MUSTAFA RAHMİ KOÇ'la baş başa…
Reklam
Hüseyin Gökçe

Hüseyin Gökçe

SIRASI GELDİKÇE

MUSTAFA RAHMİ KOÇ'la baş başa…

06 Ağustos 2020 - 20:10

HER PERŞEMBE Bir Yaşayan PORTRE/ 15
MUSTAFA RAHMİ KOÇ’la baş başa…
Sadece Türkiye’nin en zengin ailesinin en tepedeki temsilcisi değil, Türkiye’ye bir çok anlamda “Koç”luk yapmış bir  gücün lideri. Mustafa Rahmi Koç...  
Neredeyse 60 yıldır Türkiye teknik direktörlerinden… Görünen kadar görünmeyen dağların zirvesi... İstanbullu bilinen “Saygın Kalender”  tipinden ziyade Ankaralı “Sayın Aristokrat” sınıfına yakın... Zaten Ankara doğumlu. Babası Vehbi Koç’un (Ankara, 1901 - Antalya, 1996) TBMM memurluğundan ayrılarak bakkallıkta yükseldiği yıllarda dünyaya gelmiş.
Olağanüstü titiz, düzenli ve müdebbir…

Karalarda olduğu kadar derin denizlerde de muvaffak biri…

1930 doğumlu olmasına rağmen zindelik belirtileri akıyor üzerinden. Bakımlı ve hoş adam... 

Kadınlarla arasını iyi tutmayı, hemcinsleriyle geçinmeyi mükemmel biliyor. Tek tökezlemeden güzel dersler çıkarmış.
Başarılarının getirdiği tepeden bakış, üstten alma yok mu? Galiba var biraz. 
O kadar da olmasın mı? 
Olsun mu?

Centilmenlikte İngiliz geleneğinin kadim temsilcilerinden ve İstanbul Efendisi kıvamında... 

Her zaman mı böyle? Orasını bilemem... Her zaman yanında bulunma şansım olmadı. Kibarlığı nerelere uzanır onu da bilemem... Tabii demokratlığını da...

O kadar varlık sahibi olmasına rağmen ayrıca isim zenginliğine ihtiyaç duymuş olmalı ki oğullarının adı Mustafa, Ömer, Ali… Vehbi Koç’un tam adı da Ahmet Vehbi Koç. Ailenin gelenekçi yanı belki de bu dini isimler. 

Koç Grubunun şu andaki başkanı Ömer Mehmet Koç’un (D. 1962) mükemmel Osmanlıca yazıp okuduğunu herkes biliyor. TBMM’de bile aynı ayarda Osmanlıca bilen ya iki kişi ya da üç kişi vardır.

Rahmi Koç bir imparator...

Hem de adına afiş yapılanların aksine gerçek bir imparator. Belki tek sivil imparatoru Türkiye’nin. 

Türkiye Gezginler Kulübü’nde konuşma yapması için teklif götürdüğümüzde ilk cevabı: “Ramazan yaklaşıyor, ağız tadı ile iftar yapmak için akşam toplantılarından kaçıyorum. Sonra belki...” 

Israrlı takip ve Rahmi Koç, Türkiye Gezginler Kulübü’nün o ayki şeref konuğu, flaş konuşmacısı... 

Yanında koruması, şoförü ve bir de cici bir bayan asistan... Veya asistan görünümünde ama çok daha önemli biri.
Göğsünde arma bulunan lacivert şık bir ceket, pempemsi bir pantolon,  pötikare mavi bir gömlek, koyu kırmızı bir fular ve tabii her zamanki kırmızı karanfili.

İlginç detaylarla örülü akıcı bir konuşma, önemli bir ağızdan dünya gezi notları... İki yıl süren deniz yolculuğunda ne kadar domates yenildiğinin dokümüne kadar  ince anılar... “Hatıra olsun diye bir tişörte 30 dolar veremem” türünden, gülümseten sözler, akıllı işi gözlemler.

Konuşmasını tamamlayıp yerine oturunca yanındaki asistan bayan, “Dünya turuyla ilgili bir anı da ben anlatsam olur mu?” diye kulağına eğildi Rahmi beyin. Rahmi bey, hanıma öyle ters baktı ki… 

Bayan da ben de sus pus olduk. 

Bazılarının eleştirisi doğru galiba, Türk erkeğinin genetik karakteri sanıldığı kadar değişime uğramıyor.

İLGİNÇ BİR ANI…
Karşılama, gezi anıları da dahil iki saatlik beraberlikten sonra Rahmi beyi, uğurlamak için dış kapıdayız. 

Bir hanım yaklaştı. Şık, alımlı ve güzel... 
“Rahmi bey sizinle telefonda konuşmuştuk, sponsorluk konusu...”

“Hatırladım, bir yere gidiyorum arabanla beni takip et, orada görüşelim.”

Tam o sırada hanımın lüks BMV’sine ilişiyor gözü: “Bu güzel otomobil senin mi?”
“Evet, efendim.”
“Ne lüks araba... Böyle bir BMV ile  sponsorluk iste-
meye mi çıkılır? Ben olsam Şahin’le gelirdim.”

Bunu dedikten sonra, oldukça lüks cipinin ön kısmına, şoförün yanına kuruldu ve hızla gitti, Türkiye’nin 80 yıllık Koç’u.

Hep yaptığı gibi…Yani,  hep şoförün yanında oturarak… Yani direksiyona en yakın yerde…

Rahmi beyin oğlu Mustafa Koç’un 2016 yılında, 56 yaşında ölümüne çok üzülmüştüm. Divan Otel’deki taziyeye gittim.
Yağmurlu ve soğuk bir gündü.

Taziye kuyruğu 150 metre uzamış, radyoevine dayanmıştı. 
Mükemmel bir organizasyon vardı. Kaldırımları bile seyyar Aygaz sobalarıyla ısıtmışlar, yağmur gelmesin diye tente çekmişlerdi. 

Her gelene otelin alt katında yemek ikram ediliyordu. 

En önemlisi, taziye için on kişiye yakın tüm aile orada ve ayakta hazırdı. 80’i devirmiş Rahmi bey bile. Herkesle tek tek selamlaşıyor, el sıkışıyordu. Gördüklerimden etkilendim ve Facebook sayfamda bir yazı paylaştım. Yazım çok beğenildi, 19.521 tık aldı. Ben de başkaları da şaşırdık. Yazı güzel ve duygu yüklü olabilirdi ama asıl mesele Koç Ailesi’ne duyulan saygı ve ilgiydi kuşkusuz.
(06.08.2020)
> HÜSEYİN GÖKÇE

Bu yazı 8329 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar