BİZİMKİLER YAĞLIYI YENİDEN İCAT ETMİŞ...

Tokat'tan bir başarı haberi geldi...
Tokat Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Tokat yağlısını tescilletmiş...

Biliyorum; coğrafi işaret almak bayağı bir maliyetli ve meşakkatli bir süreç...
O sebeple, peşinen özür dileyerek soruyorum; yağlıyı tescillemenin gerçekten bir önemi var mı, Varsa nedir? 
Anlamadığımdan soruyorum; Tokat yağlısı diye tescil ettirmek neden bu kadar önemli...?

Hayır; yağlıyı tescil ettirdikten sonra, bunu her yapan işletmeden belli bir telif yada marka ücreti alınıyorsa anlarım...
Özellikle de ülke genelindeki işletmelerden alınıyorsa...
Yapılıyor mu; hayır...
Yapılabilir mi; bildiğim kadarıyla hayır...

Yapılsa da; Tokat'ta yapan işletmelerden alamazsın... Tokat dışında kim ne yapacak özellikle Tokat yağlısı yapıp satmayı...?
İstesen de yaptıramazsın...
Yaptırsan; talep gelmez...
Önce tanıtman ve sevdirmen gerek..
Yapılıyor mu; hayır...
Tanıtılırsa herkesin Tokat Yağlısı markası ile sevmesi mümkün mü; hayır...
Zaten neredeyse her ilin kendi adına benzer bir hamur işi yiyeceği var...

İyi de amaç ney?
Bir amaç yok, hedef yok; dostlar alışverişte görsün mü yani tüm bu tantana...

Velev ki; tescil ettirdin, marka yaptın, o tescilli markadan tanıttın, para da istedin...; kim verecek?
Yahu biri gider içine 3 tane susam atar, adına da Papua Yeni Gine Yağlısı der satar, ne yapacaksın...?

TESOB Başkanı Fehmi Çankaya'da yapacak bir şey bulamayınca olsa gerek; Amerika'yı yeniden keşfeder gibi; geleneksel bir lezzete coğrafi işaret almış...

Erbaa veya Tokat yaprağı...
Niksar cevizi vs gibi ürünler ayrı...
Bunlar dünya çapındaki devasa pazarlarda rekabete sunulan ürünlerimiz...
Özellikle tescilli Erbaa yaprağı gerçekten de pazardaki diğer il ve ülkelerin yapraklardan ayrılması ve korunması gereken bir ürün...
Ki; Erbaa Yaprağı diye markayı almak yetmez.. sonrasında onun da takibini yapmak gerekiyor....
Yoksa önüne gelen, yaprağına, "Erbaa Yaprağı" markası vurup satabiliyorsa; o yaprağı tescillemenin de bir anlamı kalmaz..

Makarna İtalyan, erişte Türk olarak bilinir...
Ve geçmişleri kaç yüz bin yıllık icat bilmiyorum...
Yalnız bugünlerde mutfaklara hakim olan şekli; Noodle...
Yani; Çin makarnası..
Hem makarnadan, hem erişteden lezzetli...
Hem daha pratik..
Hem de fabrikasyon...
Adamlar önce çağı anlamış... Çağa göre şekillenen ihtiyaçlara uygun bir ürün geliştirip pazara sunmuş...

Bizimkilerde böyle bir vizyon, böyle bir çağı anlama ve ayak uydurma çabası yok ki;
Olsa; yağlıyı tescillemek yerine, fabrikasyon suda 5 dakika kaynayınca yemek olan.. Veya ambalajından çıkıp 2 dakika ısınınca eşsiz bir yağlıya dönüşen, yendikçe de yenen bir şey bulup tescil ettirirlerdi.. 
İşçisine, öğrencisine, çalışan kadınına kadar herkese satar, gerçek bir başarı hikayesi yazarlardı...
Veya teknolojik bir yazılım, kod geliştirir, patent alırlardı.. Biz de gururla anlatırdık....

Kimse kusura bakmasın da; bu tescil bir işe yarasa... Tokat'a ticari bir katkısı olsa, bunu oda başkanı Fehmi Çankaya kendi adına tescillerdi gibime geliyor...

Tokat adına bir şey yaptık mı, Adanalı bile, "Allah için adamlar yapmış" diyebilmeli ve tüketmeli...
Bak Çinliler, makarnayı ve erişteyi çağın ihtiyaçlarına göre geliştirip; Çin Makarnası diye bir şey yapmış, dünyaya yediriyorlar...

Tokat milliyetçiliği de, Tokat markası da bu kadar ucuz olmamalı kardeşim...
Da; kime nasıl anlatacağız...