BİR MÜSLÜMAN MÜCADELECİ VE ETKİN OLMALIDIR
Müslüman gittiği yerin şeklini alan değil,orada sahip olduğu engin bilgi ve tecrübeleri ortaya koyarak
hakimiyet elde etmeli ve oradan ayrılması halinde gönüllere güzel hasletler bırakarak ayrılan kişidir.
Bir müslüman, konumu ve mesleği gereği bulunduğu yeri ve ortamı aydınlatan ve şekil veren kişidir.
Müslüman bir kişi bulundukları yere etki edemiyor ve bulundukları yerin şeklini alıyorlarsa, yapmaları gereken tek şey, derhal aynaya bakmalı ve kendisinde ilim, bilim noktasında bir takım eksikliklerinin olduğunun farkına varmalıdır.
O kişinin almış olduğu eğitimin ne kendine nede bir başkasına faydası olmayacağını kendilerini bu konuda sorgulamak olmalıdır.
Atalarımızın bu konuda güzel bir sözleri vardır; Cahil doktor insanı candan, Cahil hoca, din adamı insanı imanından eder diye!
Kişi edinmiş olduğu kendine has bilgi tecrübelerini başkalarıyla paylaşmayı kendine vazife edinmeli, bunları anlatırken hiç kimsede korkmadan, yapmalı ve saadece Allah’tan korkan ve ona olmamalı kula teslim olanlardan olmamalıdır.
Bir müslümanın yapması gereken islam dininde de farz olan tebliğ görevini yapmalı ve bu konuda bütün gücüyle savaşır fikir ve düşünceletini yaymaya çalışır.
Buna en büyük örnek Hazreti Muhammed (s.a.v)dir
Yüce İslam dinini putperestlere, müşriklere hiç yılmadan anlatmış ve sonuçta galip gelmiştir.
Aynı zamanda bir müslüman uyanık olmanın yanında ilişkiler ve kişiler arasında bu işin siyasi boyutunuda kullanmalıdır
Böyle her altın tepsiyle sunulan suyunda içmemelidir.Dostunu düşmanını iyi tanıması gerekir.Ne güzel zihinlere işlemiş Atasözümüzden örnek vermek istiyorum! Su bulunduğu kabin hacmi kadar etki ve tesiri olur. eğer kişi donanımlıysa etkisini ve tepkisini ortaya koyarsa bulunduğu ortamda artısı olur, bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın sözü asla bir Müslümana yakışmaz ve de kendine yakıştırmamalıdır, Müslüman uyanık olmalıdır.Su uyur düşman uyumaz diye boşunadır demiş atalarımız.
Peygam sav efendimizin bu konuda çok can akıcı ve Müslümanları uyarıcı bir hadisleri şöyledir;”Bir müslüman bir delikten iki defa sokulmaz vede sokulmaması gerekir. Kişinin mevki makam ne olursa olsun
Ülkesine,milletine, Müslüman kardeşlerine düşmanlarından gelecek her türlü tehlikeyi gözardı etmemesi tetbir alması uyanık olması gerekir, Aynı zamandaalmakta zorundadır.
İşte bununla bahis yaşanmış bir kıssadan bahsatmek istiyorum
Yavuz sultan selim hazrelerinin Hiristiyan bir kölesi vatmış
Hizmette hiç kusur etmemezmiş
Yavuz sultan selim hazreleri bu Yahudiyi huzuruna çağırmış sana sana zarar verneyecegim parada vereceğim bu bir patişah sözüdür der.
Benim peygamberin eğer size bir yahudi veya Hiristiyan hizmet ederse fırsat buldukları an size ihanet ederler der
Senden hiçbir hainlik bir kötülük görmedim amcak yaptığın bir kötülük,bir ihanet varmıdır diye sorar.
Efendim der bu zamana kadar sizlere hizmet ettim ancak sizlere getirmiş olduğum abdest suyuna hep kirlettimde
getirdim der
Yavuz sultan selim hazreleri vallahi bu zamana kadar senin getirdigin apdest suyu ile abdest almadım der
Peki bunu cevabını bulabildinizmi?
Çok basittir Allah'ın Kur'anında ve peygamberin sünnetine bağlı kalmak yaşamak hayata tatbik etmekle geçer.
Bunun en güzel örneğini Allah Rasûlüne makam,mevki, şöhret adına teklifine karşı cevabına bir bakalım.
Mekkenin ileri gelen müşrikleri Ebu Talib'i, bu davadan vazgeçmisi içi yeğeni Hz.Muhammed'e gönderdiler.
Ebu Talip müşriklerin tekliflerini yeğenine söyledi.
Seni, Mekkenin lideri yapacaklar.
Mekkenin en zengini yapacaklar dedi.
Hz Muhammed ;
-Amca ; "Güneşi sağ elime,Ayı sol elime verseler vallahi ben bu davamdan vazgeçmem". "Kuşkusuz Allah katında din islamdır".( Ali imran 19)
Diyerek davası adına mücadelesi, duruşu, güvenirliği ile İslâmî haykırmak la kalmayıp bütün yer yüzüne duyurmuştur.
Bu konuyla alakalı Allah Rasûlünün yasadığı hayattan örnek verirsek peygamber sav efendimiz ashabı ve arkadaşları bir sohbet esnasında iken daha önce onu hiç görmemiş tanıyamamış biri içeri girer sebebi dürüst,samimi örnek ahlâk sahibi Muhammed'i tanımaktadır gayesi içeri girer şöyle bir bakar bir şey farkedemez makam mevki üstünlük yok içinizde hanginiz Muhammed'tir der.
Şu sâdelige bakarmısınız müslümanlar!
Koskoca Hz Muhammed sav efendimiz herkesle aynı safta ve seviyededir.
Eğer isteseydi o peygamber daha öncesinde kendilerine vaat edilen dünya vaatlerini bir tarafa bırakarak, Dünyanın yaratıkanların en çok ihtiyaç duydukları ışığın güneşin Vel hasıl dünyanın en zengini olurdu Ama peki Allah Rasülü ne yaptı Bir elime ayı,bir elimede güneşi verseniz davam olan islamdan asla vazgeçmem buyurdular.
O’nun davası Kur'an-ın emrini, İslâm’ı her yere yayılması fikrine sahipti bu yolunu seçti Üç günlük dünya çokları ve menfaati değildi.
Hepimizin bir misafir olarak İçinde yaşadığımız dünya’da olması gereken en büyük hizmet, Kuran’a ve islâma ve insanlığa hizmettir. İnsanlığı karanlıktan aydınlığa şirkten, isyandan, ahlaksızlık buhranından kurtarıp,iman’a Allah Resulü‘nün yaptığı gibi,onun ümmetleri olaraktan insanlığa var gücümüzle tebliğ yaparak yalnız ve sadece doğruları anlatarak davet yapmak,haksızlığa karşı durmak durmak suretiyle hakkı adaleti haykırmaktır.
Umarım:Her bir Müslümanın bu uğurda azimle,yürekten,çalışmayı
nasip eylesin.
Sözlerimi Hz .Ali’ efendimizin şu güzel sözleriyle son vermek istiyorum: İnsanlara faydası dokunmayanı ölülerden say gitsin.
Araştırmacı ve İlahiyatçı Yazar Hüseyin Deniz
YORUMLAR