VERESİYE ET SATAN KASAP VE GENÇİN HİKAYESİ.
Cenabı hak Kur’an-ı Kerim
Ankebut suresinin 56’. Ayetinde biz kullarına şöyle buyurmaktadır:
Bismillahirrahmanirrahim
يَا عِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّ اَرْض۪ي وَاسِعَةٌ فَاِيَّايَ فَاعْبُدُونِ
Ey İman eden kullarım: Yeryüzüm geniştir. Öyleyse yalnız Bana kulluk edin.
Kula kulluk değil, bütün yapılan amellerde yalnız ve sadece Allah’ın rızasını kazanacak bir şekilde uğraşı içinde olunmalı, yoksa hayatın insana öğreteceği acı ve tatlı tecrübeleriyle karşılaşmak zorunda kalır
Bunu bir hikayeyle taşlandırmak istiyorum
Bir zamanlar veresiye et satan kasab hesap tutmak için bir genci işe alır ve ona:
“–Falana şu kadar, filâna bu kadar et verilmiştir.” diye yazdırırdı.
Günün birinde bir kuş gelerek bir parça et kaptı. Kasap, hemen kâtibe;
“–Kuşa da yüz dirhem et, diye unutmadan yaz!” dedi.
!!! Aynı kuş başka bir gün yine âdeti vechile et aşırmak için gelmişti.
Kasap ona tuzak kurdu ve onu yakaladı.
Hemen oracıkta kuşun başını keserek diğerlerine ibret olsun diye yüksekçe bir yere astı.
!!!..Bu sefer kâtip kasaba dönerek,
—-Senin alacağını evvelce kuşun hesâbına yazmıştım,
Şimdi iş değişti kuşun hakkını senin hesâbına kaç kuruş olarak yazayım?” dedi.
!!!Kasap bir feryat kopardı ve:
“–Etin hesâbı kolaydır, kolay olmasına fakat
Benden kesilen başın hesâbını isterlerse ne yaparım?” diye ağlamaya başladı.
Evet kardeşlerim: Bu dünya herkes yetecek kadar geniş ve büyüktür.
Kavgaya, gürültüye,adaletsizliğe, Yolsuzluğa meyletmeden, insan kanı dökmeden yaşamak lazım
Geçmiş geçmişte bunun örneğini çok acı bir şekilde habil ve kabil olayında görmekteyiz.
Hz Ademin çocukları çiftçilik yaparak geçimlerini sağlamakta idi,
Kabil, mahsulünü Tanrı'ya adak adamış,Anlatılara göre, Tanrı Kabil'in adağından hoşnut olmadı ve Habil'in adağını tercih etti. Kabil kıskançlık yaparak Habil'i öldürdü. Kabil, kardeşini katlettiği için Tanrı tarafından lanetlendi ve cezalandırıldı
Yani bu durumda yeryüzünde ilk kavga eden, kavga başlatan kan döken peygamber çocukları Habil ve kabil kardeşler olmuş oldular.
Bu dünya da her şeyin Allahın hazinesinde ve takdirinde olan bir dünyada yaşıyoruz.
Kimine az, kimine çok verir, kimse nasibininden öte geçemez vede onu da yiyemez zaten.
Cenab-ı Hak Kur’an‘da bizlere şöyle buyurmaktadır:”Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutmaz. Herkesin yaptığı iyilik kendi yararına, işlediği günahlar da kendi zararınadır. O mü’minler, niyazlarına şöyle devam etiler: “Rabbimiz! Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Kaldıramayacağımız şeyleri de bize yükleme! Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın. Kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!”(Bakara 286,)
Allah’ım ahir ve akıbetlerimizi hayr eylesin.
Arife ve bayramınızı günlerimizi mübarek eylesin.
Hepiniz Allaha emanet olun
Araştırmacı ve ilahiyat cihazları Hüseyin DENİZ
YORUMLAR