Zonguldak Kilimli sahil yolunu 3 kez yapmışlar; üçünde de Karadeniz'in hırçın dalgaları tarafından yutulmuş...
Dördüncüye işi sağlama almışlar; ve kurban kesmişler...
kurban keserek önlem alıyorlar çünkü; onlara göre yaptıkları işte eksik, plansızlık, hesapsızlık yok...
Yol Karadeniz'in fırtınalarından, yolun bu fırtınalar hesaplanmadan yapılmasından zarar görmüyor...; nazardan zarar görüyor...
Onun için de en sonunda önlem olarak kurban kesmişler...
İşini sağlam yapmaktansa...
Adil, adaletli olmaktansa...
Fırsat eşitliğine fırsat tanımaktansa...
Kanunlara uymaktansa rüşvetle işlerini yürütmeye alışanların taktiğine benzemiyor mu?
"Tamam bizim yol kötü de, biz sana şu kurbanı verelim; sen de bizim yolu rahat bırak" gibi...
Tövbe haşa; Allah'a da rüşvet teklif etmek gibi...
Reisin, "Onların Doları varsa; bizim Allah'ımız var" demesi gibi..
Karadeniz'in dalgaları varsa; bizim de kurbanımız var...
Sahil yolu boyunca direklere ayet assanız yarar mı bir şeye...?
Allah yer mi böyle cambazlıkları?
Kurban keseceğine, işini doğru yapsana; işini...
Sadece devlet ve millet değil..; din de çok çekti bu zihniyetin elinden...
Hala da çekiyor...