Köpek öldüren...
Köpek öldüren eskiden ucuz şaraplara verilen isimdi...
Şimdi bu isim, siyasi bir lidere verilmek üzere...
Tarım hayvancılığın bakanlığını kurmuşlar...
Her il; hatta ilçeye müdürlüklerini kurmuşlar...
Bu müdürlüklerde yüksek maaşlı müdürler, müdür yardımcıları, veterinerler başta bir çok personel istihdam etmişler...
Kentlerimiz, ilçelerimiz hatta köylerimize kadar hayvan popülasyonunu izleyip, duruma göre bazı türlerde kısırlaştırma, bazı türlerin ise çoğalmasını sağlayacak politikaları uygulamak bunların görevi...
Sokak hayvanları için kısırlaştırma, devletin bu yüksek maaşlı memurlar eliyle yapmaya çalıştığı şey...
Ama bu beceriksizler yapamamışlar...
Sokak hayvanlarının kısırlaştırma ile kontrol altına alamamışlar...
Aldıkları maaşlar ve emirlerine verilen teçhizatlar ve kaynakları boşa harcayarak milletin parasını ve devletin zamanını çarçur etmişler...
Bakandan başlayarak, il ilçe müdürleri ve personellerine bu iş bilmez 10 yıllardır aldığı maaştan çok yatıp uyuyan bu popülasyonu uyutmak yerine, hiçbir şeyden habersiz sokak hayvanlarını mı uyutacağız yani?
Beceremeyen bunlar...
Zararlı olan bunlar...
Sokak hayvanlarını değil; bunları kapının önüne koyun...
Konuşanlar susturuluyor...
Gazetecilerin evleri basılıyor, hapse atılıyor, saldırıya uğruyorlar...
Özgülükler, haklar, adalet yağmalanıyor...
Ülkenin ormanları, yaylaları, doğal kaynakları çığlık çığlığa; oralar da yağmalanıyor...
Emekli çığlık atıyor; çünkü hakları yağmalanıyor..
Asgari ücretli hakeza; onların da hakları yağmalanıyor...
Herkese ayrı ayrı adeta hayvan gibi davranılıyor...
Hayvan gibi...
Ama herkes kendi eteği tutuşunca ses çıkarıyor...
Yanında yakılan yıkılan, hakkı yenileni görmezden geliyor...
Masum sokak hayvanlarının öldürülmesi, katledilmesi çabasına, toplumun her kesimi aynı anda, "kendinize gelin ulan Allahsız, kitapsız, vicdansız caniler" diye tepki göstermiyor...
Sokak hayvanına nasıl davranıyorlarsa, kendilerine de aslında bölüm-bölüm aynı muameleyi gösterdiklerinin kimse farkında değil...
Eğer bu idare zihniyeti bir fırsat bulsa, sokak hayvanlarına uyutma adı altında yapmak istediklerini, emeklilere de yaparlar...
Onları da sırtlarına yük görüyorlar çünkü...
Çoğumuz kendine Müslüman...
Çoğumuz kendine kadar adalet istiyor... Geri kalanını kesseler umurunda değil...
Herkes vicdan ve merhamet konusunda dudak tiryakisi..
Ama cuma günleri camiler dolup taşıyor...
Ve nasıl oluyorsa, o dev tapılardan bir damla fayda sızmıyor dışına...
Bir yaraya merhem olmuyor...
Din nedir; ne işe yarar?
Ha; din ne için vardır?
Soruyorum; din ve din insanları kötülükle mücadele etmeyecekse ne işe yarar; ne için vardır...?
Bugün de dahil, bu güne kadar kötülükle mücadele eden din gördünüz mü?
Mesela sokak hayvanlarına yapılmak istenen kötülük, dinin umurunda mı?
Emeklilere reva görülen hayvan muamelesi dinin umurunda mı?
Adaletin yıkılması gibi kitlesel kötülük dinin umurunda mı?
Birileri saraylarına saraylar katarken, halk fakirlikten kırılıyor ve din bunu hiçbir şey olmuyormuş gibi görmezden geliyorsa...
Birileri üç beş yerden kaymaklı maaşlar alırken, toplumun alt kesimindeki milyonlar aç uyuyor; ve din bunu sadece seyrediyorsa; bu din harbiden ne için var... neye yarar?
Sadece bizi uyutmak için mi var?
Bırakın kötülükle mücadeleyi; din bugün bizzat kötülüğün kaynağını beslemiyor mu?
Kötülüğü yayanları korumaya çalışmıyor mu?
Onlara simetrik bir yandaşlık içinde değil mi?
Dikkatli bakın; din ve din adamları bizzat o kötülüğün kaynağından beslenmiyor mu?
Öyle mi..?
Durum buyken, bugün sokak hayvanlarına reva görülen, yarın bizlere de görülürse; ki, görülüyor zaten...
Buna şaşıracak mıyız..?