Niksar Belediye Başkanı Özdilek Özcan'ın bayram değil seyran değil, 8 kişiyi de yanına alıp, Fransa'ya gitmesini sorgulamıştık...
Ardından Başkan ve 8 fedaisi giymişler kaskları fotoğraf çektirmiş ve Niksar'ın hangi ulvi çıkarları için Fransızlara karşı mücadele ettiklerini anlatan hikaye tadında bir haber yaptırmışlardı...
Ama daha önce Azerbaycan'a neden gittiklerini...
Ondan önce defalarca Türkmenistan ve Kazakistan'a neden gittiklerini ve bunu belediyenin kasasından yapıp yapmadıklarını açıklayamamışlardı...
Dün alelacele de olsa; bununla ilgili dolaylı bir açıklama çalışması yapmışlar gibi geldi bana...
Başkan ve ekibinin tüm bu dış seyahatlerini makul gösterecek; bir sempozyum düzenliyorlarmış Niksar'da...
Adı da öyle böyle değil; ULUSLARARASI TÜRK TARİHİ ve NİKSAR SEMPOZYUMU...
Bu sempozyum sizi, başkan ve ekibinin neden sürekli Azerbaycan'a, Türkmenistan'a ve Kazakistan'a gittikleri konusunda ikna etmiştir sanırım...
Hala ikna olmayacaklar için de; bütün o Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan'ı da içine alan bir haritayı sempozyumun tanıtım afişi yapmışlar...
Buna da ikna olmayın da göreyim...
Gördünüz mü hikayedeki örgüyü...
Bir üstüne, "biz bu ülkelere gidiyoruz; ama bir sorun neden gidiyoruz? Türk tarihini araştırmak için gidiyoruz" yazdırmamışlar...
Eh o kadarcığı da siz anlayın artık...
Başkan ve ekibinin, sık sık Türki cumhuriyetlere gitmesinin de, Türk tarihi gibi böyle ulvi sebepleri varmış işte...
Hikaye her zaman göründüğü gibi olmayabiliyor...
Zaten bu ilişkileri kursun diye sanırım, "ANADOLU TÜRK HALK MASALLARI" diye 10 ciltlik kitabı olan bir de masalcı profesör bulmuşlar...
Artık bu profesör, Kazakistan ile Niksar'ı bir çırpıda bir hikaye ile ilişkilendirir diye düşünüyorum...
Çok şükür başkan ve ekibinin yurtdışı seyahatleri ile ilgili şaibeleri de bu sempozyumun algı yıkama etkisi ile temizleyeceğiz inşallah...
Peki bu algı yıkama, yerine yeni algı oluşturma operasyonunun Niksar belediyesine, yani; halkına maliyeti ne olacak?
Orasını bilemem; onu da tatillerini dahi seminer faturası ile belediyeye ödettiği iddiasına hala cevap veremeyen... Buna cevap vermek yerine; bu bilgileri siz aktarıyorsunuz Kemal Vanlı'ya diye muhasebedeki personeli zabıtaya süren başkan açıklasın...
Ama yine de algının bir tarafı açıkta kalmış sanki...
Sempozyumu anladık da...
3 profesör ve 3 öğretim üyesine ödemeler yapılıp Niksar'a getirilmesini anladık da...
Niksar'da Türk tarihiyle ilgili sempozyumu da anladık da...
İyi de bu sempozyum için başkan ve ekibinin defalarca Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan'a gitmesinin alakası ne...?
Başkan ve ekibi oralara gitmeden bu 3 profesör ve 3 öğretim üyesi bu sempozyumu yapamıyor muydu acaba?
Ve tabi; neden tam da Kemal Vanlı tüm bu Niksar ile alakası olmayan seyahatleri ortaya çıkardıktan kısa bir süre sonra?
Bakalım bu 3 profesör, tüm bunlara mantıklı cevaplar bulabilecek; algıları yıkayıp, ters algı oluşturabilecekler mi?
Belediye gırtlağına kadar borca batmış...
Belediye battıkça başkanı ve diğer yöneticileri ters simetri ile zenginleşmiş...
Belediyenin malları mülkleri yangından mal kaçırılır gibi elden çıkarılırken; yöneticileri mülk zengini olmuş...
Bütün bunlar ortadayken belediye yönetimi tarih sempozyumu düzenliyor...
Kafalarda Türk tarihi ile ilgili sorulara cevap bulacaklar bu sempozyumla
İyi de Niksar halkının şu an cevabını aradığı sorular Türk tarihi mi?
Belediyeye mi kaldı sonra Türk tarihi ile ilgili sorulara cevap aramak..?
Hayır her işi çözdü; her soruya cevap verdiler de; tarih mi kaldı?
Bu soruları cevap verilmese dahi sormak; Niksar'da neler olduğuna yönelik fikir veriyor insana değil mi...?