CİNAYETİ KÖR BİR KAYIKÇI GÖRDÜ...
Reklam
KEMAL VANLI

KEMAL VANLI

tokattan.com

CİNAYETİ KÖR BİR KAYIKÇI GÖRDÜ...

10 Ekim 2024 - 15:55

Atila İlhan'ın şiiri ile öyle bağırıyordu Ahmet Kaya şarkısında..
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü...
Ben gördüm kulaklarım gördü...

Turhal'da belediyenin güvenlik amiri ve başkanının gayri resmi korumasının görevlendirildiği bir belediye etkinliğinde bir insanımızı vurarak öldürmesi konusu hakkında benden başka fikri takip yapan gazeteci yok diye biliyorum...
Normaldir...
Normaldir çünkü; cinayetin öncesini de yazan; adeta tehlike geliyorum diye bağırıyor uyarıları yapan gazeteci de bendim...

Başkan Erdem Ural seçilmesinin ardından, belediyedeki bazı işçileri işlerinden atarken, devletin verdiği silah ve üniforma ile soygun yapmak suçlamasıyla yargılanıp polislikten atılan birini işe alması bana normal gelmemişti...
Bu şahsı işe almakla kalmayıp zabıta yapması, güvenlik amiri yapması, kendine yakın koruma yapması da normal gelmemişti...
Yazınca anladım ki; aklı başında kimseye normal gelmiyor; ve açıklama bekliyorlar...
Başkan açıklama yapmadı; bence yapamadı...

Cinayetten sonra yaptığı açıklamanın da ayrıca geniş bir açıklamaya ihtiyacı vardı...
Kendi kararlarının sonucu bir insanımızın ölmesiyle ilgili üstüne hiçbir sorumluluk almadığı gibi; başkalarını suçladı...
Kimdi onlar; Turhal Emniyet Müdürlüğü...
Dolayısıyla da kaymakamlık ve Tokat Valiliğine kadar uzanan bir suçlama...

Bu şahsı neden zabıta yaptığı sorusunun cevabını vermedi..
Neden güvenlik amiri yaptığının cevabını vermedi...
Neden böyle bir toplumsal etkinlikte görev verdiğinin...
Neden oraya belinde ruhsatsız silahla gönderdiğinin cevaplarını vermedi...

Öyle mi?
Belediyenin düzenlediği bir etkinliğe, belinde ruhsatsız silahla gönderdiğin güvenlik amirin, ilçede sevilen bir insanı öldürdü...
Ki; bu kişinin devletin verdiği silahı da, üniformayı da, güveni de kötüye kullanmaktan yargılandığı ve polislikten atıldığını defalarca yazmışken, bunu neden yaptığını açıklaması gerekirdi?
Açıklamadı...
Açıklayamaz...

Önce parayla yazıyorsun gibi alçakça iftiralar atıyor; attırıyorlardı; şimdi de bunun yanına, sen olayı bilmiyorsun savunmasını eklediler...
Neymiş olayın aslı?
İşte; ölen esnafla, öldüren başkanın güvenlik amiri arkadaşmış...
Olabilir...
Ben değil diye yazmıyorum ki...

Neymiş; etkinlikte gerilim yaşanmış; burada güvenliği sağlamak için görevlendirilen güvenlik amiri de müdahale etmiş...
Ona saldırmışlar...
O da silahını çekip ateş etmiş...
Sonuçta da esnaf vurulmuş...
Aslında niyeti onu vurmak değilmiş; kaza ile öldürmüş...
Bakın bu da olabilir...
İtirazım yok ki...

Olay bu şekilde de; farklı şekilde de olmuş olabilir...
Ben sonuca bakıyorum...
Bütün bunlar, belediye başkanının etkinlik alanına, silahla sicili iyi olmayan birini, belinde ruhsatsız silahla görevlendirmesini haklı çıkarıyor mu?

Haydi bu güvenlik amiri silahını çekti ve birine ateş etti...
İsabet ettiremedi ve o arada bir esnafı öldürdü...
Bu nasıl bir savunma yahu?
Ya hedefi tuttursa ne olacaktı?
Bugün kimin öldürülmesini konuşacaktık?
Veya kaç kişinin öldürülmesini konuşacaktık?

Benim düşünceme göre; bu cinayette Turhal Belediye Başkanı Erdem Ural birinci dereceden sorumludur...
Yaşanan bu trajedi, tamamen onun verdiği kararlar ve görevlendirmelerin sonucunda yaşanan dramatik bir olaydır...
Üstelik başta ben, bu şahsın silah ve üniforma ile sıkıntısı konusunda uyarmama rağmen almıştır o riski...
Ve sonucunda bir insan hayatını kaybetmiştir...

Dolayısıyla; ben ısrarla diyorum ki; tamam güvenlik amiri Osman İşeri'nin asıl hedefini kaçırması ve bir esnafı öldürmesi anlık gelişen kaza olabilir...
Ama başkanın ki; kasıtlıdır...
Bilinçlidir...
Hatta başta ben ve bazı CHP'liler uyarmış olmasına rağmen, yapmıştır bunu...
Evet öğrendiğime göre; benim yazılarımdan sonra başkanı bu kişi için uyarmışlar; ama o ısrarla onu güvenlik amiri ve kendine yakın koruma yapma kararından dönmemiş...

Maalesef ki; yanlış karar...
Yanlış insan...
Yanlış görevlendirme...
Ve başkanın tüm bu yanlış ve yanlışta ısrarları; sadece bir insanın hayatını, bir ailenin hayallerini söndürmedi; son bir şans arayan Osman İşeri'yi de cezaevine soktu...
Başkan Osman İşeri konusunda doğru kararlar alsa; bugün bir insanı kaybetmeyeceğimiz gibi, İşeri'de cezaevinde değil, aramızda olacaktı...

Geçtiğimiz yıllarda silah ruhsatı almak istediğimde, psikolojim dahil bir çok muayeneye tabii tutuldum...
Öyle ya; silahı taşımak için en önemli şey psikoloji...
Toplu taşıma araçlarına görevlendirilen şoförlere dahi zorunlu tutuluyor psikolojik yeterlilik testleri diye biliyorum...
Öyle de olmalı...
Bizim başkansa, bu psikolojiyi yönetememiş, silahı yanlış kullanmaktan yargılanmış birini, belediyede güvenlik amiri yapıyor...
Kendine yakın koruma yapıyor...
Üstelik belinde ruhsatsız silahla...
Ve sonuç; bağıra bağıra gelen trajedi...

Bu bir yere yanlış duvar örüp, sonra yanlış olduğu ortaya çıkınca yıkmaya benzemez..
Bazı şeylerin geri dönüşü de telafisi de yoktur...
Bakın bir can gitti...
Haydi düzeltin...

Ve bütün bunların üzerine, can kaybının bana göre birinci derecede sorumlusu belediye başkanı Erdem Ural, Özür dileyeceğine başkalarını suçluyor...

Çok kibirliler...
İnsanlara tepeden bakıyorlar...
Bir gazeteci bir konuyu gündeme getirince; ne diyor diye bakmak; bir yanlış varsa düzeltmek yerine; bu onun ne haddine şeklinde bir psikolojiyle hareket ediyorlar...
Bu kaba ve nobran kibirlerinden dolayı iletişim yetenekleri sıfır...
Sürekli videolarını çektirip, bunu bir şarkı klibi gibi montajlatıp servis ederek yapılan belediyecilik görüyorum...
Karşımızdaki ciddi bir belediye başkanı mı, popstar mı belli değil...

 

Bu yazı 114 defa okunmuştur .