçinin fabrikasını yönetenler, o fabrikaya keyfine göre sürekli zarar yazarken, çiftçi zarar edip icralık olduğunda, en azından borcunun faiz ve avukatlık ücretini de neden zarar yazmıyorsunuz? Neden avukat damadın önüne atıp parçalatıyorsunuz? Sonra baroya kayıtlı yüzlerce avukat varken, 170 bin çiftçi neden damada müşteri olmaya mahkum ediliyor? Yoksa onunda mı CV'si var?
10 - Çiftçi icralardan başını kaldıramaz hale düşürülmüş ve üretimden soğutulmuşken, kooperatif ve fabrika yönetiminde olanların refah içinde yaşamaları normal mi? Hatta fabrikanın ürettiği sadece bir ürünün, bir kısmını alma şansı verilen şahısların dahi pahalı lüks otomobillere binecek kadar zenginleştiği aktarılırken, o fabrikanın asıl sahibi çiftçilerin icralık olmasında bir gariplik yok mu?
11- Tarafınızca hazırlanan raporların ortaya koyduğuna göre; ya siz bu işi bilmiyorsunuz.. Yada; fabrika zarar etmediği halde zararda gösteriliyor. Öyle ya; Kayseri Şeker'de aynı kooperatif sistemi ile yönetiliyor.. Aynı ülkede üretim yapıyor, aynı alıcılara satıyor ama; Kayseri Şeker, Turhal Şeker gibi devasa bir fabrikayı alacak kadar kâr ederken, Amasya Şeker neden sürekli zarar ediyor.. Neden sürekli gayrimenkullerini satmak zorunda kalıyor?
12 - 4 yıl boyunca; borcu katladıkça katlayan, zarar üstüne zarar yazan, fabrikanın gayrimenkullerini haraç-mezat satan, bölgede pancar üretiminin yarı-yarıya düşmesine neden olan çok kötü bir yönetim örneği sergilemişken; neden hem çiftçinin hem de fabrikasının yakasından düşmüyorsunuz?
13 - Geldiğimiz noktada; yönetim listenizde sizi denetleyecek donanımda insana yer vermediniz.. bilanço ve diğer şaibeli işlere itiraz eden Turhal Pancar Ekicileri Kooperatifi vardı.. Kayyum atanarak onların denetim rolü de yok edildi.. Zaten Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi kendi adamlarınız.. Avukat zaten hem teşkilattan, hem de damat.. Fabrikaya da Genel Müdür olarak Bütün bu mekanizmanın arkasındaki isim Milletvekili Naci Bostancı'nın kardeşini atayıp, internet sitesini de kararttınız.. Yarın fabrikanın ürünlerini satıp savdıktan sonra, getirdiğiniz bilançoyu da genel kurulda yine siz ibra edecek, yani aklayacaksınız.. Ne oldu şimdi burası bir fabrika mı, bostanlık mı? Kim nasıl denetleyecek burayı ve o denetleme ne kadar tatmin edici olacak?
14 - Bütün bu tablo ışığında size soruyor ve cevap istiyorum Naci bey; siz Amasya Şeker'e çöktünüz mü?
Bitmedi...