HZ. MUSA VE FİRAVUN HADİSESİ
Reklam
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

HZ. MUSA VE FİRAVUN HADİSESİ

24 Ağustos 2024 - 21:58

HZ MUSA VE FİRAVUN HADİSESİ

Firavun ve yakın çevresi kendi çok tanrılı sistemlerine, putperest inanışlarına öylesine bağlılardı ki, Hz. Musa’nın mucizelerle gelmesi bile onları bu batıl inançlarından döndürmemişti. Üstelik bunu açıkça ifade ediyorlardı: Onlar: büyümek için mucize(ayet) olarak her ne getirilirsen getir, yine de biz sana inanacak değiliz.” dediler.(Araf 132)

Bu tutumlarının karşılığında Allah, onlara dünya da da bir azap tattırmak için ayetin ifadesiyle “ ayrı ayrı mucizeler” olarak felaketler yolladı. Bunlardan ilki kuraklık ve dolayısıyla elde edilen ürünlerin azalmasıydı. Konuyla ilgili Kur’an ayeti şöyledir:Andolsun, biz de firavun ve çevresini belki öğüt alıp düşünürler diye yıllar yılı ürün kıtlığına uğrattı.”(Araf 130)

Mısırlılar tarım sistemlerini Nil Nehri’ne dayandırmışlardı ve bu sayede doğal şartların değişimi onları etkilemiyordu. Ancak Firavun ve yakın çevresinin Allah’a karşı büyüklenmeleri ve Allah’ın peygamberini tanımamaları Sebebiyle kendilerine beklenmedik bir felaket gelmişti. Fakat ayette de belirtildiği gibi “öğüt alıp düşünmeleri” gerekirken, bu olanları Hz. Musa’nın ve İsrailoğulları’nın getirdiği bir uğursuzluk olarak kabul ettiler. Ardından Allah, bir seri felaket gönderdi. Bu felaketler Kur’an’da şöyle bildirilmiştir: bunun üzerine (ayet)ayrı ayrı ayrı mucizeler,tufan,çekirge, haşarat kurbağa ve kan musallat kıldık. Yine büyüklük tasladılar, suçlu günahkar bir kavim oldular.(Araf 133)

Hz.Musa neden firavuna beddu etmiştir.

Hz. Musa Yüce Allah'tan maddî refah ve zenginliğin aldatıcı cazibesine kapılan Firavun ve eşrafının mal ve servetlerini yok etmesini, kalplerini katılaştırmasını, nihayetinde de bu gürûhun iman etme emaresi göstermeden canlarını almasını istemektedir.

Ve bunun için Hz.Musa 40 Sene Firavun'a Azap İnmesi İçin Dua Etse de Duası Kabul Olmamış 40 Yıl Sonra Azap İnince Hz. Musa Demiş ki : "Allah'ım Neden 40 Yıl Bekledin? Buyurdu ki: "Ne Kadar Kötü Birisi Olsa da Annesine İyi Davranıyordu. Annesi Ölünce, Azabı İndirdim buyurdu.

Firavun ve yakın çevresine gelen belalara bir gözatalım.

Allah’ın Kur’an’da bildirdiği bu felaketlerden Ipuwer papirüslerinde şöyle bahsedilmektedir:

“Felaketler tüm memleketi sarmıştı. Her yerde kan vardı.

Nehir kan oldu.

Böyle dün gördüğüm herşey helak oldu. Biçilmiş gibi her toprak çırılçıplak...

Mısır’ın aşağısı mahvoldu... Tüm saray ıssız kaldı. Sahip olunan herşey: buğday ve arpa, kazlar ve balıklar...

Gerçekten ekin her yerde mahvoldu...

Topraklar- tüm kargaşaya ve gürültüye rağmen… Dokuz gün boyunca saraydan hiçbir çıkış yoktu ve kimse o şahsın yüzünü göremedi... Şehirler kuvvetli akıntılar tarafından yerle bir oldu... Yukarı Mısır harap olmuştu… her yerde kan vardı… ülkede salgın hastalıklar baş gösterdi… Bugün gerçekten kimse kuzeye Byblos’a gidemiyor. Mumyalarımız için ne yapacağız?... Altın azalıyor...

İnsanlar sudan korkar oldu. Su içtikten sonra bile susadılar. 

İşte suyumuz! Mutluluğumuz! Yapabileceğimiz ne var? Herşey talan.

Şehirler yıkıldı. Yukarı Mısır kurudu.

Yerleşim alanları bir dakika içinde altüst oldu.“

 Hz Musa bu seferde Allah’ım bana görün; sana bakayım” demiş,yani Allah’tan kendine görünmesini istemiştir.

Hz. imkansız olanı değil, câiz olanı istemiştir. Böyle olunca da, “Sen beni asla göremezsin” şeklindeki ilâhî cevap, mutlak olarak imkânsız olan bir isteği red anlamı taşımayıp, sadece Allah'ın dünyada görülemeyeceğini bildirmiştir.

Yüce Allah’ı biz bu dünyada bu gözle asla göremeyiz ancak,Allah bizi gören ve gözetendir.

Allah’a her şey âyan yandır bunu asla aklımızdan çıkarmayın.

Araştırmacı Vilayetçi yazar Hüseyin Deniz

 

Bu yazı 137 defa okunmuştur .