Tokat'a geliyormuşsunuz; hoş gelin, hoş bulun inşallah...
Ama Tokat'ta sizi karşılayacak ve refakat edeceklerin, asla anlatmayacağı, göstermeyeceği, aslında durum tam tersiymiş gibi mini tiyatro gösterileri sahneleyecekleri bir sorunu; bana göre Tokat'ın en büyük sorununu anlatayım...
Tokat'ın temel en büyük sorunu; yatırım alamaması, ekonomisinin ana omurgası tarım ve hayvancılık olmasına rağmen, tarım ve hayvancılık konusunda üretim yapanların tükenme noktasına gelmesi değil...
Tokat'ın en büyük sorunu, iktidarın rolünü oynayamaması da değil...
Aksine; iktidar Tokat'ta haddinden fazla iktidar...
Tokat'ın en büyük sorunu muhalefetsizlik...
Yani; Milletvekili ile, il yönetimi ile CHP Tokat il teşkilatı...
Anlatayım efendim;
Mesela geçtiğimiz gün Pazar ilçemizdeki Ak Parti İl Başkanının ilçedeki süt birliğine nasıl sızdığı, nasıl başkan olduğu; başkan olduktan sonra da birliği nasıl pasif hale getirip; sütü kendi şirketi ile topladığına dair detaylı bir skandalı yazdım...
CHP İl yönetiminden ne tepki, ne açıklama...; tık yok...
Yazının detayında o ilçe başkanının, kendisini bana anlatan vatandaşlara, "onun bunun çocukları" diyerek küfür ettiğini yazdım...
Millete sövülmüş; buna dahi tepki göstermediler...
Ondan önce Niksar belediyesinin, kaymakam içindeyken hükümet konağını yangından mal kaçırır gibi satmasını gündeme taşıdım. Alan CHP Niksar Belediye Meclis üyesinin oğlu. O yere emsali olmayan bir imar düzenlemesi yapılarak rantının en az 3-5 kat yükseltildiğini de ortaya çıkardım...
Böylesine kıymetli bir yeri 16 ay taksitle verdiklerini yazdım. Enflasyonun yüzde 200'leri bulduğu ülkede böylesine değerli bir araziyi baba oğluna vermez taksitle; yine CHP'den tık yok...
Niksar'ı yazdıkça başka şeyler de çıktı ortaya.. Altyapı yapım işinde yapılan şartnameye uygun olmayan malzeme kullanıldığı.. bunun yüz milyonlarca lira tuttuğu ve başkalarının cebine gittiği iddialarını dile getirdim.. CHP Tokat il yönetiminden hala tık yok... Israrla bir Ak Partili başkan susuyor; bir de CHP il yönetimi...
Sonra yaylaya belediye müdürlerinin şahıslarına inşaatını yaptığı ultra lüks villaları buldum.. Birinin başkana ait olduğu iddia ediliyordu; sordum açıklayamadılar... Niksar halkı kaynıyor; Ama CHP yönetiminden hala tık yok...
O ultra lüks villanın inşaatına altyapı şirketinin elemanlarını gönderdiğini; iş makineleri ve kamyonlarını gönderip çalıştırdığını, orada çalışanların bana ulaşması ile öğrendim; ve yazdım... Dedim; şirket neden müdürün villasını yapar; bu rüşvet değilse ne?
CHP il ve ilçe yönetiminden yine tık yok...
Belediye başkanı ve yardımcısının, mahkemenin inşaatını durdurduğu binanın yapılması için çabalarını; ve o çabaların sonunda her nasılsa başkan ve yardımcısının aynı binadan lüks birer daire edindiklerini öğrendim ve yazdım...
İkisi de eşlerinin üzerlerine almışlar; rastlantıya bakın ki; tapu kayıtlarına göre aynı gün aynı saatlerde almışlar..
CHP'den yine tık yok...
Bir kaç gün sonra belediyeye parke veren ve ihale alan Tokat merkezdeki bir müteahhitten Tokat merkezde de yine lüks iki daire edindiklerini ortaya çıkardım.. Ne rastlantı ki; başkan ve yine aynı yardımcısına geçmiş daireler...
Başkana seslenerek, "bunları açıklayın; açıklayamazsanız rüşvettir" dedim; CHP Tokat yönetiminden yine tık yok...
Başkan açıklama yaptı da; CHP yapamadı...
Başkan da açıklaya açıklaya; benim Niksar'da yaşamadığımı açıkladı...
CHP, başkanın bu açıklayamama haline de sustu...
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin hakkında 2018 yılında başlatılan FETÖ soruşturmasını yazdım... CHP Tokat il yönetiminden tık yok...
Ak Parti'nin bütün Tokat teşkilatları hakkımda topyekun bir linç kampanyası başlattılar... Yalan söylediğimi, iftira attığımı, ahlaksız olduğumu, FETÖ'cü olduğumu söyleyerek Tokat'taki tüm milletvekilleri, belediye başkanları, meclis üyeleri ve tabandaki insanlarla binlerce paylaşım yaptırdılar... CHP hala, "ne oluyor?" diyemiyor..
Ertesi gün ortalık sakinleşince bakıldı ki; Özlem Zengin, "takipsizlik aldım" diyerek soruşturmayı kabul etmiş.. CHP yönetiminden yine tık yok.. Hani iftiraydı diye iki kelimelik bir paylaşım dahi yapmadılar...
Bu yazdıklarım 3-5 haftalık gelişmeler...
Böyle yüzlercesine aynı şekilde sessiz kaldılar...
"CHP Tokat il yönetiminin bir gazetecinin ortaya çıkardıklarını dillendirmemesi, tepki göstermemesi; gazetecinin yazdıklarını doğru bulmadığı anlamına geliyor; Ak Parti yönetiminin burada yaptıklarında yanlış yoktur, gibi noter görevi yapmak anlamına geliyor" diye yazdığımız halde tık yok...
Zile Belediyesi'ni Ak Parti'den CHP kazandı...
Kazandı çünkü; orada Ak Parti ilçe başkanının belediyeyi haczettirecek kadar olan rant ilişkilerini çarşaf çarşaf ortaya döktüm... Asfalt ve diğer işlerde yapılan yolsuzlukları ortaya çıkardım... Belediyelerin mülklerinin müteahhitlere geçtiğini ortaya çıkardım... Müdürlerin çocuklarını belediyede işlere sokmalarını ve Daha neler neler... Ve finalinde CHP orada seçimi kazandı...
Kazandı da ne oldu? Aynı şekilde devam ediyor...
Tek yolsuzluğun üzerine gidemedi...
Orada belediye meclisinde Ak parti ile CHP dayanışması var... MHP dışlanmış ve muhalefete geçmiş durumda...
Reşadiye de hakeza; CHP'den seçilip, İyi Parti'ye geçen meclis üyesi; Ak Parti'ye geçti...
Orada da muhalefeti MHP yapıyor...
Niksar'daki belediye meclis üyesi CHP rozeti taşıdığı halde, belediyenin meşhur Ayvaz suyu tesislerini satma çabası da dahil her zaman Ak Parti yönünde el kaldırdı.. bunları da yazdık... En son Belediyenin ihaleye çıkardığı hükümet konağını, başkandan şaibeli şekilde aldıkları ortaya çıktı... CHP'den ihraç edilmesi gerekirken, istifa etmesi sağlandı... Bu satış normalse bu meclis üyesi neden istifa etti; yolsuzluktansa neden başkan ve yönetimi de istifa etmiyor sorularını yalnızca ben sordum; CHP Tokat il yönetiminde hala tık yok...
Millete, "onun bunun çocukları" diyen Ak Parti Pazar ilçe başkanını partisi dahi savunamadı; ama CHP Pazar ilçe başkanının oğlu savundu...
Allah aşkına Tokat'taki CHP teşkilatlarında neler oluyor?
Daha ilgincini söyleyeyim; CHP İl Başkanı Çağdaş Kurtgöz ile, Ak parti İl Başkan Yardımcısı ticari ortaktı... Birbirlerine güvenen, inanan iki ayrı kutuptaki siyasetçi...
Tamam aradığımız tablo bu da; ülkedeki pozisyonlar böyle değil ki..
Düşünün Siz CHP Genel Başkanı Olarak, yolsuzlukla, hırsızlıkla suçladığınız Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile, perde arkasında ticari ortakmışsınız...
Bu hayatın akışına aykırı bir durum...
Yaza yaza bitirdim o ortaklığı...
Kağıt üzerinde bir ayrılık mı; gerçek bir ayrılık mı hala emin değilim...
Ama Çağdaş beydeki bu Ak Parti noterliğinin devam etmesi haline bakınca; bana bağ kesilmemiş gibi geliyor...
Bütün bunlar normal mi Kemal bey...?
Bu meclis üyelerini ve il ve ilçe yönetimlerini kim belirliyor?
CHP Tokat İl Başkanını Ak Parti atasa Çağdaş beyden daha iyi kimi bulurdu Allah aşkına...?
Yıllardır aralıksız yaza yaza yoruldum...
CHP sessiz kaldıkça, CHP sindikçe; ben kahramanlaştım... İnsanlar bir sorunla karşılaşınca, tepki göstersinler diye CHP'ye falan değil; bana gelmeye başladılar.. Çünkü CHP tepki göstermiyor; kimseye arka çıkmıyordu...
Bu böyle olunca; ve bana güven arttıkça bilgi belge akışı hızlandı; öyle günler oldu ki; sorunlarla ilgili, yolsuzluk, haksızlıklarla ilgili bazen 3, 4 makale yazar oldum...
Tamam benim popülerliğim arttı; tanınırlığım arttı da; aynı zamanda çok da yalnızlaştım... Düşünün baskın bir iktidar gücü ve onun noteri durumuna gelmiş bir muhalefet karşınızda...
Nihayetinde bunun da bedelini ağır ödedim...
Bir gün sosyal medyadan Milletvekili Özlem Zengin'in fotoğrafının altına yaşlı bir amcanın yazdığı evlilik teklifini, ekran görüntüsü ile ve sadece, "hayat sürprizlerle dolu" diye yorumlayarak takipçilerime duyurdum...
Özlem Zengin bundan dolayı beni, "cinsel tacizde bulundu" diye şikayet etti; CHP'den tık yok...
Savcı cinsel tacizden iddianame yazdı; CHP'den hala tık yok...
En sonunda mahkeme cinsel tacizden mahkumiyet verdi; CHP'den hala tık yok..
Karar açıklanır açıklanmaz ben dahi duymadan, Akit denen paçavraya, "Yeniçağ Gazetesinin cinsel tacizci yazarı" şeklinde fotoğrafımla birlikte manşet attırıp, beni ülke genelinde linç ettiler...
Şimdi; Tokat'ta kimi yolsuzluk, hırsızlık yaparken yakalasam; gazetenin o manşetini koyuyor ve, "cinsel tacizci yine iftira atmış" diyerek; sözüm ona kendilerini savunuyorlar...
CHP yönetimi en azından, " yazar tacizci değil de; velev ki tacizci olsun... onun tacizci olması sizin hırsızlığınızı, rüşvetinizi masum kılar mı? Sen boş ver yazarın ne olduğunu, aldığın rüşvet mi değil mi onu açıkla" dahi diyemiyor...
Toplumun gözü önündeki bir gazeteciye dahi arka çıkamayanlara kim güvenecek Kemal bey...?
Bunlara kimse güvenmiyor...
Tokat'ta bu tablonun sebebi kadronun dışında, halka güven veren adaylar gösteremezseniz; alacağınız oy partinin ve şahsınıza olan teveccühün bir yansıması olarak kalacak...
Bu il ve ilçelerde yazdığım CHP'li yöneticiler ve çevresi için ise; "inşallah partilerine oy verirler" diye dua etmekten başka bir şey gelmez elden...
Perdenin önünde açıktan Ak parti ile çalışanlar; perdenin arkasında oy kullanırken nasıl davranır inanın kestiremiyorum...
Ne demiştim başta Kemal bey...
Bu memlekette iktidar sorunu yok; muhalefet sorunu var..
Hatta; iktidar haddinden fazla iktidar...
Muhalefeti olmayan bir kentte, insanların aldığı hizmetten yatırıma kadar her şeyin kalitesi düşer; işte buyrun Tokat...
Ki; burada yazamadıklarım, bir gün sizinle karşılaşırsam söyleyeceklerim de var...
Beni size "CHP düşmanı" gibi saçma sapan bir şeyle şikayet ederlerse; "Bay Kemal Neden Cumhurbaşkanı Olamaz" başlığı ile 4-5 ay önce yazdığım yazıyı buldurtup okuyun...
Çünkü binlerce CHP'li kopyalayıp paylaştı o yazıyı...
Herkes bilir ki; ben hiçbir partinin ne peşinen taraftarı ne de peşinen düşmanıyım...
Saygılarımla...
Kemal Vanlı