KANUN VE KURALSIZ KENDİNE MÜSLÜMANLIK
Reklam
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

KANUN VE KURALSIZ KENDİNE MÜSLÜMANLIK

14 Ekim 2024 - 12:53

KANUN VE KURALSIZ KENDİNE MÜSLÜMANLIK

kıymetli takipçilerim: sohbetime başlarken,çoğu kez duyup şahit olduğumuz bir söz vardır.Halk arasında konuşulduğunada çoğu kez şahit olmuşuzdur! 

“Herkes kendisine müslüman diye.

 Bu sözü söyleyene bakmak lazım  kendileri ne kadar Müslüman ve dindardır diye..

Bu söz bizleri bağlamaz söyleyeni bağlar. Artı benciliği simgeler.

Yardımdan, iyilikten uzak duran, dini tam anlayamamış kimseler için kullanılan bir sözdür ve düşünüldüğünde çok derin manalar ve korkutucu manalar içerir.

Hatırlanacak olursa iyilik önce Allah’a, sonra etrafa ve dine ve nihayet kulun kendisine yaptığıdır ki,iyiliğin sevabı da bu öncelik sırasına göredir.

Allah’a iyilik, Allah’ın fıtrat ve tevhidi istikametinde yaşamak, bu sistemin yeryüzüne egemen olması için amel ve fikir üretmek, gerektiğinde ilim ve cihada müracaat etmek, bilmek, anlamak, anlatmak, nasihat etmektir. Yani Allah’ın sınırlarının gönüllere ve cihana egemen olmasını temin yolunda yapılacak her şey Allah’a yardım etmektir ki Yüce Allah ayetinde, mealen, “Allah’a yardım edene, Allah da yardım eder” buyurmaktadır ki Allah’ın yardımına mazhar olabilecek bir kul için bundan yüce bir bahtiyarlık olamaz.

Etrafa, cihana, akrabalara, ailelere, muhtaçlara, hayvanlara, tabiata yardım ise ikinci gruptaki beşeri dış çevre denilen bizim dışımızdaki yaratılanlara yardımdır. Bu da Allah emridir ki en başta zekat, sadaka, tatlı söz, yardımlaşma, acıları paylaşma, hak ve hukuka riayet, komşuluk haklarına saygı, barışı ve adaleti tesis, hürriyet ve eşitliği temin, insan haklarını egemen kılma gibi gayrete hizmet eden tüm güzel ve faydalı fikir ve ameller, niyetler bu cümledendir.

İyiliğin en son ve faydası en az olanı da kulun kendisine iyiliğidir ki buda namaz, hac, oruç gibi farz, vacip ve sünnetler ile emredilenlerin ibadete ait olanlarını kapsar. 

Bu grupta kulun eda ettikleri sadece kendi kalp huzuru ve vicdan sesine hizmet ederken etrafa ve Yüce Allah’a çok bir şey ifade etmez. Sevabı da (doğrusunu Allah bilir) en az olan iyilik nevi budur.

Kendine Müslüman olmak sözü ile zikredilen de işte tam olarak budur ki kul sadece kendisine iyilikle meşgul olarak fani ömrünü tüketir ve cehennemden korunma, cennete gitme hayaliyle sevap biriktirmeye ve günahlardan sakınmaya çalışır. Her ne kadar Fena-gillah şeklinde yaşayıp hayat tarzı sürse de, bu sadece kendisi için bir çaba ve gayrettir. Lakin etrafına faydası yoktur ve iman kardeşliğine, İslam’ın yüceltilmesine, Müslümanlar arası yardımlaşma ve dayanışmaya katkısı yoktur. Sabah namazı ile başladığı günlük mesaisi yatsı namazı ile sona ererken günlük Kur’an okumalarını da eda eden bu grup kimseye zarar vermese de kimseye de fayda sağlamadan ömrü tüketir ve lakin insan olmanın mesuliyetini taşımadığı, emanetin gereğini yerine getirmediği ve Kur’an ile emredilenlere riayet etmediği için muhtemeldir ki ahiret sorgusunda şefaate muhtaç kalır.

Allah Resul’ü bir hadislerinde; İnsanların en hayırlısı insana faydası dokunandır.

Kendisine Müslüman olanların bir sonraki ermişliği etrafa iyiliktir ki bunu yapabilenler mü’minlik mertebesine daha yakın olanlardır. Kamil Müslümanların ermişliği ise dine ve Allah’a iyiliktir ki bu gruptakiler Allah kabul ederse mü’min olabilenlerdir.

Müslüman ve mü’min farkı bu nedenle çok katıdır ve ayetin ifadesiyle İslam’a girmekle, iman etmek farklı şeylerdir. Başkalarına ve Allah’a yardım etmede yarışabilmek bu nedenle sadece mü’minlere hastır ve sıradan Müslümanlar için mana ifade etmez.

Oysa dinin emri, Allah’ın farzı kulun kendisinden ziyade etrafa ve Yaratan’ına iyiliktir.

Bu aksamadaki en büyük etken elbette maddi olarak paraya aşırı tamah ve paylaşmama düşüncesi, yetersiz dini bilgi, kafi gelmeyen itikat, fıtrat ve tevhidi yeterince anlayamamaktır ki ahiret sorgusunun vehametinden ziyade dünya hayatının aldatıcı yoksunluklarından endişe eden milyarlarca insanın en büyük hatası işte bu parayı biriktirme ve paylaşmama hissiyatıdır ki bunu fısıldayan şeytandır, iblistir, insan ve cin şeytanlardır.

Allah cimri kullarını sevmez, boşyere israf edenler de sevmez.

Kulun kendisine iyilik etmesi yani kendisine Müslüman olması kolaydır. Abdest alarak günlük rekatları tamamlamamak hatta manasını anlamasa da roman okur gibi Kur’an okuması O’nu kendisine Müslüman yapabilir.

İslam’ın ve dinin emirlerinden bihaber olaraktan,hayattan kopuk insanlardan uzak,bir şekilde hayatını sürdürme çalışırlar.

Bir İnsan,sadece kendisini düşünmesi doğru değildir, etrafına çevresini bütün topluma faydası dokunması gerekir.

İslam dini bizlere bunu emreder.

Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin Deniz

 

 

Bu yazı 44 defa okunmuştur .