BAŞKAN VE DERGAHI....

Bu sabah mesaj kutularında gördüğüm mesajlardan biri, "Zile'de sular akmıyor" diyordu...
Bu mesajlardan aslında yaz boyu geldi...
Kışın gelmesi biraz garip kaçabilir; ama kaçmasın...
Çünkü Zile'de artık yer-yer iflas etmiş... kentin ihtiyaçlarını karşılayamayan; ve gittikçe aha da dkötüleşen bir alt yapı sorunu var...

Önceki başkan döneminde bir ara kent susuz kalmış, ilçe kadınları ellerinde bidonlarla belediyenin kapısına dayanmış; sıkıntı ulusal medyaya yansımıştı...
Yani sorun yeni değil... Ama yine de bu yeni başkanın, sorunun çözümünde adım atmamasını haklı göstermez...

Altyapı Zile'nin en acil çözüm bekleyen sorunu...
Ve Şükrü Sargın kentin susuz kaldığı o günleri de bilerek, aday oldu başkanlığa... Kentin tekrar susuz kalmaması için; seçilen kişinin ilk iş alt yapıya el atmasını biliyordu..

Zile, 1984'ten bu yana görülen en yoğun kar yağışını aldı... Ve kentte neredeyse tüm sistem çöktü...
Ağaçlar devrilirken elektrik tellerine zarar verdi.. elektrikler kesildi...
Elektrikle su basılan bloklara su verilemedi... Araçlarla götürülmek istendi yollar sorun... Araçlar battı derken sonuç kentte bunca yağışa rağmen susuzluk yaşanıyor...
Özellikle yüksek kotlardaki konutlarda; bir gün bir bölge, diğer gün başka bir bölge... Hatta saat-saat susuzluk yaşanıyor...
Bu elektriğin sorunsuz olduğu yaz aylarında da böyleydi...
Bazı bloklara taşıma su ile su veriliyor kentte...

İşin kötüsü belediye, konuyla ilgili vatandaşları sürekli bilgilendirmiyor...
Vatandaşlar sularının ne zaman, kaç saat kesileceğini bilemediği için ortada kalıyor...

Takip ettiğim kadarıyla Başkan Sargın bu durumla ilgili ne bir proje başlattı; ne de hazırlığı var...
Kör topal 5 yılı tamamlamayı hedefliyor gibi...
Ki; aldığım duyumlara göre, milletvekili olmak istiyor...

Ha..; başkan hiç mi bir şey yapmıyor...
Hakkını yemeyelim; yapıyor...
Mesela; göreve gelir gelmez, borç gırtlaktaki belediyenin kasasından lüks bir makam arabası aldı altına...
İlk önemli icraatı buydu...
Bunu eleştirirken; "başkan kentin geneli senin makam arabanın konfor ve lüksünde olmasa da, sorunsuz mu?" benzeri sorular yöneltmiştim...
Eğer başkan ilk icraat kendine lüks ve konforlu makam arabası alma hızında, kentin ve insanlarının da rahatı için projeler üretse, finansman yaratsa; kent bugün susuz ve elektriksiz kalmayacaktı..

Başka şeyler de yaptı...
Mesela Zile Belediyesine ait oteli restore ettirdi...
"Yahu en önemli sorunun alt yapı olduğunu söylüyor.. o sorun dururken otel restore ettirmesini başarı gösteriyorsun... Kemal Vanlı sen de ne dediğini bilmiyorsun" diyebilirsiniz...
Haklısınız...
Ama sözün sonunu da dinlerseniz başkanın bu restore ile ne kazandırdığını da anlarsınız...

Başkan kentin içinde gökdelen gibi yükselen 11 katlı otelin en üst çatı katını kendine özel yaptırdı ve kendi kullanımına ayırdı...
Zaman-zaman kendisi arkadaşları ile... Zaman-zaman da oğlu arkadaşları ile bu Zile'ye tepeden bakan muhteşem manzaralı otel katında eğleniyor, demleniyorlar...
Bu da bir hizmet, bu da bir başarı değil mi yani?

Gelelim geçtiğimiz gün yayınladığım; başkanın gece yarısı makam arabası ile Turhal'dan geldiğini gösteren esprili videoya...
Ve.. Ve; "başkanın belediyenin makam arabasına da, yakıtına da, ihtiyacı yok" benzeri, başkanın zenginliğini milletin gözüne gözüne sokan yorumlara...
Bunlar yanlış yaklaşımlar...
Bunların; Zile ve belediyesini başkanla kıyaslamak ve başkana ezdirmek gibi de bir anlamı var...

Başkanın o gece gelip durduğu yer kendi evi değil; oğlunun eviymiş...
Bunu da videoyu izleyen Zileli bir vatandaş fark etmiş yazmıştı... Araştırdım; doğru...
Araba oğlunda mıydı, oğlu ile beraber mi gitmişlerdi...?

Ben o gece konuyu esprili bir uyarı şeklinde yazıp kapatayım diyordum; ama baktım yorumların bazıları, eleştirdiğimiz iktidar trollerinin siyasetçileri tanrılaştırmaları ve her yaptıklarını kutsama gibi bir durum uluşmuş Zile'de de...

Başkan bey çoğu zaman geceleri Turhal'a gidermiş doğru...
Ama bir sorun nere gidermiş...?
Dergaha gidermiş efendim...
Şaka değil; cidden dergaha gidiyormuş...
Benim gibi münafıklar da, başkanı dergaha gidiyor diye eleştiriyormuşuz iyi mi?

Evet başkan bey geceleri dergaha gider, arkadaşları ile buluşur; muhabbet edip içerlermiş... 
"Çüş Kemal Vanlı; dergahta ne içkisi" demeyin hemen...
Dergah restoranın adıymış...

Giderken de; yine belediyenin makam arabası ve şoförünü de beraberinde götürürmüş...
Ha bu arada; şoförün harcırahını kendi cebinden karşıladığı söyleniyor, hakkını yemeyelim...

"Şimdi sen başkanın içki içmeye gitmesini mi eleştiriyorsun?" diye sorabilirsiniz...
Asla...
Başkan Lütfi Vidinel olsa ve Turhal'a içki değil, zemzem içmeye gitse yine eleştirirdim...
Hatta zemzem içmeye gitmesini daha fazla eleştirirdim...
"Sen neden bireysel ibadetini, belediyenin makam arabasıyla, milletin sırtından yapıyorsun?" şeklinde, okkalı da bir soru sorardım...
Hacca gitse yine eleştirirdim...

Çünkü sorun; başkanın içki veya zemzem içmesi değil... Bunu makam arabası ve belediyenim şoförü ile yapması...
Bundan daha önemlisi ise; ilçede susuzluk gibi büyük sorunlar varken, başkanın altına makam arabası çekmesi, otelin roof katını kendisine özel döşetmesi.. şehrin dışında da olsa içki keyfini ihmal etmemesi..

Ezcümle; Başkanın kendisiyle ilgili her lüks ve konfor yoluna konulurken; yönettiği kentin alt yapısının çökmesi aynı karede bir bana sırıtıyor olamaz...
Lütfen fotoğrafa, daha geniş açıdan bakalım...

Ha bu arada bana, "başkan bir şey içecekse; sence içki mi içmeli, zemzem mi?" diye sorarsanız; ben, "içki içmeli" diye cevap veririm...
Çünkü; kentin bir bölümü susuzluktan kan ağlarken, başkanın lüksünün ve konforunun yerinde olması zemzem içerek içe sindirilecek dert değil...
Başkan kadehle değil, testi ile içse içkiyi yine de eleştirmem...
Hatta, "yarasın" derim...

Evet, "Yarasın" derim..; lakin, "şerefe" desem pek mantıklı olmaz..
Öyle ya; milletin içmeye su bulamadığı yerde; şarap küpüne düşmüş gibi kana kana içmek, sorunu unutmak açısında faydalı olsa da; şerefe denilecek kadar da övünülecek bir şey değil; o sebeple demem...

Sadede gelecek olursak; Tokat Valiliği, DSİ ve Zile Belediyesi kentin su sorununu çözmek için acilen kriz masası oluşturmalı...
Belediye Başkanlığına seçileli 3 yıl olan Şükrü beyin bu sorunu çözebileceği yönünde ışık yok ve sorun gittikçe daha da derinleşiyor...
Valilik el atmazsa sorun daha da içinden çıkılmaz hale gelebilir...