Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş PTT'ye yönetim kurulu üyesi yapılarak çift maaşlılar kervanına katılmış...
Hop bir dakka...
Sövüp saymadan üzerinde biraz düşünelim...
Bu gelişmenin çok derin bir sebebi olabilir çünkü...
Önce bir kaç hatırlatma yapayım...
Sedat Peker'in açıklamalarından sonra herkes, "Süleyman Soylu bitti" diye düşünüp yazarken, ben bunun o kadar da kolay olmayacağını yazmıştım...
Bunu özellikle de, "Süleyman Soylu'nun binde biri kadar ilişki ve bilgiye sahip Sedat Peker, bir tripod ve bir kamera ile bu etkiyi yapmışsa, Soylu ne yapmaz" mantığına dayandırmıştım...
Ardından Soylu TRT ekranına çıktı ve beni de adeta haklı çıkarır gibi, "azdan az, çoktan çok gider" dedi...
Bu bir tehdit ya da gözdağı mıydı incelemesi yapmayacağım... yapmaya da gerek yok zaten... Ama Soylu "azdan az, çoktan çok gider" sözünü Sedat Peker'e değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sarf ettiğini düşünüyorum..
Çoğu gazeteci de bunu böyle okudu zaten...
Anladık ki; Soylu isterse Sedat Peker'den daha fazla şey açıklayabilir... ve bu çok daha etkili olabilir..
Ardından ilginç bir gelişme yaşandı...
Hiç soramayacak biri... hiç sorulamayacak bir yerde... hiç sorulamayacak birilerine... hiç sorulamayacak bir soru sordu...
Hükümetin maşası haline dönüşmüş AA'nın muhabiri, hükümetin iki bakanına, Süleyman Soylu'yu.. özelliklede üzerinde tepinerek, ajite ederek, ezerek sordu...
Yine kalemler çalıştı, Süleyman Soylu'ya son darbenin indirildiği yazdılar...
Haklıydılar da, Soylu gerçekten ağır bir darbe almıştı...
Ben ise, "SOYLU'YU KİM VURDU?" başlıklı yazımda bunun Soylu'yu daha dirençli... Görevden alınmasının daha zor ve riskli bir hale getirebileceğini yazmıştım...
Öyle de oldu sanki...; önce yüksek perdeden Cumhur İttifakı ortağı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli savundu Soylu'yu...
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Partisinin grup toplantısına Soylu ile katılarak desteğini deklare etti...
Finalde ise; Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik; parti olarak Soylu'nun arkasında olduklarını açıkladı...
Aniden; ful destek...
Aslında bütün bunlar da normal değil...
Süreç başlayalı ay olmuş... Herkes cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Ak Parti'nin Bahçeli'nin Soylu'ya sahip çıkmadıklarının altını defalarca çizmiş...
Birden bire ve birbiri ardında destek açıklamaları geliyor...
Ve hepsi de yüksek perdeden ve gösterişli şekilde yapılıyor üstelik...
Diyorum ya; bu da Soylu için sevinilecek bir durum değil... Aksine çok daha dikkatli olmasını gerektiren bir süreç başladı...
Anlaşılan doğrudan ya da dolaylı süreç boyunca "Soylu'ya çekil" denmiş... Soylu, net şekilde çekilmeyeceğini iletmiş...
Çekilmez...
Çekilirse; siyaseten biteceğini biliyor...
Ak Parti'den yavaş-yavaş tasfiye edileceğini biliyor...
Tabi bunun yanında başına gelebilecek ekstra bonuslar da cabası...
Daha önce de yazmıştım; Ruhsar Pekcan gibi tek kalemde üstü çizilebilecek bir isim değil Soylu...
Görünen o ki; öyle de olmuş...
En azından şimdilik...
Ama sanki planda bitmemiş gibi...
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın PTT'ye yönetim kurulu üyesi olarak atanması olayını tüm bu gelişmeler üzerinden de okumalıyız diye düşünüyorum...
Öyle ya; bayram değil seyran değil, eniştem beni neden öptü?
Ne alaka şimdi Emniyet Genel Müdürünün PTT yönetimine atanması...
Ben bunun sıradan bir atama olmadığını... Soylu ve Erdoğan arasındaki güç mücadelesi ile doğrudan alakası olduğunu düşünüyorum...
Belki alakası yoktur ama, ben yine rutinin dışına çıkıp alakalandıracağım müsaadenizle...
Emniyet Genel Müdürlüğü İçişleri Bakanlığı için ne anlama geliyor..; adeta bel kemiği... Emniyeti, polisi olmayan bir içişleri bakanı düşünebilir misiniz...?
Sağ kolu falan değil... Neredeyse vücudun kendisi içişleri için emniyet genel müdürlüğü...
-Nereye atanarak maaş bağlanmıştı Emniyet Genel Müdürüne...?
-PTT'ye...
-PTT nerede..?
-Varlık fonunda...
-Varlık Fonunun başında kim var...?
-Recep Tayyip Erdoğan...
-Emniyet Müdürü dolaylı yoldan aynı zamanda kime bağlanmış oldu...?
-Erdoğan'a...
Yaa...; Birileri yüksek perdeden Soylu'ya destek açıklaması yaparken öbür taraftan da kolunu kanadını kırıyor... altını boşaltıyor... elini ayağını bağlıyor olabilir mi...?
Evet..; bence Erdoğan, içişlerinin bel kemiği emniyet genel müdürüne göz kırptı...
Ona himayemdesin mesajı verdi...
Emniyet Genel Müdürü sizce bu görevi reddedecek mi?
Öyle ya; olay kamuoyuna yansıdığı ve ağır eleştiriler aldı... bunu gerekçe gösterip, reddedebilir...
Reddederse ayrı, etmezse ayrı bir okumak lazım gelişmeleri...
Bundan sonra neler olacak acaba...?
Tespitim bir kez daha doğru çıkarsa.. ve Soylu'da bunu benim gibi okursa; mutlaka karşı bir hamle yapması gerekir...
Yapabilir mi bilemem...; ama yapması gerekir...
Aksi takdirde; dönülmez akşamın ufkundayım şarkısını dinlemeye başlayabilir...