KAÇIŞ...

Kaçan biri yakalanmamak için nasıl bir yol izler...?

Öncelikle bir yol haritası yoktur. Tamamen yakalanmama üzerine, sürekli bir kaçış hali...
Caddeden ilerliyorsa ve karşıda polis varsa sokağa sapar, yolu uzatır... Orada da polis varsa; tam tersi istikamete dönebilir...

Önceden tahmin edilebilir hareketlerden uzak durur...
Normal yapması gerekeni değil; daha değişik şeyleri yapar...
Mesela akrabası ölmüşse cenazesine gitmez... düğünü varsa düğüne gitmez...
Giderse yakalanır ve bu onun sonu olur çünkü...

Sürekli kılık değiştirir; Katoliklerin bölgesinde Katolik, Protestanların bölgesinde Protestan gibi giyinir... 

Erdoğan'ın ekonomi politikasına bakınca ne görüyorsunuz?
"Faiz haramdır" diyerek, faizi lanetleyerek ilerlerken, bir şey görüyor ve aniden yan sokağa sapıyor; ve dolar üzerinden faizi güvence altına alıyor... 

Bir bakıyoruz faizi düşüreni görevden alıyor; yerine getirdiği faizleri yükseltmeye başlıyor... Yükselte yükselte bulvarda ilerlerken, hop birden duruyor ve geldiği yöne geri dönerek, onu da görevden alıp, yerine faizi düşürecek olanı getiriyor...

Dövizin yükselmesinden memnun olduğunu, doların yükselmesinin ihracatı, istihdamı, refahı artıracağı yönünde açıklamalar yapıyor... Hatta, "nas var faizi düşüreceğim" diyerek doları yükseltecek cümleler kuruyor...  
Bakıyor "nas" deyince dolar yükseliyor, aynı cümleleri tekrar-tekrar kuruyor.. dolar da tekrar-tekrar azıyor..
Sonra birden, tam tersi istikamete dönüyor ve TL mevduat faizine dolar garantisi vererek, doların düşmesi yönünde hamle yapıyor...
Bu kez de tam tersi istikamette bir söylemler doları düşürmenin faydalarından bahsediyor...

Müslüman mahallesinde, "nas var, faiz haram" diyerek oranın şekline bürünürken; faiz lobilerinin mahallesinde, faiz lobilerine uygun bir forma bürünüyor... Söylem ve davranışını da faiz lobilerinin  sempatisini kazanacak şekilde kurup; faize dolar üzerinden garanti veriyor, faizi koruma altına alıp, adeta kutsuyor...

Kısaca; Erdoğan'ın budur diyeceğiniz ekonomi modeli de yok, para politikası da yok...
Yolun durumuna göre; karar veriyor...
Yolda sıkıntı varsa; sapıyor sokaklara... Orada da uygulama varsa; tam tersine, yani; geldiği istikamete geri dönmekte behis görmüyor...

Ekonomiyi düzeltecek güveni tesis etmekse...
Güveni tesis etmek için yapılması gereken, yargıda, hukukta, adalette, insan haklarında, mülkiyete güvencede reformlar yapmak olsa da Erdoğan bunu yapmaz...
Çünkü yaparsa; bu onun iktidarının sonu olur..

Sadece ekonomi konularında değil; Erdoğan iç ve dış politika da dahil, her alanda zikzakları ile meşhur bir politikacı...
Bugün burada, yarın bakarsınız tam ters bir noktada...
Bugün kara diyor; ama yarın bir bakmışsınız, o kara dediğini aklayan, koruma altına alan bir adım atabiliyor...
Düşmanı ile kol kola girip, "dostum" diyebiliyor.. "Dostum" dediğini de yarın düşman ilan edebiliyor...

Ezcümle; Erdoğan'ın kendinden istikrar yok ki; yönettiği ülkede, ekonomide istikrar olsun...

Onunkisi, ne para politikası, ne ekonomik model, ne istikrarlı bir ülke yönetim stratejisi; Erdoğan'ın ki kaçış politikası...
Peki Erdoğan neyden kaçıyor?
Sorumluluktan mı?
Hatalarından mı?
Gerçeklerden mi?
Yoksa zaman-zaman dediği gibi; dış güçlerin saldırısından mı?
Yoksa başka bir şeyden mi?
İşte bunun cevabını bulan; Erdoğan'ın aslında ne yaptığını, bundan sonra neler yapabileceğini kestirebilir...