LÜTFEN İNANMADAN YA DA SÖVMEDEN ÖNCE ARAŞTIRIN OLUR MU...?
Reklam
KEMAL VANLI

KEMAL VANLI

tokattan.com

LÜTFEN İNANMADAN YA DA SÖVMEDEN ÖNCE ARAŞTIRIN OLUR MU...?

01 Temmuz 2021 - 10:25

Peşinen inanmayın araştırın çünkü; birazdan aktaracaklarım inandıklarınıza, ezberlerinize, vicdanınıza oldukça ters gelecek...

Hz Muhammet öldükten yaklaşık 40-50 yıl sonrası....
Hilafet yani halifelik Emevilerde... 
O yılları İslam Ansiklopedisinden aktarıyorum; başta Muâviye olmak üzere iktidar ailesine mensup kimselerin şehirde sahip oldukları mal miktarı Medinelileri rahatsız edecek kadar çoğalmıştı.
Muaviye diye bahsettiği bir halife...
Din üzerinden kurduğu iktidar sonrası iktidar ailesinin malı mülkü olağanüstü artmaya başlamış...
Bugünü... yani; şimdi ki dindar yönetimimizin iktidarını hatırlatıyor mu size de...?

Devam ediyor İslam kaynağı; Bu siyasetin neticesinde üretim azalmış, fiyatlar artmış, insanlar geçimlerini sağlamakta zorluk çekmişler, haklarını alamamışlar...
Bugün de öyle değil mi...?
Üretim azaldı...
Fiyatlar arttı...
İnsanlar geçimlerini sağlamakta zorlanıyor... intihar edenler dahi var...
Ve haklarını alamıyorlar....

Bakın iki dönem de çok benzer; iktidarı elinde tutan ve çevresinin akıl ile, iktisat ile, mantık ile, din ile, iman ile, vicdan ile izah edilemeyecek zenginleşmesi... ve ardından üretimin düşmesi, fiyatların yükselmesi, geçim zorlukları ve insanların haklarının alamaması....

Sonra ne oluyor...?
Halk halife ve akrabalarının zenginleşirken, kendilerinin fakirleşmesi, onların lüks içinde yaşarken kendilerinin gittikçe sefalete düşmesi ve diğer anlattığım ekonomik etkilerden mevcut Halife Yezîd bin Muâviye'ye tepkiler çoğalıyor...
Medine halkı ise bu tepkileri eyleme döküyor ve halifenin makamından ayrılmasını istiyor... 
Bugünkü anlamda; cumhurbaşkanının istifasını istemek gibi bir şey yani...

Halife istifa etmiyor...
Bir ordu hazırlayıp Medine Şehrine gönderiyor...
Medineliler de şehirlerini korumak için hazırlanıyor...
İslam ordusu saldırıyor... Medineliler şehirlerini savunmaya çalışıyor derken, şehir düşüyor...
Halifenin Müslüman askerleri Medine'ye giriyor...
Şehrin Müslüman erkeklerini öldürüyor...
Kellerini kesiyor...
Öldürülenlerin arasında 80 tane de sahabe var...
Sahabe... yani; hz Muhammet'in meclislerinde bulunmuş insanlar...

Yetinmiyor halife ve onun Müslüman kumandanı; Medine'yi 3 gün boyunca mübah kılıyor...
Yani; Müslüman kadın ve kızlara 3 gün boyunca tecavüzü serbest bırakıyor...
Müslüman askerler de dalıyor kente, o kocaları, babaları öldürülmüş çaresiz kadınlara, kızlara  3 gün boyunca tecavüz ediyor...
İleride bu tecavüzlerden çocuklar oluyor...
O suçsuz günahsız yavrular da tarihte Harre p.çleri olarak yer alıyor..

İslam'a göre; Medine Haram kenttir oysa... Kan akıtılamaz...
Ki...; kaynaklara göre, bu tecavüz ve yağmayla, katletme olayları da haram aylarda gerçekleşmiştir...

Sonra o tecavüzcü ordu yönünü kutsal şehir Mekke'ye çevirdi...
Kenti kuşattı...
Kabe'yi mancınıklarla tahrip etti...
Mancınık bugünün topu işte...
Kabe'yi günlerce topa tutup yıktılar yani...

Din konusunda çoğumuz maalesef ya bilgisiziz ya da rol yapıyoruz...
Ne yalan söyleyeyim; Bir çok üst düzey dindar görünen devlet yöneticisi, bir çok bürokrat, bir çok tarikat ve camaat liderinin Müslüman olduklarına inanmıyorum...

Nitekim Cübbeli Ahmet: "İmam hatipler ve ilahiyat fakülteleri ateist ve deist yetiştiriyor" diyerek İmam hatip ve İlahiyatların kapatılmasını istemişti...

Cüppeli'nin tespiti doğru..; İmam Hatipler ve ilahiyatları hakkı ile okuyanların deist veya ateist olma ihtimali... veya ateist-deist olup bunları gizleme ihtimali yüksek...
Ki; bizzat deist olmuş ama din eğitimi veren ilahiyatçı tanıdığım var....
Ama insanları öğreniyorlar diye suçlayamayız...

ilahiyatlar kapatılmadı ama müfredatlarından felsefe dersleri kaldırılarak içi boşaltıldı...
Yani felsefe dersleri kaldırılarak, dini bilgileri sorgulayan, bu yolla anlayan insanlar yetiştirmenin önü kesilmeye çalışıldı....

Bütün bunların ışığında; bazılarının Kur'an'ı kendi dilimizde okuyup anlamamıza neden karşı oldukları konusunda siz de "hımmm" diyor musunuz...?

Mesela 2018 yılında bir haber söyle diyordu; Konya Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 'Gençlik ve İnanç' konulu çalıştayında, imam hatip öğrencilerinin dini bilgilerdeki tutarsızlıklar nedeniyle deizme kaydığı sonucuna ulaşıldı...
Dini kulaktan dolma yaşamaz, bilgileri kaynaklarından, karşılaştırmalı öğrenirsen mi sorun çıkıyor acaba...?
Sonra Erdoğan nedense bunun tartışılmasına izin vermedi... üstü örtüldü, unutuldu gitti...

Geçtiğimiz gün bir çok İslami esere imza atmış; İslam'ı anlatan konferanslar vermiş olan ilahiyatçı Talha Hakan Alp'te deist olduğunu açıklamıştı...

Sizce de bir tuhaflık yok mu....?
Din ezberden, kulaktan dolma, içselleştimeden, araştırmadan olunca sorun çıkmıyor, ama araştırmaya, anlamaya çalışınca sorun çıkıyor...

Şimdi yukarıda anlattığım Mekkeli Müslüman kadın ve kızlara 3 gün boyunca tecavüz eden Müslüman askerler olayını, Yezit'in halifeliğe bağlayanlar olur...
Suçu Yezit'e yıkıp kurtulmaya çalışırlar....
Bildiğinden, anladığından değil, aksine sahtekar bir tavır ve pişkinlikle yaparlar bunu....
Demez; halife ya da emri veren kötü bir halife, kötü bir Müslüman olsa dahi, o binlerce Müslüman asker buna nasıl razı oldu, nasıl tecavüz etti...?

Düşünmez, illa tecavüz olması şart değil, bunun aslında günümüzde örnekleri yok mu, ve ben de aynı o gün o faciayı işleyen askerlerin durumunda mıyım, değil miyim...?
Bugün de haksızlıklar, hukuksuzluklar, soygun, talan ve zulüm var mı.. ve ben bunlara taraf mıyım, karşı mıyım diye....

İktidar kimdeyse, güç kimdeyse, kemik kimdeyse; ona göre şekil alan yapı sadece peygamber döneminin değil, bugünün de sorunu...

Din ile iktidara gelmenin, din ile iktidarda kalmanın, din ile devlet olmanın bir çok faciası yaşandı İslam coğrafyalarında...
Mekke'de Müslüman kadın ve kızlara halifenin emri ile İslam ordusu askerlerinin 3 gün boyunca tecavüz etmesi bunlardan sadece biri...

Bir kez daha anlıyoruz ki; Atatürk en doğrusunu yapmış...
Laiklik; yani din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması laf olsun diye yapılmış bir şey değilmiş....
Onun da hatası; diyaneti kurması...

Dinin bırakın siyaseti, devleti, para ile de ilişkisi kesinlikle kesilmeli... tamamen gönül, vicdan ve samimiyet ikliminde yaşanması sağlanmalı...
Din asla zenginleştiren, imtiyaz sağlayan, iktidar getiren bir şey olmamalı...
Bu amaçla kullananlar en ağır şekilde cezalandırılmalı...

Din imtiyaz, torpil, iktidar ve zenginlik aracı olduğu sürece onun etrafına sinek gibi menfaatçiler yerleşir... samimi dindarlar yaklaşamaz dahi...

Not; Burada yer alan bilgiler; İslami kaynaklardan ve bugünkü haber kaynaklarından alınmıştır...
Bana saldırmadan önce, "HARRE VAKASI" şeklinde araştırabilirsiniz...

Bu yazı 412 defa okunmuştur .