Biliyorsunuz bu siyasal islamcılar aslında İslam ile de, tevazu ile de örtüşmeyecek şekilde büyük konuşmayı severler...
Sloganlarla; meydan okuyarak, hedef göstererek konuşurlar...
İddialı konuşurlar ve neredeyse tamamında da iddialarından vurulurlar...
"Diz çöktürmek" tabiri siyasal islamcıların; özellikle de Erdoğan ve Erdoğancı kanadın jargonunda hayli önemli bir yer tutar...
Erdoğan TL mevduatlar için bir karar açıkladı ve dolar sert şekilde düştü...
Peki bu adımı ile Erdoğan mı finansal piyasalara, dış güçlere, faiz lobilerine ve Dolara diz çöktürdü?
Yoksa faiz lobileri ve Dolar dahil diğerleri mi Erdoğan'a diz çöktürdü...?
Bakalım; ne yaptı Erdoğan...?
Dolardan TL mevduata geçip parasını faize yatırana hem dünya ortalamasının yaklaşık 10 katı faiz teklif etti... Hem de o faize dolar üzerinden garanti verdi..
Oysa daha dün, "Onların doları varsa bizim de Allah'ımız var" diyerek, Allah'ı Dolar ile kıyaslayan, Doların karşısına Allah'ı koymuş... piyasalara Allah ile meydan okumuştu...
Aynı Erdoğan, Allah ile meydan okuduğu piyasalara güvenceyi, Allah ile değil; Dolar ile verdi...
Müslüman dolar yatırımcılarına hem faiz önerdi.. Hem de o faizin dolar kuruna karşı erimesi ihtimaline karşı da, dolar üzerinden güvence önerdi...
"Allah'a güvenin" demedi... Açıkladığı ile bir anlamda, "Dolara güvenin" dedi...
Böylece iddialarının birinden daha çok kötü şekilde vuruldu...
Sırf tek bu adımı ile; Faize karşıyım iddiası da çöktü...
Onların Doları varsa bizim de Allah'ımız var iddiası da çöktü...
Faiz lobilerine karşıyım iddiası da çöktü...
Bir adım attığında doların düştüğü de görüldüğü için; tüm bunları yapanlar dış güçler iddiası da çöktü...
Tek adımda, bir çok iddiasından birden vuruldu...
Bu tabloya göre sizce faiz lobileri, finansal piyasalar ve dolar gibi aygıtlar mı diz çöktü; yoksa Erdoğan tüm bunlar karşısında mı diz çöktü?
Zengin dolarını bozduracak, yattığı yerden hazineden para kazanacak... aynı zamanda parası da dolar karşısında erimeyecek...
Oh ne ala düzen...
-Peki kim ödeyecek bu zenginlere, o paraları..._
-Hazine...; yani fakir fukara dahil tüm millet...
İşte iddialarından vuruldukları bir nokta da burası...
Hani bunlar sözüm ona milletçi ya; oysa sıkışınca milletin kazancını, zengine, faiz lobilerine yedirecek bir sitem geliştirerek bir kez daha iddialarından vuruldular...
Hani bunlar iddialı şekilde dindarlar ya...
O iddialarından da faiz teklif etmekle kalmayıp, teklif ettikleri faiz kazancına ekstra koruma sağlayarak vuruldular...
Adeta faizi koruma altına aldı, kutsadılar...
Peki dolar bir miktar düştü; ekonominin temelleri de eskiye doğru dönecek mi?
Tabi ki; hayır...
Ekonomi için ne adım attılar ki; ekonomi düzelsin...?
Verdikleri; dolarınızı bozdurup TL ile faize yatırın rüşveti.. açıkladıkları zengini daha zengin, fakiri daha fakir edecek bir saadet zinciri...
Bir kez daha söyleyeyim; Erdoğan Türk ekonomisine güveni tekrar tesis edecek demokratikleşme adımlarını atamaz...
Kuvvetler ayrılığı dengesini kuramaz..
Yargı ve hukuk reformlarını yapamaz...
İnsan haklarına, mülkiyet hakkına güvence getiremez...
Adalet, eşitlik ve denetim mekanizmalarını güçlendiremez...
Parlamentonun gücünü artıramaz...
Yapamaz çünkü; tüm bunlar Türk devletini, Türk milletini güçlendirse; ekonomik ve sosyal refahını artıracak adımlar olsa da; bu adımların atılması demek, Erdoğan iktidarının da sonu demek; onun için yapamaz...
Türkiye'de ekonomiye güvenin tesis edilmesi için yapılması gereken bunlarken Erdoğan gitti; Faiz lobilerine daha güvenli, daha katmerli faiz getirisi sağlayarak dövizin ateşini kısa süreliğine de olsa söndürmeyi yeğledi...
Döviz belki bir süre düşer; ama enflasyon düşmez...
Fiyatlar aynı oranda düşmez...
Çünkü atılan adım vatandaşın enflasyondan, enflasyona bağlı zamlardan canının bağrının yanmasına yönelik adım değildi..
Atılan adım tribünlere; faiz ve dolara yönelik bir adımdı...
Ki; bu atılan adım, vatandaşları rahatlatmayacağı gibi; açacağı tahribatlarda ekstra yük olarak sırtlarına ayrıca binecek...
İşin bir de piyasanın bu adımı satın alıp almayacağı riski var...
Böyle bir faiz ve güvenceyi herhangi bir Avrupa ülkesi verse; o ülkeye dünyanın her yerinden büyük sermaye girişleri yaşanır...
Kendine saygısı olan hiç bir devlet, hiç bir hükümet böyle bir adım atmaz da velev ki attı; o ülke parayı koyacak yer bulamaz...
Ama Türkiye'de bu hala beklendiği gibi satın alınmıyor...
Çünkü; dünya kadar Türk vatandaşları da işin özünde Erdoğan ve politikalarına güvenmiyor...
O, "uğruna ölürüz; yedirmeyiz.. Erdoğan ekonomi dehası.. Erdoğan dünya lideri" sloganları atanlar da, iş uygulamaya geldiğinde; Erdoğan'ın yönettiği TL ve Türk ekonomisine güvenmiyor ve paralarını TL'de değil Dolar veya altında tutmayı yeğliyorlar...
O çok güveniyor görünen paraya boğulan yandaş müteahhit ve iş adamları dahi; Erdoğan'ın yönettiği Türkiye'de devlete yaptıkları işlerde TL değil, Dolar güvencesi istiyorlar..
Bu da Erdoğan'ın ekonomi bilgisi ve becerisine, en yakın çevresinin dahi güvenmediğini göstermeye yetiyor da artıyor zaten...