MERHAMETİNİZ, VİCDANINIZ VAR MI DİYE DEĞİL; ALLAH'INIZ...
Reklam
KEMAL VANLI

KEMAL VANLI

tokattan.com

MERHAMETİNİZ, VİCDANINIZ VAR MI DİYE DEĞİL; ALLAH'INIZ KİTABINIZ VAR MI DİYE SORUYORUM...

16 Eylül 2024 - 18:08

Cumartesi arayan kişi, Zile Huzurevinden aradığını söylüyordu...
Ve devletin huzurevi oda ücretlerine yaptığı yer yer yüzde 400'lere varan zamlardan yakınıyordu...
Anlattıklarından yanlış hatırlamıyorsam, aylık yaklaşık 2.600 liraya kaldığı odanın fiyatı 10.600 liralara çıkartılmış...
Artık emekli maaşı ile buralarda rahat rahat kalmak imkansız diyor...
"Bu kadar acımasız, bu kadar vicdansız, bu kadar düşüncesiz zam olur mu; biz ne yapacağız şimdi?" diye yakınıyor...
Bunlar sadece oda ücretleri...
Geri kalanına nasıl yetişecekler?

Sorsak devleti sosyalleştirmiş bir hükümet ile yönetiliyoruz...
Anlattıklarına bakarsanız; düşkünün, acizin yanındalar...
Yahu el insaf; hayatının son deminde zar zor huzurevlerine sığınmış insanlara bunu yapanın neresi sosyal olabilir?
Neresi vicdanlı, neresi merhametli olabilir?

Emekliye verirken yüzde 0 ila 25 arası zam; ondan oda ücretini alırken yüzde 400 zam...
Ulan bunu yapanları, bırakın vicdanı merhameti var mı diye sorgulamayı; Allah'ları kitapları var mı diye sorgulayan haksız mı olur?
Allah bunlara sadece oy isterken mi lazım... Pisliklerinin üstünü örterken mi lazım?
Bu ne pişkinlik yahu...

Ha; her şeye "nas var nas" gibi ayetten hadisten bir savunma bulmaya çalışan tipler nerede?
Bu rezalete de dinden dayanak bulsanıza...

Sosyal devlet; her şeyde kar zarar hesabı yapan, maliyet hesabı yapan devlet değildir...
Bir millet ve devlet; kendi varlıklarının temeli olan yaşlılarının bakımı için fedakarlık etmek zorundadır...
Bu sosyal bir eylemdir; kar güdülmez...
Maliyet hesabı yapılmaz...

Ahlak, ahlak diye ortalık da gezenler de işte bu vakaya baksınlar...
Ahlakı bacak arasında arayan, milletin içkisinde arayan tipler bilsinler ki; asıl ahlaksızlar, yaşlılarına, düşkünlerine müşteri gözüyle bakanlardır...
Bu devletin de, milletin de tüm yükünün bir zamanlar o yaşlıların omuzlarında olduğunu unutanlardır...

Sorsak vefadan dem vururlar...
Kitabın ortasından edebiyat parçalayarak, "vefa sadece bir semt ismi değildir" diye aforizma kasarlar...
Nedir ulan vefa?
Vefa duyulması gerekenlere müşteri muamelesi yapmak mı?
Dün çalışıp doldurup size bıraktıkları beytülmaldan, bugün onlara zırnık vermemek mi?

Zile'den sabah gelen son bilgilere göre; huzurevinde kalan bazı yaşlılarımız, bu rakamları karşılayamayacağı için mecburen kurumdan ayrılmaya başlamış...
Ne yapsınlar?
Tüm çabalarına rağmen bir kolaylık gösterilmiyor; emekli maaşları veya diğer gelirleri de yetmiyorsa, ayrılmayıp da ne yapsınlar?
Tablo kitabına uydurup kapı dışarı etmek değilse nedir?
Bu insanların kendilerine kol kanat gerecek evlat veya yakınları yoksa ne yapacaklar?
Ha; söyleyin ne yapıyorsunuz siz yahu?

Not; yazıya eklediğim görüntü; haberlerden aldığım ve bir huzurevinin camına asılan bir görüntüdür...
Zile Huzurevimize de böyle ilanla duyurusu yapıldı mı bilmiyorum; ama zam yapıldı...

Bu yazı 143 defa okunmuştur .