ALİM İLE ZALİM...

Öncelikle söyleyeyim ne Sünni bir mezheptenim ne Alevi...
İktidarın fetvacısı ilahiyatçı Hayrettin Karaman, “Alevi genç ile sünni bir kız evlenemez” fetvası vermiş...

Kurtuluş zamanı döneminde, işgal altındaki toprakları, kurtarmak için harekete geçenlere de ölüm fetvası vermişti bu fetvacı takımı...
Bağımsızlık savaşını değil İngiliz mandasını istiyorlardı...
İngiliz uçaklarından cephede savaşan askerlerimizin üzerine, din adına yazdıkları, o haince fetvalarını attılar...
Milli mücadele saflarında savaşan bir çok asker, işgalci Yunan'a ve diğerlerine karşı savaşmayı Allah'a karşı savaşmak olarak gösteren bu fetvaların etkisi ile firar edip cepheden kaçtılar...

Özellikle Anadolu köylerinde yapılan bu haince propaganda ile, dindar köylülerin bir çoğunu milli mücadeleden soğuttular... 

Ben şahsıma yönelik bazı denklemler kurayım;
Bazı saraylarda, bazı sultanların ikram edeceği zem-zem'i içme veya; alnının teriyle kazanan birinin ikramı şarabı içme noktasında bir tercihe zorlansam; şarabı tercih ederim...
Allah'ın da bu tercihimden memnun olacağına zerre şüphe etmem üstelik...

Domuz eti yemedim, yemeyi de düşünmüyorum ama..;
Zulüm ederek, yetim hakkı yiyerek devletten çalan bir dindarın ikram ettiği kuzu etine, başka dinden birinin helal kazancı ile aldığı domuz etini tercih ederim...
Slogan değil; böyle bir ikilemde tereddüt etmeden yapacağım tercihi dile getiriyorum...

Dinde kul hakkı yemek mi ağır bir günahtır, domuz eti mi?
Tabi ki; kul hakkı... 
Ama bakıyoruz; çoğu dindar olan insanlar resmen döke saça kul hakkı yiyenleri baş tacı ediyor...
Çünkü; öğreti domuz eti üzerine kurulmuştur...
Çünkü; tarikatlerden siyasete, din maalesef menfaatçilerin tahakkümü altındadır...
Özellikle devlet malı üzerinden kul hakkı yemek, menfaatçiliğin nirvanasıdır...

"Adaletsizlik, yani; adaleti yok etmek mi büyük günahtır, şarap içmek mi? sorusunun cevabı; "tabi ki adaleti yok etmek" şeklindedir...
Ama gelin görün ki; ülkemiz başta tüm Müslüman coğrfyalarda adaleti yok edenler, adaletsiz olanlar baş tacıdır...
Oysa adaleti yok etmek; net zulümdür... 
Kitlesel günah, kitlesel zulüm...

Ama bizler kolay olanı seçeriz...
Din kisvesi giyene oy vererek; cennete gideceğimizi zannederiz...
Tarikatçilere bağış yaparak; Allah'ın memnun etmeye...
Fetvacıdan hazır alarak... dindar olmaya çalışırız..
Düşünme, akletme zahmetine girmeden...

Bir siyasetçi adaleti yok etmişse; zalimlik yapıyordurr. Bunun aması, fakatı olmaz...
Zulüm eşittir adaletsizlik...
Zulüm adaletin yok edildiği yerde yaşayabilir ancak...

Başına takke takıyormuş eline kutsal kitap alıp sallıyormuş, alnı secdeye değiyormuş fark etmez...
Biri adaleti yok etmişse; tereddütsüz zalimdir...
Tereddütsüz; Allah'ın en çok men ettiklerinden birini yapmış rezil ve alçak bir mahlukattır...
Adaletsizlik hiç bir şeye benzemez...
Adaletsizliğin olduğu yerde; mertlik, vicdan ve merhamet barınamaz... 
Allah düşmanı arayacaksanız, her zaman adaleti yok eden güruha doğru bakmalısınız...

Hayrettin Karaman denen zat da o hesap...
Var mı devlet malı çalan, din adına kafa tutayım...
Var mı adaleti yok eden, Allah adına iki kelam edip yakasına yapışayım... Daha düzelmezse, "bu adam İslam'a göre net zalimdir" diyeyim derdinde değil ki...
O da menfaatine uygun fetva veriyor...
Sünni Alevi ile evlenemez diyerek; aynı dine mensup insanların arasına tefrika sokuyor... Bu tefrika ile de fesat ve fitne ateşini körüklüyor...
Ne yapsın; onun da geçimi ondan...

Bir anne baba, kızlarına talip olan iki delikanlıda, "hangisi Alevi mi, hangisi Sünni? sorusunun cevabını ararsa mı sağlıklı olur.. Yoksa;  "Hangisi adil, hangisi zalim...
Hangisi haram, helal gözetiyor, hangisi fırsatını bulursa çalar...
Hangisi menfaati için devleti ve milletine hainlik edebilir, hangisi bazı zor karar anlarında, ailesi için, vatanı için canını feda edebilir" gibi soruların cevabını ararsa mı?...

Fetva vermek gibi olmasın ama... Hayrettin Karaman gibilerin din alimi kesildiği yerde, söylediğim ne anlaşılırsa, neye mal olursa olsun konuşmak zorunda hissediyorum kendimi...
Alim ile zalim arasında bir harflik bir fark var...