Devletin içinde neler oluyor.. İşler nasıl yürüyor, firari bir mafya babasından öğreniyoruz...
Çünkü gayrısı pek konuşamıyor...
Son zamanlarda mafyanın verdiği haberlere, basının verdiklerinden daha çok rağbet var...
Çünkü basın sindirilmiş, mafyanın önü açılmış...
Devletin karakolunda gözaltına alınan bir şüphelinin... Karakola giden bir mafya elamanı tarafından kemiklerinin kırıldığı bilgisini aktarıyor o mafya babası...
Yalanlayan bir devlet yetkilisi yok..
Yalanlasalar da inandırıcı olacağı şüpheli...
Halkın devletin yetkilisine mi, mafya babasına mı daha çok inanacağı aslında en can yakıcı, en yürek burucu... en içe oturan soru...
Devletin bir kurumuna, 'gümrüklerden vergi ödemeksizin ihracat yapacağı' şeklinde devleti dolandıracağı ihbarı yapılan kişi devlete bakan yapılıyor...
Hem de tam olarak; dolandırmak için ihtiyacı olan gümrüklerin başına...
O gümrüklerde, o bakan neler çevirdi bilemiyorum...
Ama ortaya çıktı ki; bakan olduktan sonra alel-acele şirket kurmuş..
O şirketi vasıtasıyla, kendi bakanlığına mal sunmuş...
Kendi bakanlık yetkisiyle, kendi sattığı malı almış...
Kendi şirketine, kendi emanetindeki devletin kasasından para ödemiş...
Hem de fahiş fiyattan...
Yani özetle; Devleti, milleti kazıklamış...
Mafya babası, karakoldaki şüphelinin kemiklerinin kırılmasını kendisinden, hükümet partisi MKYK üyesinin istediğini söylüyor...
Ve kimse şaşırmıyor...
İddia doğruysa; hükümet, iktidar.. yani adaleti sağlamasını beklediklerimiz, kendi adaletlerini dahi mafyaya ihale etmiş...
Ve devletin karakolunda, bir mafya elemanı tarafından kemikleri kırılan da sırdan biri değil... Eski bir Ak Parti milletvekili...
Adı; Feyzi İşbaşaran...
Mafya babasının tüm bu korkunç iddiaları doğru mu peki...?
İnanalım mı...?
Mafya patronuna inanmadık diyelim...; işin bir de eski milletvekili tarafı var...
Öyle ya; o milletvekili Fevzi İşbaşaran ne diyor bu konuda...
Maalesef, düşmanı olan o mafya babasını büyük ölçüde doğruluyor...
Kendisinin kemiklerini kırdım dediği, şahsın sözlerini doğrulaması olayın inandırıcılığını olağanüstü artırıyor...
Hatta eksik kaldı diye önemli bir bilgi ve isim daha ekliyor...
"Kemiklerini kırdık" dedikleri milletvekili açıklamasında, "benim kemiklerim kırılmadı, ama arbedede bir polisin parmağı kırıldı.." diyerek kendisine saldırıldığını...
"Sen nasıl bir delikanlısın ki; Bir AKP milletvekili (Metin Külünk), parti teşkilatı ve polisle anlaşarak bir tetikçini gönderip gözaltında elleri kelepçeli birine saldırıyorsun?" diyerek ise; saldırının bir karakolda gerçekleştiğini doğruluyor...
Ne yapalım şimdi de; eski milletvekilinin cevaplarındaki, "talimatı Ak Parti Milletvekili Metin Külünk mü verdi.. poliste işin içinde miydi?" sorularının peşine mi düşelim..
Düşmeye gerek var mı sonra...?
Bu çoğu doğru, çoğu henüz yalanlanmayan bilgilerin peşine düşmesi gerekenler düşmeyince; istiyorsunuz ki birileri her şeyi aydınlatsın değil mi..?
Öyle ya; elleri arkada türbe gezilmesini suç olarak gören, bundan nem kapan, durumdan vazife çıkaran başta İçişleri Bakanı olmak üzere devletteki diğer yetkililer nerede...?
Anneme hakaret edildi, hakaret edeni saldırınız diye adalet bakanına ayar veren İçişleri Bakanı; hakaret sadece kendisine ve kendisine makam lütfedenlere olunca mı durumdan vazife çıkarıyor...?
Daha neler var o mafya babasının çektiği videoda neler neler...?
Kolombiya'da yakalanan yaklaşık 5 ton kokainden bahsediyor... Türkiye'ye geliyordu, ama Türkiye ayağında bu kokaini teslim alacaklara, malın sahiplerine operasyon yapılmadı...
Tek gözaltı yok...
Nasıl olur...
Peki doğru olabilir mi iddia...?
2020 haziran ayında yapılan bir haber şöyle diyor; Kolombiya polisi, Türkiye'ye gönderilecek yaklaşık 5 ton kokaini ele geçirdi. Kolombiya Savunma Bakanı Trujillo, yakalanan kokainin değerinin 265 milyon dolar olduğunu açıkladı.
Yani kokainin Türkiye'ye gönderildiği doğru...
Sadece bunun alıcısının o kudretli devlet yetkilisi olduğu iddia...
Türkiye ayağına operasyon yapılmamışsa bu neyi gösterir peki...?
Bilginin doğru olduğunu mu, olmadığını mı...?
"Nerede işini yapmak yerine, muhalefet partisi milletvekillerine, tehdit gibi sözlerle siyaset yapan, falancaya hakaret etti diye kapıları kırarak sıradan insanların evlerine operasyon yapan kudretli içişleri bakanı?" diye sorasınız geldi değil mi..?
"Kudreti bize gelince mi kudret... Ne oluyor yahu...?" diyesiniz var...
Demeyin...
Mafya babası değilseniz...
Özellikle de yurt dışında değilseniz demeyin...