Geçen bir grup muhtar aradı; köy yollarının kötülüğünden dert yanıp, "Kemal bey sen bari gündeme getir" dediklerinde, onlara, Özel İdare Genel Sekreteri Recep Gökçe'ye gitmelerini, onun bu sorunla ilgileneceğini söyledim... "Eğer ilgilenmezse, çıkışta bana dönün yazayım" dedim...
Tamam deyip; Tokat İl Özel İdaresi'ne gittiler...
Gidiş o gidiş; bir saat oldu yok, iki saat oldu yok..
Baktım arayan soran yok; en sonunda ben aradım; "sıra mı var, yoksa Recep bey mi minderinizi kalın serdi, kahvenizi okkalı söyledi de dönmediniz; ne oldu, nasıl geçti" görüşme diye sordum...
"Abi bizim Recep beye yüzümüz tutmadı" dediler...
"Neden gitmediniz, gitseniz; iyi kötü bir şey denirdi size" deyince de; gittik de makama çıkmadık.. Çünkü Özel İdarenin ana giriş protokol yolunda yürürken gördük ki, buranın yolu bizim köylerin yolundan da kötü... Özel idarenin ve şehrin vitrinindeki yol bu durumdayken biz köyümüze nasıl yol isteyelim" şeklinde cevap verdiler...
-Eee; ne yapacaksınız ya...
-Biz de bir yere oturduk, içecek bir şeyler söyledik onu konuşuyoruz...
-Çay mı içiyorsunuz...
-Yok abi ne çayı; rakı söyledik. Bu dert çay kafasıyla çözülecek dert değil... Muhtarlar aramızda özel idarenin yolunu köy meralarını satarak mı, köylüye döküm döküp para toplayarak mı yapsak diye konuşuyoruz. Valinin, vekillerin, il dışından gelen misafirlerin kullandığı bu yol yapılmadan bize uyku yok...
Şaka bir tarafa; görüntüler Tokat İl Özel İdaresinin ana kapısı ve protokol yolundan...
Adamlar kendi yollarını yapamıyor; sizin yollarınızı mı yapacak?
Ya da; sizin yollarınızı yapmaktan, kendi yollarını yapmaya vakit bulamıyor...