MEKKE'NİN FETHİ
Müslümanlar tarafından her yıl Mekke'nin fethi 31 Aralık-1 Ocak tarihleri ile beraber yoğun ilgi karşılanıp kutlanmaktadır
2025 yılı itibarıyla Mekke'nin fethinin üzerinden 1395 yıl geçmiştir.
Bu olay; Mekke'nin fethi 11 Ocak 630 tarihinde Müslümanların, Kureyşliler'in elindeki Mekke'yi fethetmesi ile oldu
Mekke’nin fethi tarih olarak 11 Ocak 630’da gerçekleşmiştir.
Her ne kadar bazıları yılbaşı ile Özdeşleştir de gerçek tarih 11 Ocaktır.
Allah resulünün tek arzusu bu Mekke’nin fetihin kesinlikle kan dökülmeden olmasını istiyordu. Mekkeli müşrikler ise peygamberimize bağlanmak bir yana, kendisine tebliğ edilen İslam
dinini bile kabul etmek istemediler. Bunun altında tamamen dünyevi bir istek “para kazanma hırsı” yatmaktaydı. Mekkeli müşrikler kendi put düzenlerini kurmuşlar ve kendi dinlerini insanlara satarak para kazanıyorlardı. Peygamber efendimiz ise bunun İslam’da yeri olmadığını ve insanların putlara tapmaması gerektiğini tebliğ edince Mekkeli müşriklerle arası bozulmuş ve müşriklerin çeşitli girişimlerine rağmen sözünden dönmemiştir. Müşrikler Peygamber efendimize para vaat etmişlerse de, efendimiz “Güneşi sağ elime ayı da sol elime verseniz vallahi ben davamdan vazgeçmem.” demiştir. Peygamber efendimizi sözünden döndüremeyeceğini anlayan müşrikler, efendimize zulüm yapmış ve Mekke’den uzaklaşmasını sağlamışlardır.
Mekke’nin fethi İslam tarihinin en büyük fetihlerindendir. Kâbe’yi putlardan temizlemek, o bölgedeki müşriklerin hâkimiyetine son vermek, Hz Peygamberimiz (sav) efendimizin ana hedefleri arasında idi. Resülullah baştan itibaren bu ideali ashabının gönlüne yerleştirmiş ve onu hep canlı tutmuştur. Doğup büyüdüğü, Kur’an-ı Kerimin inmeye başladığı, kendilerine peygamberlik görevinin verildiği yer olan Mekke’nin İslam’la buluşması, her zaman gönülden istemekteydi. Ancak silah, araç gereçle donanımlı bir ordu ve müsait bir ortam gerekiyordu. Fetih için gerekli ordu hazır hale getirilmiş, ortam da müsait görünüyordu. Beytullahın putlardan temizlenme, Müslümanların inandıklarını rahatça yaşamalarının zamanı gelmişti.
peygamber efendimiz (s.a.v) miladi 1 Ocak 630 tarihinde 10 bin kişilik ordu ile hakkın batıla galip gemesi amacıyla Mekke’ye yürüdü. Bölgeye 16 km kala orduyu konuşlandırdı. Akşamleyin İslam ordusu, efendimizin emriyle on binleri aşan meşaleler yaktı. Mekkeliler bu manzarayı görünce şaşırdılar. Ebu Sufyan ve Hakim bin Hişam ne olup bittiğini anlamak için meşalelere doğru yürüdüklerinde ön birliklerde görev yapan Hz Ömer ve Hz Abbas tarafından yakalanıp Peygamberimizin huzuruna getirildiler. Efendimiz İslam ordusuna bir tören geçiti yaptırarak Ebu Sufyan’a seyrettirdi. Ordunun dinamik ve disiplinli yürüyüşünü gören Ebu Sufyan çok etkilendi. Durumu bildirmek üzre Mekke’ye dönen Ebu Sufyan, halka Muhammed’in ordusuna karşı koymak mümkün değildir. Evinde kalan, Ebu Sufya ‘nın evine gelen, Ka’beye sığınanlar güvendedir dedi. Efendimiz Mekke’de halka karşı silah kullanılmasını istemiyordu. Öyle de oldu.
İslam ordusu 4 koldan şehre girdi. Bir kaç ferdi olayın dışında çarpışma olmadan Mekke fethedildi. Fethin gerçekleşmesiyle efendimiz devesine binip ka’beye geldi. Devesi üzerinde tavaf etti. Yüce Allah Kur’anında “Deki,Hak geldi batıl zail yok olmaya mahkûmdur.buyurmuştur.İsra, 17/81 anlamındaki Ayeti okuyarak, ka’beye dikili 360 kadar putu, parçaladı. Ka’benin içine girip gerekli düzenlemeyi yaptıktan sonra 2 rekât şükür namazı kıldı. Ka’benin etrafında suskun vaziyette bekleyen halka efendimiz şöyle buyurdular.
Allah’tan başka ilah yoktur.Yalnız O’ vardır. O’nun eşi ve ortağı yoktur.kuluna yardım etti.Aleyhimize toplanan kuvvetleri hezimete uğrattı.İyi bilinki,bütün cahiliye adetleri,bütün mal ve kan davaları,bugün şu ayağımın altındadır.Yalnız ka’be hizmeti ve hacılara su dağıtma işi, bunların dışındadır.
Ey Kureyş topluluğu! Allah sizden cahiliye gururunu babalarla soylarla büyüklenmeyi gidermiştir.
Bütün insanlar Adem’dendir.Adem de topraktan yaratılmıştır
Tirmizi, Tefsirül Kur’an, 49.
Efendimiz kendisini dinleyen toplumun üzerinde biraz göz gezdirdikten sonra onlara:” Ey kureyş topluluğu, şimdi size ne yapacağımı sanıyorsunuz”? diye sordu. Senden hayır ümit ederiz. Çünki Sen değerli bir kardeşsin ve değerli kardeş oğlusun dediler. Efendimiz biraz bekledikten sonra sizin tamamınızı bağışladım. Hepiniz hürsünüz diyerek genel af ilan etti. Fetih günü öğle vakti girince, efendimizin emriyle Hz Bilal Kâbe’nin üzerine çıkıp ezan okudu. Namazdan sonra Hz Peygamber Mekkeli erkeklerden “İslam ve cihad “ üzere, kadınlardan ise Allah’a şirk koşmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, iftiradan sakınmak, hak olan her şeyde peygambere itaat etmek üzere biat aldı. İslam’la yeni buluşan insanlara, rehberlik etmek üzere Mekke’de Muaz bin Cebel’i bıraktı. Kendileri 15 gün sonra Medine’ye döndüler. Böylece İslam güneşinin doğduğu, Müslümanların kıblesi beytüllah’ı bünyesinde barındıran, dünya Müslümanları için büyük önem arz eden Mekke, hak ettiği ortama kavuşmuş oldu. Efendimizin ideali gerçekleşti. Mekke tüm Müslümanlar için emin ve medeni şehir oldu. Kıyamete kadar bu hal üzere devam edecektir inşallah. Dünyanın her tarafından hac ve umre yapmak üzere Mekke’ye gelen Müslümanlar, huzur ve güven içinde görevlerini yapma imkânına sahip oldular. Mekke’de fetihle beraber ırkçılığın yerini, İslam kardeşliği almaya başladı. Mekke halkı İslami hayatla buluştu.
Peygamberimizin huzurlu ve güvenli bir şehir olarak ümmetine bıraktığı Mekke, eski doğal halinde midir.? Zenginiyle, fakiriyle, kadınıyla , erkeğiyle her kes hayatından memnun mudur.? İnsan haklarına saygı var mıdır?. İslam hukuku her kes için işliyor mu?. Halkın kendi Arasında yardımlaşma ve dayanışma var mıdır? Bu soruların tamamına verilecek cevabın olumlu olduğunu görmek oldukça zordur. Dünyanın merkezi kıblegahımız ve aynı zamanda,Yüce Kur’an’ın semadan Resulullahla buluşmasına vesile olan nurlu şehir Mekke’nin fethinin 1395. Yılının İslam âlemine hayırlar getirmesini, Yüce Allahtan diliyorum
Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ