Türkiye'nin en zengin, en mütevazı işadamı: MURAT ÜLKER
Reklam
Hüseyin Gökçe

Hüseyin Gökçe

SIRASI GELDİKÇE

Türkiye'nin en zengin, en mütevazı işadamı: MURAT ÜLKER

02 Temmuz 2020 - 10:56

HER PERŞEMBE Bir Yaşayan PORTRE/ 10
Türkiye'nin en zengin, en mütevazı işadamı: MURAT ÜLKER
Ülker’i “Dünya şirketi” yapan, hem “Usta-Çırak” geleneğinin hem iyi eğitimin müşterek ve muhteşem örneği… Mükemmel ve rehber işadamı Sabri Ülker’in dibine düşen en güzel meyvesi…
Unların, şekerlerin, makinelerin, bisküvi kokulu duvarların arasında doğdu, fabrikanın gölgesinde, makinelerin tıkırdayan ninnisiyle büyüdü…
Gündüz okula gitti, akşam babasından iş hikayelerini dinledi. Vakti geldi, o da fabrikada çalışmaya başladı.Babası, onu işlerin en aşağısından başlattı. Merdivenleri ağır ağır çıksın, başarıları hazmetsin diye… Hak etmeden, kolayca başarılara konmasın diye…
Döneminde ülkenin en iyi üniversitesi Boğaziçi’nde okuttu.
Yeni lisanlar için yurtdışına yolladı, ustaların yanına çırak verdi…
Böylece birkaç noktadan eğitim alan, birkaç tezgâhtan geçen küçük Murat, bir gün geldi Ülker İmparatorluğu’nun kralı Murat Ülker oldu.
İşin aslına bakılırsa, baba mesleğinde ilerlemeyi istemiyordu Murat, “Hamallık bu iş!” diyordu.
Babası saygı duydu oğlunun düşüncesine, imkan sağladı. Bir adaşıyla iddialı bir petro-kimya şirketi kurdu genç Murat.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, battı.Babasının işine dört değil, sekiz elle sarıldı bu defa.
Çok iyi yetişmiş, başarılı, işi bilen bir kral… Bir o kadar da mütevazi.
Eve gelirken durup fırından ekmeğini kendi alıyor hâlâ. Koyu Fenerbahçe taraftarı…
1995 yılına kadar çömez, çırak, usta, şef, müdür, genel müdür tezgâhlarında iyice dokunan Murat Ülker kumaşı, sonunda o denli iyi işlenmişti ki, o kumaştan yapılma kıyafetlere bürününce Ülker, Dünya Markası hakkını elde etti.
Sabri Ülker, çok büyük bir şirket kurmuştu ama Kapıkule’den öteye pek geçemiyordu büyüklüğü. Dünyaya açılmakta zorlanıyordu o güzelim Ülker ürünleri.
Eksiklikleri zamanında gören Murat Ülker, yetki alınca Ülker’i dünyaya taşıdı.
1995’den sonra bütün kontrolleri ele geçirince de Sabri Ülker’in o ünlü kurallarının bir bölümünü rafa, Ülker Grubu’nu da şaha kaldırdı.
Olabildiğince zaaflarından sıyrılmış biridir Murat Ülker. Masum birkaç zaafını ise büyük bir başarıyla kamufle etmeyi bilir. Otomobillere merakı, avcılık gibi… Ne de olsa gençlik yıllarında her Türk evinde yaşanan baskılar vardı üzerinde, az çok. Onun rövanşı belki de bunlar ve Murat bey gibiler için kusur sayılmaz!
Yazı hayatımın ilk ekstrasını ve iyi paralarından birini Murat Ülker’in elinden aldım.
O sıralarda Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyordu ben de Tercüman Gazetesi’nde çalışıyordum.
Yıl 1979… Onun isteğiyle özel bir yazı hazırlamıştım Murat Ülker’in şahsına. On sayfalık çalışmayı yaptım ve kendisine teslim ettim. O da bana içinde para olduğu anlaşılan bir zarf uzattı.
Almak istemedim ama parayı kabul etmezsem kendisinin de çalışmayı geri vereceğini söyledi.
Böylece hem Murat Ülker’le birazcık yakınlık kurdum hem de o günün değeriyle yarım maaş tutarında ekstra gelir sağladım.
Yıllar sonra bu ilk telif hikâyemi kendisine hatırlattığım ve bir kere daha teşekkür ettiğimde beni çok sevindiren şu karşılığı verdi:
“Benim de verdiğim ilk telif ücreti oydu. Fikir emeğine para vermeye başlayınca birkaç düşünce vakfı ve yayınevi kurdum."
Daha sonra aramızda şöyle hoş bir diyalog geçti:
“İşler güçler nasıl?”
“Aldığım fazla kiloları saymazsak fena değil, şükür… Ama bu kiloların sebebi biraz da sizsiniz.”
“Nasıl yani?”
“Piyasaya sürüyorsunuz güzel çikolataları, bisküvileri.”
“Şişmanlatmayan ürünlerimiz de var bizim. Mesela Special K”.
“Siz, onunla mı 19 kilo verdiniz?”
“Sırf onunla değil elbet ama katkısı çok.”

İşi sağlama almayı seven, şansa hiç şans tanımayan, Sabri Ülker gibi bir ustanın elinde yetiştiğini her an belli eden, dünyayı doğru okumuş, yetki vermeyi bilen, stratejiden ve adamdan anlayan biri olarak tanıdım onu.
O, sadece Ülker için değil, Türkiye için de büyük kazançtır. Çok değerli bir babanın çizgisini olağanüstü zenginleştirerek devam ettiriyor çünkü.
Yarım çuval unla başlayan yolculuğun şimdiki ara durağı Türkiye ve dünya büyüğü devasa bir grup ve markalar… Geleneksellikle evrenselliğin mutlu izdivacından dünyaya gelen altın çocuklar büyümeye devam edecek besbelli.
Babasından devraldığı kutlu bayrak ve bayrakları yüce burçlarda tutmaya devam ediyor Murat Ülker… İnşallah değişik bahanelerle keyfini kaçırmayız bu güzide ailenin, Murat Ülker’in. Çünkü onun yaşadığı sıkıntılar Türkiye'nin dışa vuran ciddi sorunlarıdır.
(02.07.2020)
> HÜSEYİN GÖKÇE
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, sakal ve takım elbise

Bu yazı 2045 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar